Ekonominin patronu Ali Babacan, Türkiye'nin Mayıs ayı sonu itibarıyla 12 ay içerisinde ödemesi gereken kamu artı özel dış borcun toplamının 169.5 milyar dolar olduğunu belirterek, "Bir de bunun üzerine cari açığı ekleyin. Oradan da bir 50-60 milyar dolar koyun üzerine, nereden baksanız 220 milyar 230 milyar arası bir finansman ihtiyacı var" dedi. İktidarın önemli bir elemanından itiraflar gelmeye devam ediyor. Hani Erdoğan, Türkiye'nin IMF'ye borcunu ödemişti? Türkiye sathında neredeyse bütün bilboardları süsleyen o ifadeleri hatırlayalım: IMF'ye borcu ödedik. Borcumuz bitti. Borç yok. Biz IMF'ye borç vereceğiz. Babacan'ın ifadeleri yeterince açıktır. Takke düşmüş, kel görünmüştür. Açıkçası, Türkiye borç batağındaymış. Biz, bu gidişat yanlıştır demiştik. Uygulanan program, IMF Direktörü Kemal Derviş'in getirdiği 19. Stand-by antlaşması ile olmaz. Programın parametreleri sürdürülebilir borçlanmayı öngörüyor. Sonu felakettir. Türkiye'nin finansmanının ecnebilere teslim edilmesi yanlıştır demiştik. Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modeli'nde finansmanın yabancılar yerine emisyonu genişleterek hem de maliyetsiz yapılacağını yazmıştı. Yaptığı programlarda uzun uzun anlatmıştı. İktidar verdiği sözlerin gereği ecnebilere imkân tanıdı. Onların önünü açtı. Kamu ve özel borçlandıkça borçlandı. Ali Babacan zaten 'sürdürebilir borçlanmayı öngörüyoruz' diyordu. Aynı kafada devam ediyor. İleriye yönelik düşünce ve endişeleri açıklıyor. Ali Babacan, şunları da söyledi: "Dolayısıyla bizim bu finansman ihtiyacını için bu çarkın dönmesini sağlamak için, ileriye doğru 5 yıl 10 yıl makul bir resim ortaya koymamız lazım. Kararlı ve güçlü bir politika ortaya koymamız lazım ki bu finans akışı böyle devam etsin. Yoksa bir flu olursa, bir önünü görememe olursa ya Türkiye nereye gidiyor? Türkiye hesabını kitabını bilerek mi hareket ediyor yoksa Türkiye ipin ucunu kaçırmış artık nereye gittiği belli değil mi? Böyle bir endişe oluşursa Allah korusun o tabi riskli bir durum. Çok dikkatli ölçülü hep güven veren, öngörülebilen bir ekonomi politikası bizim başarımızın temeli." İfadelerinden endişeli olduğu anlaşılıyor. Türkiye'nin gücünü devreye sokmazsın, ecnebiyle işbirliğinin sonunun felaket olduğunu görmezsin, bu ne körlüktür?
Mahmut Erdem / diğer yazıları
- Fakirleşerek büyüme / 18.06.2022
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020