Geçtiğimiz pazar akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, özel bir televizyon kanalında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Programda ABD Senatosunun, 'Türkler soykırım yaptı' kararıyla ilgili olarak; "Yeri geldiği zaman otururuz bütün heyetlerimizle beraber, kapatılması gerekiyorsa İncirlik'i de kapatırız, Kürecik'i de kapatırız" dedi.
Oradaki gazetecilerden, 'ABD daha ne yapsın Sayın Cumhurbaşkanım?' sorusunu sormalarını beklerdim, desem yalan olur. Soramazlar, akıllarına bile gelmezdi. Ama biz soralım; ABD daha ne yapsın Sayın Cumhurbaşkanım?
1- Türkiye Cumhuriyetinin birlik ve bütünlüğünü FETÖ ile kasteden ABD değil mi?
2- Fethullah Gülen'i, ülkemize vermeyip himaye eden ABD değil mi?
3- Türkiye Cumhuriyetini mahvederiz, diyen ABD değil mi?
4- Özelde şahsınıza genelde devlet ve milletimize o mektubu yazan ABD değil mi?
5- Suriye'de askerimize kurşun sıkan teröristlerin silahlarını veren, arkasında duran ABD değil mi?
6- Karşılıklı imzaladığınız mutabakatın şartlarını yerine getirmeyen ABD değil mi?
7- Proje, üretim ortağı olduğumuz, parasını verdiğimiz F-35'leri ülkemize vermeyen ve adeta el koyan ABD değil mi?
8- Kendi paramızla aldığımız S-400'ler için hemen her gün ülkemizi tehdit eden ABD değil mi?
9- Rahip Brunson üzerinden yargımızla adeta dalga geçen ABD değil mi?
10- Akdeniz'de karşımızda duran ABD değil mi?
ABD'nin devlet ve milletimize yönelik düşmanca tavırlarına örnek olarak daha onlarca madde sıralayabiliriz. Şimdi tarihimize de iftira atarak bu şerefli milleti, 'soykırımcı' ilan ettiler.
Ama benim ülkemin Cumhurbaşkanı, "gerekirse" diyor. Gerekmesi için ABD'nin daha ne yapması lazım, diye soruyorum!
Soykırım heykeli yapılsın
Madem dünya beşten büyüktür. Madem ABD, kendini dünyanın efendisi zannediyor. Buyurun dünyaya ABD vahşi yüzünü gösterin.
ABD'nin, Ankara büyükelçiliğinin tam karşısına Beyazların, 5 dolara Kızılderililerin kafataslarını nasıl yüzdüklerini simgeleyen bir heykel açın.
Madem ki, biz haktan yanayız, hakikatten yanayız, zulme, zalime karşıyız, gerçeklerin taraftarıyız. Buyurun yapın!
Akdeniz
En başta bugün Libya'nın yönetiminde Kaddafi veya Kaddafi misyonunda bir yönetim olsaydı Akdeniz'de dışlanan, hakları gasp edilmek istenen bir Türkiye olmayacaktı.
Ama her alanda olduğu gibi bu konuda da adeta bindiğimiz dalı kestik ve sözde, Libya'yı, Libyalılara teslim etmek için' Batının yanında Libya'nın bölünmesine, istikrarsızlaştırılmasına direkt taraf olduk.
Bu sürecin sonunda Doğu Akdeniz'de Türkiye ve KKTC'nin yetki alanları yok sayılarak, İsrail, Mısır, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi doğal gaz sondaj çalışmaları başlattı.
Bu adım Türkiye için hem siyasi, hem ekonomik hem de stratejik anlamda çok önemli bir tehdittir.
Ülkemizi idare eden anlayış, rahmetli Atatürk'ün, "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir" sözünün mahiyetini yeni yeni idrak etmeye başlamış olacaklar ki, olumlu adımlar ve imzalar atıyorlar.
Ama Libya istikrarsız, yönetimi belirsiz ve Türkiye yalnız...
En başta her zamanki gibi ABD ve AB anlaşmaya tepkili ve Türkiye'nin karşısında yer aldılar.
Diğer taraftan ise anlaşmayı Trablus merkezli, "Ulusal Mutabakat Hükümeti"ni desteklerken, Tobruk merkezli "Temsilciler Hükümeti" ise yapılan anlaşmayı geçersiz sayıyor.
Bir diğer nokta ise ülkemizi tehdit eden Hafter güçlerini, Rusya, BAE, Suudi Arabistan, Fransa ve Mısır destekliyor.
Yani Türkiye, Suriye'de Rusya ile birlikte hareket ederken; Libya'da Rusya'nın karşısında yer alıyor.
Bakalım nasıl bir denge oluşacak?
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024