logo
04 MAYIS 2024

AB uğruna yanlışa da doğru mu diyeceğiz?

22.12.2005 00:00:00
Zamanla her şey netlik kazanıyor, sisler dağılıyor, arka planlar ortaya çıkmaya başlıyor.Siyasilerimizin hayallerini süsleyen AB ve stratejik müttefik(!) ABD, ne hikmetse, Türkiye'ye, Türk milletine iftira eden bir şahıs için oldukça mesai harcadı.Pamuk aşağı, Pamuk yukarı? Gündemlerini bayağı meşgul etti. "Dünya yuvarlaktır" diyen Galileo'yu hiç gözünün yaşına bakmadan idam eden Batı, meğer düşünceye -yalan, yanlış iftira da olsa- ne kadar sahip çıkıyormuş. Pamuk için defalarca toplantılar yapıldı, komisyonlar kuruldu. İlerleme raporlarında, zirvelerde "fikir ve düşünce hürriyeti" maskesiyle Türkiye'nin önüne konuldu, hatta son raporda bizzat Orhan Pamuk ve Hrant Dink'in isimleri de ifade edildi.Biz zannediyorduk ki, fikir ve düşünce hürriyeti denilince, memurun, işçinin emeklinin, çiftçinin sıkıntılarını rahatça ortaya koyabileceği bir hürriyet isteniyor. Meğer AB ve ABD'nin istediği bu değilmiş. Fikir ve düşünce hürriyetinden maksatları Türkiye'ye ve Türklüğe, değerlerimize hakaret edenlerin önünü açmakmış. Dahası, Apo ve PKK'ların affı, Pamuk'un, Dink'in korunması ve de kollanmasıymış. 30 bin masumu şehit eden bir teröristbaşının bu ülkenin Başbakanı ile demeç yarışına girmesiymiş.Kısaca bu vatanın asıl sahibi olan bu aziz milletin susturulması, bölmek isteyenlerin, hakaret edenlerin, iftira atanların konuşturulmasıymış.Şunu kesinlikle unutmamak lazım ki, bu tür olayların su üstünde tutulmasının, mutlaka perde arkasında bir ya da birkaç hedef vardır.Son zamanlarda gündeme gelen AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu (KPK) Eşbaşkanı Joost Lagendijk'in açıklamaları ve de hükümet kanadında oynanan tiyatro bu hedefleri ortaya koymaktadır.Nedir bu hedefler? "Türkler, 1.5 milyon Ermeni'yi, 30 bin kürdü katletmiştir" iftirasına rağmen Pamuk'u davası düşerse, bu bir nevi kabul anlamına gelecektir. Böyle bir adım emsal olarak gösterilip daha büyük yaralara sebep olabilir. "Türklüğe hakareti" düzenleyen en temel kanunlardan biri olan TCK'nın 301. maddesinin değiştirilmesi gündeme getirilmiştir. Başmüzakereci Babacan'ın bu maddenin değiştirilmesi yönündeki açıklamaları oldukça dikkat çekicidir. AB istiyor diye, dava kanuna göre değil, kanun davaya göre değiştirilmek istenmektedir.Bu davada AB'nin üst düzey bir heyetle olaya müdahil olması, AB sürecini davanın düşmesiyle ilişkilendirmeleri her ne kadar Sayın Adalet Bakanı Çiçek "Biz müstemleke yargısı değiliz" dediyse de yargıda bağımsızlığımıza bir müdahaledir. Eğer bu aşamada bu baskılar doğrultusunda dava düşerse, bu aynı zamanda yargıda bağımsızlığımızı tamamen devrettiğimizin ispatı da olacaktır.Sayın Babacan'ın, AB'ye katılım sürecinde "Türkiye'nin iç gündemi" diye bir şeyin olamayacağını ifade etmesi, hükümetimizin bu gidişatı kabullendiğinin de göstergesidir.Lagendijk'in, "TSK'nın gücünü PKK artırıyor", "Türk ordusu, PKK'yla savaşmayı seviyor. Böylece değerini koruyor. Başbakan, Kürtlerle diyaloga geçince ordu, provokasyona başladı. PKK da yanıt verdi", "Ben, kim başlattı, kim devam etti diye tartışmak istemem ama Güneydoğu'daki spiral şiddettir'' gibi ifadelerle TSK'yı PKK terörüyle bir tutması, hatta askerimizi provokatörlükle suçlaması oldukça düşündürücüdür.Bu ifadelerle AB'nin TSK ile ilgili hedefleri ortadadır. Cumhuriyetimizin teminatı olan TSK'dan, siyasilerimizin AB hayali uğruna körü körüne girdikleri dipsiz kuyuya atlaması istenmektedir.Çünkü bağımsızlığımızın devrini teklif edebilecek kadar mandacı zihniyete sahip olan AB uşaklarını bugüne kadar dizginleyen TSK'dır. AB, bunu gayet iyi bildiği için TSK'yı yıpratmak istemekte ve de siyasiler gibi teslimiyetçi olmalarını sağlamaya çalışmaktadır.Lagendijk, "Türkiye'nin kadın-erkek, sivil-asker ve Kürt-Türk konularında yeniden düzenlemeler yapması gerekir" ifadeleriyle de AB hayali uğruna bizi biz yapan bütün değerlerimizin değiştirileceği sinyallerini vermektedir. Zaten AB müzakere Çerçeve Belgesi'nde vurgulanan 35 konu başlığını incelediğinizde Türkiye'yi ve Türk milletini ne hale getirilmek istendiği açıkça ortaya çıkacaktır.AB, yapmadıklarını Türkiye'den talep etmektedir. Kendileri yasak üzerine yasak koyarken, bizim yasalarımızı delik deşik yapmamızı istemektedirler. Kendileri daha güçlü bir ordu yapılanması oluştururlarken, bizden askerin siviller gibi olmasını istemektedirler. Onlar kendileri hakkındaki gerçek ve ispatı olan suçlamaları dahi kabul etmezken, bizden yapmadığımız şeyleri kabul etmemizi istemektedirler.Bizden sonra AB'ye müracaat eden bütün ülkelere yeşil ışık yakılırken, Türkiye'nin zor bir vaka olduğu sık sık ifade edilmektedir, sürekli yokuşa sürülmektedir.Sizce, ne akla ve mantığa ne de tarihi değerlerimize uygun olmayan bu gidişatta ısrar etmenin mantığı nedir?Kendimize çeki düzen vermeli, milli politikalarla kendi ayaklarımızın üzerinde durmalıyız.
 
