Savunma Bakanlığı, ABD ile ilk hava devriyemizi attık, diye açıklama yapıyor.
Genelkurmay'dan ise peş peşe gerek sınır, gerek İdlib ve o bölgeye yakın topraklarımızda çıkan çatışmalarda verdiğimiz şehitlerimizin haberleri duyuruluyor.
Neler oluyor Fırat'ın doğusunda? Neler oluyor İdlib'te?
Suriye ordusunun, Türk gözlem noktalarını kuşattığı, birliklerimizin konuşlandığı noktalara taciz ateşi açtığı haberleri ardı sıra yayınlanıyor.
Dünyada herkes Suriye ordusunun yönetiminin tamamen Rusya'da olduğunu biliyor. Acaba Rusya, Türkiye'nin ABD ile anlaşmasından rahatsız olduğu için mi tepkisini sahada gösteriyor? Türkiye iki süper güç arasında mı kaldı?
'Fırat'ın doğusunda gerekirse kendi göbeğimizi kendimiz kesecektik' ya! Bölgede raconu kim kesiyor?
Genelde Suriye, özelde ise Fırat'ın doğusuna yönelik Türkiye'nin ortaya koyduğu hedefler vardı.
Terör koridorunu engelleyerek hem ülkemize yönelik tehditleri yok etmek, hem de Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlamak.
Bölgede istikrar sağlandığında ülkemizdeki mültecileri, kendi ülkelerine göndermek…
Şimdi soralım; Bölgede ülkemiz için en büyük tehdit olan terör örgütü hangisidir? PYD-PKK örgütü.
Türkiye bu örgütü ülkemiz için tehdit olmaktan çıkaracak, etkisiz hale getirecek bir plan hazırladı.
Neydi o plan? Fırat'ın doğusundan Irak sınırına kadar 480 kilometre uzunluğunda ve 35 ila 40 kilometre derinliğinde 'güvenli bölge' oluşturmak.
Güvenli bölge planımıza ilk kim karşı çıktı? İran mı? Hayır. Rusya mı? Hayır. Kim? Müttefik denilen ABD!
Malumunuz tehdit ettiler sonra geldiler, görüştüler. Anlaştığımız açıklandı. Anlaştık ama ABD'nin masaya, 'tamam güvenli bölge olsun ama öyle sizin istediğiniz ende, boyda değil. 5-15 kilometre derinlikte, 180 kilometre uzunlukta. Artı buraları da beraber kontrol edeceğiz!' şerhiyle!
Hükümet, birçok konuda anlaştık, anlaşamadığımız bazı noktalar var ama ortak devriyelerimiz başlıyor, dedi. Yani muallak bir durum…
* * *
Allah rızası için birisi doğru cevap versin; ABD, Fırat'ın doğusunda kimin güvenliği için var?
ABD, Fırat'ın doğusunda kimin güvenliğini sağlayacak, kimi kime karşı koruyacak?
Bu soruların cevabını cami çay ocağında oturan dededen, mahalle sohbetlerindeki ninelere kadar herkes biliyor. Ki, ABD, Türkiye'nin menfaatine olan hiçbir adımı atmaz.
Artık herkes kabul etti ki! ABD gibi dostun varsa düşmana ihtiyacın yok.
Bir başka hassas nokta ise Türkiye'nin imzasıyla ABD'nin bölgede kalıcılığı resmileşti.
Sonuçta tıpkı Irak'ta tampon bölge adı altında PKK ile aramıza girdiği gibi bugün de Suriye'de, PYD-PKK ile aramızda ABD var.
* * *
Diğer taraftan İdlib'de Türk gözlem noktalarının kuşatma altına alma, taviz ateşleri vs. Türkiye'nin ABD ile anlaşması ve ortak devriyesinin sonucudur.
Sayın Cumhurbaşkanı bugün Rusya'ya gidiyor. Umarım ABD için Rusya'yı karşımıza almayız. Çünkü Rusya'yı karşımıza aldığımızda otomatik olarak İran, ekonomik olarak da Çin'i karşımıza almış olacağız ki, bunun bedelini ödeyecek ne ekonomimiz, ne de silahlı gücümüz var.
Sayın Erdoğan bir an önce bizzat söylediği gibi, Fırat'ın doğusunda gerekirse kendi göbeğimizi kendimiz keselim.
Bu gereklilik ortadadır ve kaçınılmazdır.
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025
- Erdoğan ‘kuklacıyı’ ne zaman görecek? / 02.05.2025
- 1 Mayıs’ta (bugün) neler olacak / 01.05.2025
- Emek, alın teri eşittir kul hakkıdır / 30.04.2025
- Kenan Evren dirildi de haberimiz mi? / 28.04.2025
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025