Ortadoğu'da ortaya çıkan gelişmeleri doğru teşhis edebilmek için olaylara yukarıdan bakabilmek gereklidir. Bu yapıldığı zaman tek bir planın değil birçok planın iç içe girdiği bir Ortadoğu görülecektir. Burada bilinmesi gereken şey bütün bu planların ABD ve İsrail tarafından oluşturulduğu ve hepsinin Türkiye cumhuriyeti ve diğer bölge ülkeleri aleyhine olduğudur.
Bugün ABD'nin İran ve genel Ortadoğu politikası üzerine beyin fırtınası yapalım isterseniz.
İran söz konusu olduğunda şu temel soru gündeme gelmektedir.
ABD mevcut gücüyle İran'ı vurmaya cesaret edebilir mi? Bu soruya kimi okur "evet" derken kimi okurun da "hayır" demesi doğaldır.
Evet mi, hayır mı?
ABD İran'ı tek başına veya şu an Irak'ta bulunan koalisyon güçleriyle vuramaz. Çünkü bu ABD'nin yaklaşımlarına ters bir tutum olacaktır.
Dikkat ederseniz ABD yıllar öncesinden Irak'ı işgal etme planları yaptığı için bir vesile bulup Irak'a ambargo uygulattı. On yıl kadar süren bu ambargoda Irak halkı bir milyon bebeğini ilaç bulamadığı için kaybetti. Bu ambargo süresinde Irak hem askeri açıdan zayıfladı hem de iktisadi açıdan perişan bir hale düştü. Bütün bu ambargolardan sonra ABD, Irak'ı kolaylıkla işgal edebileceğini düşünerek "korku ve dehşet" operasyonu adını verdiği işgal harekâtını başlattı.
Yokluk ve açlıkla perişan durumda olan Irak halkının beklenmedik direnciyle karşılaşan ABD neye uğradığını şaşırmış bir vaziyette iken Saddam Hüseyin'in emriyle Irak askerleri direnmeden ülkenin başkentini ABD askerlerine terk ettiler. Amerikan askerleri Bağdat'ı ele geçirdiklerinde daha ülkenin hiçbir şehrine girememişlerdi.
Hala direnişin şiddetini artırarak devam etmesi Irak'ta ABD'yi daha da zor günlerin beklediğini göstermektedir.
ABD İran'ı tek başına vurma konusunda savurduğu tehditlerde ciddi olsaydı, yıllar öncesinden İran'ı gıdadan ilaca kadar her ürüne ambargo koyarak güçsüz bırakmaya çalışırdı.
Irak ambargoyla on yılda ABD için yutulabilir bir lokma haline getirildiyse, bu süreç İran için en az on beş yirmi yıl olacaktır. Kaldı ki İran bu ambargodan Irak kadar da etkilenmeyecektir. Ayrıca ABD'nin BOP konusunda artık sabrı kalmamıştır.
Peki, ABD İran'ı vurmayacaksa nasıl bir yol takip edecektir?
ABD'nin Ortadoğu'da büyük bir kaos çıkarmak istediği herkesin malumudur. Bu kaos'a "kıyamet savaşı" (Armageddon) denmektedir. Bu savaş ABD'nin istediği şekilde bütün Ortadoğu coğrafyasına yayılacak ve bütün dengeler bozulacaktır.
İşte ABD'nin yani Evangelistlerin hayali olan bu savaşı arzu edilen şiddette çıkarmak ancak Ortadoğu'nun en güçlü iki ülkesini birbiriyle kapıştırmakla mümkün olacaktır.
Bu iki ülke Türkiye ve İran'dır.
İşte arzu edilen ölçüde büyük bir kaos çıkması için ABD İran'ı güçten düşürmek istemiyor.
Irak'ı işgal etmiş olan ve orada istediği büyüklükte üsler edinebilecekken Türkiye'den İncirlik üssünü sınırsız kullandırmasını isteyen ABD, Türkiye ile İran'ı kapıştırmak peşindedir.
BTP genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın tespit ettiği gibi Osmanlı bayrağı çekmiş alman gemilerinin Sivastopol'ü vurmaları sonucu Osmanlı ikinci dünya savaşına girmiştir.
Osmanlı'ya uygulanan bu sinsi plan hatırlanırsa aynı senaryonun Türkiye ile İran'ı kapıştırma konusunda uygulanmak istendiği görülecektir.
Siyasilerimiz her fırsatta dile getirdikleri "ABD stratejik müttefik" yaklaşımı devam ettiği takdirde İncirlik üssü ABD'nin sınırsız kullanımına açılacak ve bu kararı verenler Türkiye'yi bile bile bu kaosun içine sürüklemiş olacaklardır.