Murat Çabas / diğer yazıları
Vatandaşlara ajanlık hakkında bilgi verildi
MİT'ten videolu 'casusluk' uyarısı
Türkiye'nin ekonomisini Almanya'da anlattı
'Kredi notumuz artıyor, doğru yoldayız'
'Kazan-kazan' pazarlığı mı yapıldı?
'Al paşaları ver anayasayı'
Kılıçdaroğlu ile görüşmede Erdoğan ziyareti de masadaydı
'Görüşmenin önemli kısmını paylaştım'
'Çok ölü var' diyerek mezarlığa ambulans istedi
Pes dedirten çağrılar
Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı
İçişleri Bakanlığından tasarruf açıklaması
Cenazeleri bulunan işçilerin kimlikleri belli oldu
İliç'te iki cenazeye daha ulaşıldı
'Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım yok'
58 yıldır gerçek kimliğini arıyor
Aralarında kanser, MS ve diyabet ilaçları da var
81 ilaç geri ödeme listesine alındı
200 nüfuslu köyden 50 ülkeye ihracat
300 kişiye istihdam sağlıyor
Darısı Süper Lig'de yaşanan olaylara
Olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis
Şehirde kurulan yağma düzenini açıkladı
Doğal gazını bile belediye ödemiş
7 ilçede 14 kişi gözaltına alındı
'Daltonlar' çetesine operasyon
'Artık sağlığım bu görevi yerine getirmeme izin vermiyor'
Genel başkanlığı bırakıyor
Vatandaşlara ajanlık hakkında bilgi verildi
MİT'ten videolu 'casusluk' uyarısı
Türkiye'nin ekonomisini Almanya'da anlattı
'Kredi notumuz artıyor, doğru yoldayız'
'Kazan-kazan' pazarlığı mı yapıldı?
'Al paşaları ver anayasayı'
Kılıçdaroğlu ile görüşmede Erdoğan ziyareti de masadaydı
'Görüşmenin önemli kısmını paylaştım'
'Çok ölü var' diyerek mezarlığa ambulans istedi
Pes dedirten çağrılar
Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı
İçişleri Bakanlığından tasarruf açıklaması
Cenazeleri bulunan işçilerin kimlikleri belli oldu
İliç'te iki cenazeye daha ulaşıldı
'Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım yok'
58 yıldır gerçek kimliğini arıyor
Aralarında kanser, MS ve diyabet ilaçları da var
81 ilaç geri ödeme listesine alındı
200 nüfuslu köyden 50 ülkeye ihracat
300 kişiye istihdam sağlıyor
Darısı Süper Lig'de yaşanan olaylara
Olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis
Şehirde kurulan yağma düzenini açıkladı
Doğal gazını bile belediye ödemiş
7 ilçede 14 kişi gözaltına alındı
'Daltonlar' çetesine operasyon
'Artık sağlığım bu görevi yerine getirmeme izin vermiyor'
Genel başkanlığı bırakıyor
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.