Hani hepimizin bildiği, "ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler" halkından uzak, zevk ve sefa ile devlet yönetme anlayışı Fransa'da yaşanmıştı. Şimdilerde ise Erdoğan ve hükümeti, Türkiye'ye ve Türk milletine "Fransız" kaldıkları için aynı anlayışı sergiliyorlar. Ülkemizde pasta yiyenler çoğaldı. Bakın! Geçen yıl 35 olan dolar milyarderi sayısı bu yıl 44'e çıkmış. Yine bu kesimin geçen yıl 95 milyar dolar olan servetleri, bu yıl 117.8 milyar dolara çıkmış. Erdoğan da bu servetlerin üzerine sana verdiği 770 TL'yi koyuyor, ikiye bölüyor ve "ekmek bulamıyorsan pasta yesene kardeşim" diyor. Hemen "hadi oradan" demeyin. Daha geçenlerde Balıkesir'de Başbakan ne diyordu; "Türkiye'yi güven ve istikrar ile yönetiyoruz. Bugün ekonomide başarılıysak bu iki kelime sayesinde başarılıyız… Sırtınızı Allah'a ve millete dayadığınızda siz, o sorunu ezer geçersiniz. Sorunlar karşısında cesaret gösteremeyenler milleti ancak bir süre kandırabilir." Sırtını Allah'a dayadıklarını iddia edenleri hemen Allah'a havale edip, millete dönelim; Her 100 aileden 72'sinin aylık bin 200 lira gelir düzeyinin altında yaşıyor. Yine her 100 aileden 93'ünün gelir düzeyi 2 bin 500 liranın altında. Yine ailelerin yüzde 41,8'i, 800 ila bin 200 lira arasında aylık gelirle yaşamak zorunda. Bu rakamları Aile Bakanlığı açıklayamadı. Ama gerçeği de saklayamadı. Aile Bakanlığı'nın yaptığı araştırmada ise Türkiye'deki 19 milyon ailenin yüzde 60'ının yoksulluk sınırında bir gelirle yaşamak zorunda olduğunu açıkladı. Yoksulluk ne demektir, bir daha hatırlayalım; Bir insanın, ailenin yeme, içme, giyinme, barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılayacak bir gelire sahip olamaması durumunu sözlükler "yoksulluk olarak tabir ediyor. Tayyip Erdoğan ise "güven ve istikrar" olarak. Malumunuz Bursa'da döner kesmeyi deneyen Ahmet Davutoğlu'na bir vatandaşımız isyan etmiş ve "Ben 15 yıldır buradan geçiyorum. Bir kez bile o iskenderden yiyemedim. Sayın Bakana afiyet olsun" demişti. Allah'tan Sayın Bakan; "Haddini bil! Git, ayran dahil 1.5 TL'ye tavuk döner ye" demedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in sözleri bir hafta manşetlerde kaldı. Hemen her kesim eleştirdi. Bu nasıl bir mantık, anlayış, diye sorguladı ve kapandı konu. Tekrar açalım. Bakan ne demişti; "Asgari ücretle geçinilmez diye bir şey yok. Geçinirsiniz. Ona mahkûmsanız 800 TL'de büyük bir paradır. Netice itibariyle peynirin kilosunun fiyatı bellidir, ekmeğin fiyatı bellidir. Bir geçimdir sürdürebilirsiniz." Evet! Bence, Bakan doğru söylüyor. 800 TL büyük para. Çünkü 800 büyüktür 799'dan. AKP'nin mantığı bu değil mi? Sonra Bakan çıkıp, sözlerinin istismar edildiğini açıkladı. Kendisini aklamak için kurduğu cümleler ise düşünenler için ibret vericiydi. Bakan diyor ki; "Asgari ücret bir taban fiyattır. Biz diyoruz ki işverene, bundan aşağı ücret talep edemezsin. Asgari ücret, sosyal devletin koruma aracıdır. Bunu kaldırırsanız 400 TL ücret teklif eden de olabilir." Sosyal devlet mantığına bakar mısınız? Sanki bu devlet sahipsiz, sanki bu millet maraba veya köle, sanki devleti para babaları veya ağalar yönetiyor da, onların zulmünden bizi (milleti) hükümet koruyor. Sayın Çelik, hükümet olarak asgari ücretin 1500, 2000 TL arasında olmasını istediklerini ve bunu her ortamda dile getirdiklerini, vurguluyor. Ama bu dillendirme bir türlü icraata dönüşmüyor. Neden mi? Çünkü hükümetin sadece düşündüğü bu 1500, 2000 TL parayı vatandaşa verseler işsizlik sorunu ortaya çıkar ve işsizlik artarmış. Kurban olduğum Hocam (Prof. Dr. Haydar Baş) boşuna demiyor; Bunlar benim ilmimin sadakası bile olamaz, diye. Ey Türk Milleti! Bir tarafta düşündüğünü bile hayata geçiremeyen bir iktidar. Diğer tarafta ise asgari ücretin 4000 TL olacağı artı vatandaşlık maaşı artı ev hanımlarına maaş, emeklilik hakkı, çocuk maaşı, doğum parası, eğitim ve sağlığın devlet eliyle bedava halka sunulması gibi noter tasdikli vaatlerini, Milli Ekonomi Modeli ile uluslararası camiada bilimsel olarak kanıtlanmış, kabul görmüş bir lider. Şimdi yokluğa mı talipsiniz yoksa "BAŞTÜRK"e mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Unuttuklarımız çocuklarımızın geleceğine mal oluyor / 28.07.2025
- Büyükşehir yasasını hatırlar mısın? / 27.07.2025
- Konuştuklarımız ve konuşturulmadıklarımız / 26.07.2025
- Bedeli hep millet mi ödeyecek? / 25.07.2025
- Ey CHP! / 24.07.2025
- Milleti sorunlarını çözemeyenler devletin varlığına yöneldi / 23.07.2025
- Türk Milleti’nin ne kadar çok hasmı varmış / 22.07.2025
- Provokatör olmuşum! / 19.07.2025
- Ümmetçilik laf ile işi değil gönül işidir / 18.07.2025
- Suriye’ye barış, huzur yağıyor! / 17.07.2025
- Büyükşehir yasasını hatırlar mısın? / 27.07.2025
- Konuştuklarımız ve konuşturulmadıklarımız / 26.07.2025
- Bedeli hep millet mi ödeyecek? / 25.07.2025
- Ey CHP! / 24.07.2025
- Milleti sorunlarını çözemeyenler devletin varlığına yöneldi / 23.07.2025
- Türk Milleti’nin ne kadar çok hasmı varmış / 22.07.2025
- Provokatör olmuşum! / 19.07.2025
- Ümmetçilik laf ile işi değil gönül işidir / 18.07.2025
- Suriye’ye barış, huzur yağıyor! / 17.07.2025