Türkiye, bir an önce dış politikadaki duruşunu değiştirmesi gereklidir. Bunun için Türk milletini oluşturan her fert üstüne düşeni yapmak zorundadır.
Bugün ABD'nin İran ve genel Ortadoğu politikası üzerine beyin fırtınası yapalım isterseniz.
İran söz konusu olduğunda şu temel soru gündeme gelmektedir.
ABD mevcut gücüyle İran'ı vurmaya cesaret edebilir mi? Bu soruya kimi okur "evet" derken kimi okurun da "hayır" demesi doğaldır.
Evet mi, hayır mı?
ABD İran'ı tek başına veya şu an Irak'ta bulunan koalisyon güçleriyle vuramaz. Çünkü bu ABD'nin yaklaşımlarına ters bir tutum olacaktır.
Dikkat ederseniz ABD yıllar öncesinden Irak'ı işgal etme planları yaptığı için bir vesile bulup Irak'a ambargo uygulattı. On yıl kadar süren bu ambargoda Irak halkı bir milyon bebeğini ilaç bulamadığı için kaybetti. Bu ambargo süresinde Irak hem askeri açıdan zayıfladı hem de iktisadi açıdan perişan bir hale düştü. Bütün bu ambargolardan sonra ABD, Irak'ı kolaylıkla işgal edebileceğini düşünerek "korku ve dehşet" operasyonu adını verdiği işgal harekâtını başlattı.
Yokluk ve açlıkla perişan durumda olan Irak halkının beklenmedik direnciyle karşılaşan ABD neye uğradığını şaşırmış bir vaziyette iken Saddam Hüseyin'in emriyle Irak askerleri direnmeden ülkenin başkentini ABD askerlerine terk ettiler. Amerikan askerleri Bağdat'ı ele geçirdiklerinde daha ülkenin hiçbir şehrine girememişlerdi.
Hala direnişin şiddetini artırarak devam etmesi Irak'ta ABD'yi daha da zor günlerin beklediğini göstermektedir.
ABD İran'ı tek başına vurma konusunda savurduğu tehditlerde ciddi olsaydı, yıllar öncesinden İran'ı gıdadan ilaca kadar her ürüne ambargo koyarak güçsüz bırakmaya çalışırdı.
Irak ambargoyla on yılda ABD için yutulabilir bir lokma haline getirildiyse, bu süreç İran için en az on beş yirmi yıl olacaktır. Kaldı ki İran bu ambargodan Irak kadar da etkilenmeyecektir. Ayrıca ABD'nin BOP konusunda artık sabrı kalmamıştır.
Peki, ABD İran'ı vurmayacaksa nasıl bir yol takip edecektir?
ABD'nin Ortadoğu'da büyük bir kaos çıkarmak istediği herkesin malumudur. Bu kaos'a "kıyamet savaşı" (Armageddon) denmektedir. Bu savaş ABD'nin istediği şekilde bütün Ortadoğu coğrafyasına yayılacak ve bütün dengeler bozulacaktır.
İşte ABD'nin yani Evangelistlerin hayali olan bu savaşı arzu edilen şiddette çıkarmak ancak Ortadoğu'nun en güçlü iki ülkesini birbiriyle kapıştırmakla mümkün olacaktır.
Bu iki ülke Türkiye ve İran'dır.
İşte arzu edilen ölçüde büyük bir kaos çıkması için ABD İran'ı güçten düşürmek istemiyor.
Irak'ı işgal etmiş olan ve orada istediği büyüklükte üsler edinebilecekken Türkiye'den İncirlik üssünü sınırsız kullandırmasını isteyen ABD, Türkiye ile İran'ı kapıştırmak peşindedir.
BTP genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın tespit ettiği gibi Osmanlı bayrağı çekmiş alman gemilerinin Sivastopol'ü vurmaları sonucu Osmanlı ikinci dünya savaşına girmiştir.
Osmanlı'ya uygulanan bu sinsi plan hatırlanırsa aynı senaryonun Türkiye ile İran'ı kapıştırma konusunda uygulanmak istendiği görülecektir.
Siyasilerimiz her fırsatta dile getirdikleri "ABD stratejik müttefik" yaklaşımı devam ettiği takdirde İncirlik üssü ABD'nin sınırsız kullanımına açılacak ve bu kararı verenler Türkiye'yi bile bile bu kaosun içine sürüklemiş olacaklardır.
Türkiye, bir an önce dış politikadaki duruşunu değiştirmesi gereklidir. Bunun için Türk milletini oluşturan her fert üstüne düşeni yapmak zorundadır.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023