28 Şubat'a Okumlar-Son (Erbakan'dan-Erdoğan'a)

28 Şubat okumalarına "aslında ne yazılsa azdır" notu ile birlikte bugün son noktayı koyacağız.İlk tesbitimiz şu: "28 Şubat'ın temel kahramanlarının hiç birisi içten değildi. Onlar "iyi adam- kötü adam" rolü üstlendikleri filmde oyun oynadılar hepsi o kadar."Biz millet olarak bir tiyatro seyrettik ve o tiyatro sonunda bir kamyona dönüşerek hepimizi ezip geçti. Aktörler ise işleri bittikten sonra bir köşeye atıldılar. Çevik Bir Cumhurbaşkanı olmaya kalktı ama sadece dalga mevzu oldu. Erbakan ise yolsuzluktan mahkum olarak siyasi hayatını çok kötü bir final ile bitirdi. 2. tesbit şu:28 Şubat'ın aktörlerinin samimi bir duruşlarının olmadığının ispatı önceki hayatlarında "hayat-memat" mevzu olarak gördükleri fikirlerinden kolayca vaz geçmiş olmalarıdır.Gerek Çevik Bir, gerekse Erbakan en çok kendi iddialarına zarar verdiler. Hemde kendi elleri ile! 28 Şubat'ın aktörleri çok kısa bir sürede temel iddialarının 180 derece zıddı bir noktaya gelmişlerdir. Erbakan Haçlı Kulübü söyleminden AB limanına demir atarken, Çevik Bir'in nerede ise ödül almadığı Yahudi kuruluşu kalmamıştır.3. tesbit:Asıl önemli olan çatışmanın tarafları 28 Şubat süreci nedeni ile olduklarından farklı bir noktaya sürüklenmediler. Deyim yerinde ise asıllarına rücu ettiler. Gittiler ve AB-ABD limanına demir attılar. Onların bir bahaneye ihtiyaçları vardı ve elbirliği ile bu gerekçeyi "28 Şubat adı ile" üretmiş oldular!Çünkü değişim, dönüşüm vs. bir noktaya kadar anlaşılabilir ama bu kadarının izahı yok. En temel iddialardan bu kadar uzaklaşmak "zor" ile izah edilemeyecek kadar büyük ve başka bir meseledir.4. tesbit:28 Şubat millete ve devlete karşı kurulan bir tuzak olmuştur!28 Şubat'ta TÜRKİYE KAYBETMİŞTİR. Kazanan ise yazık ki ABD ve BATI olmuştur.Erbakan ülkeyi özellikle dini hürriyetler anlamında yarım asır geriye götürmüştür. Ki o Erbakan'ın kendi iktidarı için neler vaad ettiğini gökyüzünün altında yaşayan herkes çok iyi bilir.Çevik Bir içinde durum farklı değildir. Çevik Bir sayesinde Türk devleti bir kırılma dönemine girmiştir. Kırmızı çizgiler ve pembe rengin bir araya gelmesi 28 Şubat sürecinin bir sonucudur.5. tesbit:28 Şubat AKP iktidarının önünü açmıştır. 28 Şubat aktörlerinin bugün karşı imiş gibi durdukları AKP, 28 Şubat'ın çocuğudur. Ve bu noktada Erdoğan ve partisi, ana-babası sayılacak Erbakan ve Çevik Bir zihniyetinden anlamlı hiç bir muhalefet görmemiştir.Çevik Bir mesela Ali Babacan ile birlikte İsrail ziyaretlerinde birbirlerine kol kanat olmuşlar, Erbakan ise hiçbir zaman çocukları için "dışarıda" bir söylem ve dil kullanmamıştır. Ki Hoca'nın en iyi bildiği şey aslında budur!Erbakan istese idi Erdoğan'ı durdururdu. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın! Altına attığı 28 Şubat imzalarından kurtulma salvoları atabilen Hoca, istese idi Erdoğan'ı büyütmezdi. Büyükşehir dönemindeki akçeli işlerden tutunuzda daha neler neler Erbakan'ın bilgisi dışında değildi!Süreçin Aktörleri gayet ustalıklı bir şekilde AKP'yi milletin önüne koymuş, Erdoğan'ı umut haline getirmiştir.6. tesbit:Üzerinde durulması gereken bir başka nokta da şudur.Erdoğan zihniyeti değişim adı altındaki çürümeyi Erbakan'dan tevarüs etmiştir. Sonuçta Erdoğan emdiği sütü Erbakan'dan almıştır.İktidar için her yolun mübah olması, kişisel zenginleşme ve iktidar, din-millet ve vatan telakkisi tümü ile Hoca'dan alınmıştır. Erdoğan'ın yolu ile Erbakan'ın yolu büyük fotoğrafta  aynıdır.Şöylede düşünebilirsiniz. Babalar çocuklarının günahlarından sorumlu değildir amma çocukların tamamı aynı yanlışta ise bu fotoğraf, babanın da aynı hastalıkla malul olduğunu göstermez mi?Çocuklar bu kadar kolay yoldan çıkabiliyorlarsa, ailede babadan-atadan gördüklerinin yansıması değil midir bu durum?7.tesbit.Erbakan devraldığı ve tekel vaziyette temsil ettiği onca mirasa rağmen millete hizmet edememiştir. Kader ona bu imkanı tanımamıştır. Çünkü hizmet edebilmenin şartları vardır. Birincisi, kendi dünyanızda hizmet edebilmeye layık olmak. İkincisi, murad ve yönelişinizin sadece ve sadece bu hedefe yönelik olması gerekir. Tarihe bir bakın... Bu amacı taşıyan herkes karşılığını almıştır. Erbakan zihniyeti ise hizmet bir tarafa, temel değerlerin yel olup uçmasına sebep olmuştur.Şöyle etrafınızı bir yoklayın... Toplumun en dinamik kesimini oluşturan muhafazakar kitlelerin düştüğü nokta dramatik değil midir?Çareyi Papaz dostluğunda arayan diyalogcular, ABD'siz olmaz kardeşim diyen Camii cemati, para için her şeyi satışa çıkarmış ihaleciler, İktidar için Batıya İmanlarını teslim etmiş İktidarlar ve toptan liboşize olmuş sözde İslamcı Aydın...Bu kimin eseridir acaba?