AB'den akşam barış sabah tehdit!
Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier'in Ankara, AB Bakanı Ömer Çelik'in Brüksel'de üst düzey temaslarına rağmen Avrupa Parlamentosu'nun tam gaz Türkiye ile AB arasındaki üyelik müzakerelerinin durdurulması için bir önerge üzerinde çalışması dikkat çekiyor.
16.11.2016 00:00:00
YENİ MESAJ/HABER-ANALİZ
Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier Salı günü Ankara'da Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile görüştü. Görüşmelerin yapıcı geçtiği belirtiliyor.
Buna karşılık aynı gün Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Brüksel'de Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile görüştü. Ancak bu temasların hemen akabinde AB'nin yasama organı AP, Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerini durdurmak için çalışmalarını hız verdi.
AP'deki Sosyal Demokratlar grubunun Başkan Vekili Knut Fleckenstein, üzerinde çalışılan önergenin önümüzdeki hafta oylanacağını savundu. Fleckenstein, AP'deki liberal vekillerin girişimiyle hazırlanan önergenin büyük olasılıkla kabul edileceğini tahmin ettiğini belirtti. AP'de Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerinin durdurulması için başlatılan girişimin Türkiye'de son dönemde gerçekleşen tutuklama ve gözaltı dalgalarıyla AB Komisyonu'nun son Türkiye raporuna tepki olarak düşünüldüğü belirtiliyor.
AB Komisyonu'nun son Türkiye raporunda alışılmışın dışında sert ifadelerle düşünce özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar ve hukuk devleti konusundaki eksiklikler eleştirilmişti.
Hukuki bağlayıcılığı yok
Türkiye ile üyelik müzakerelerini yürüten Avrupa Komisyonu'nun AP girişimi konusunda ne tür bir tutum takınacağı ise belirsizliğini koruyor. AP'de hazırlanan ve kabul edilmesi beklenen tasarının hukuki bağlayıcılığı bulunmamakla birlikte büyük bir sembolik önem taşıyacağı değerlendirmeleri yapılıyor.
Uzmanlar, AB Komisyonu'nun, AB'nin Türkiye ile yürüttüğü üyelik müzakerelerini, "Avrupa temel değerlerine yönelik ağır ve süreklilik kazanan ihlaller" durumunda durdurulabileceği şartına dayanarak Avrupa Konseyi'ne önerebileceğini kaydediyor.
Müzakereler durmuş durumda
Brüksel'deki temaslarının ardından basın toplantısı düzenleyen AB Bakanı Ömer Çelik, gelinen durumun Türkiye-AB ilişkilerinin en kırılgan dönemini oluşturduğunu dile getirdi. Katılım müzakerelerinin içinin pozitif ajandayla doldurulması gerektiğini vurgulayan Çelik, "Ama uzun zamandır, katılım müzakereleri fiilen durmuş durumda. Ek protokol sebebiyle, Kıbrıs sebebiyle bu müzakerelerde bir ilerleme sağlanamıyor. Ama katılım müzakereleri söz konusu edilerek, zaman zaman bahane edilerek Türkiye'ye karşı söylemler, Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya çalışan, Türkiye'yi yargılamaya çalışan söylemler maalesef devam ediyordu" değerlendirmesinde bulundu.
AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn'ın Türkiye'ye karşı tavrını eleştiren Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu: "Diğer bir konu da Genişlemeden Sorumlu Komiserin genişleme dışında her işle meşgul olmasıdır. Genişlemeden Sorumlu Komiser, Türkiye söz konusu olduğunda genişlemeyi engelleyici bir tutum sergiliyor. Halbuki görevi genişlemeyi sağlamak.
Ama en son yaptığı bir açıklamada, 'Türkiye ile oturup konuşmalıyız, bu böyle devam edemez' diyor. Bu Genişlemeden Sorumlu Komiserin yetkisinde olan bir şey değildir. 'Bana yetki verilsin' diyor. O zaman sormak gerekir 'Sizin göreviniz genişlemedir ve Türkiye ile ilişkilerde ne kadar başarı kaydettiniz?' Hiç kimse kendi ideolojik yargılarını ve kendi politik yaklaşımlarını AB kurumlarının arkasına saklanarak, bu etiketleri kullanarak ifade etmemelidir. AB kurumlarında görevli kişilerin görevi, kendi ideolojik ve öznel yaklaşımlarını, siyasi tutumlarını geride bırakarak AB kurumlarının dilini kullanan, politikalarını yansıtan tutum sergilemektir. Dolayısıyla biz bunu hayretle karşılıyoruz."
Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier Salı günü Ankara'da Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile görüştü. Görüşmelerin yapıcı geçtiği belirtiliyor.
Buna karşılık aynı gün Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Brüksel'de Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile görüştü. Ancak bu temasların hemen akabinde AB'nin yasama organı AP, Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerini durdurmak için çalışmalarını hız verdi.
AP'deki Sosyal Demokratlar grubunun Başkan Vekili Knut Fleckenstein, üzerinde çalışılan önergenin önümüzdeki hafta oylanacağını savundu. Fleckenstein, AP'deki liberal vekillerin girişimiyle hazırlanan önergenin büyük olasılıkla kabul edileceğini tahmin ettiğini belirtti. AP'de Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerinin durdurulması için başlatılan girişimin Türkiye'de son dönemde gerçekleşen tutuklama ve gözaltı dalgalarıyla AB Komisyonu'nun son Türkiye raporuna tepki olarak düşünüldüğü belirtiliyor.
AB Komisyonu'nun son Türkiye raporunda alışılmışın dışında sert ifadelerle düşünce özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar ve hukuk devleti konusundaki eksiklikler eleştirilmişti.
Hukuki bağlayıcılığı yok
Türkiye ile üyelik müzakerelerini yürüten Avrupa Komisyonu'nun AP girişimi konusunda ne tür bir tutum takınacağı ise belirsizliğini koruyor. AP'de hazırlanan ve kabul edilmesi beklenen tasarının hukuki bağlayıcılığı bulunmamakla birlikte büyük bir sembolik önem taşıyacağı değerlendirmeleri yapılıyor.
Uzmanlar, AB Komisyonu'nun, AB'nin Türkiye ile yürüttüğü üyelik müzakerelerini, "Avrupa temel değerlerine yönelik ağır ve süreklilik kazanan ihlaller" durumunda durdurulabileceği şartına dayanarak Avrupa Konseyi'ne önerebileceğini kaydediyor.
Müzakereler durmuş durumda
Brüksel'deki temaslarının ardından basın toplantısı düzenleyen AB Bakanı Ömer Çelik, gelinen durumun Türkiye-AB ilişkilerinin en kırılgan dönemini oluşturduğunu dile getirdi. Katılım müzakerelerinin içinin pozitif ajandayla doldurulması gerektiğini vurgulayan Çelik, "Ama uzun zamandır, katılım müzakereleri fiilen durmuş durumda. Ek protokol sebebiyle, Kıbrıs sebebiyle bu müzakerelerde bir ilerleme sağlanamıyor. Ama katılım müzakereleri söz konusu edilerek, zaman zaman bahane edilerek Türkiye'ye karşı söylemler, Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya çalışan, Türkiye'yi yargılamaya çalışan söylemler maalesef devam ediyordu" değerlendirmesinde bulundu.
AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn'ın Türkiye'ye karşı tavrını eleştiren Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu: "Diğer bir konu da Genişlemeden Sorumlu Komiserin genişleme dışında her işle meşgul olmasıdır. Genişlemeden Sorumlu Komiser, Türkiye söz konusu olduğunda genişlemeyi engelleyici bir tutum sergiliyor. Halbuki görevi genişlemeyi sağlamak.
Ama en son yaptığı bir açıklamada, 'Türkiye ile oturup konuşmalıyız, bu böyle devam edemez' diyor. Bu Genişlemeden Sorumlu Komiserin yetkisinde olan bir şey değildir. 'Bana yetki verilsin' diyor. O zaman sormak gerekir 'Sizin göreviniz genişlemedir ve Türkiye ile ilişkilerde ne kadar başarı kaydettiniz?' Hiç kimse kendi ideolojik yargılarını ve kendi politik yaklaşımlarını AB kurumlarının arkasına saklanarak, bu etiketleri kullanarak ifade etmemelidir. AB kurumlarında görevli kişilerin görevi, kendi ideolojik ve öznel yaklaşımlarını, siyasi tutumlarını geride bırakarak AB kurumlarının dilini kullanan, politikalarını yansıtan tutum sergilemektir. Dolayısıyla biz bunu hayretle karşılıyoruz."