ABD'nin tercihi 'şahin kanat'
ABD Başkanı seçilen Cumhuriyetçi Donald Trump, kampanyası boyunca Obama yönetiminin ABD liderliğini dünya genelinde zayıflattığı savunarak, Obama yönetimini, "Irak ve Suriye'yi İran'a hediye etmekle" suçladı
09.11.2016 00:00:00
ABD'de Salı günü yapılan 58. başkanlık seçimlerini sürpriz bir şekilde kazanarak ülkenin 45. başkanı seçilen Cumhuriyetçi Donald Trump, dış politikaya ilişkin net olmayan önerilerini 'ABD liderliğini yeniden inşa etmek' formülüyle özetledi.
ABD'de 1 Şubat 2016'da Iowa'daki ön seçimlerle başlayan 58. başkanlık seçim süreci, ülkenin 50 eyaletinde ve başkent Washington DC'de yapılan seçimlerle sonuçlandı. İki dönem Demokrat bir başkana ev sahipliği yapan Beyaz Saray, Trump ile yeniden Cumhuriyetçi bir başkanı ağırlayacak ve böylece sadece birkaç istisnası olan "iki dönemden sonra başkanlığın diğer partiye geçmesi geleneği" bozulmamış olacak.
Bir yanda artan uluslararası güvenlik sorunları, öte yandan terör tehdidi ve savaşlar sebebiyle ortaya çıkan büyük göç dalgaları, Avrupa'yı olduğu kadar ABD'yi de zorluyor.
Mevcut başkan Barack Obama'nın dış politikadaki en büyük 'eleştirmeni' olan Trump'ın bugünkü politikaları nasıl revize edeceği sorusunun cevabını tüm dünya merak ediyor.
IŞİD konusunda Rusya ile işbirliği
Uçuşa yasak ve/veya güvenli bölgeler oluşturulabileceğini ve ABD'nin Esad'ı devirmek için girişimde bulunmaması gerektiğini savunan Trump, Suriye'deki muhalif grupların silahlandırılmasına şüpheyle bakan bir yaklaşımı temsil etti.
IŞİD'le mücadele kapsamında ABD'nin Rusya ve İran'la rakip olmak yerine bu ülkelerle bir arada çalışabileceğini dile getiren Trump, en önemli odak noktasının "IŞİD'in yenilmesi" olduğunu ifade etti.
IŞİD'in hangi strateji ve politikalarla yenileceğine dair net ipuçları vermeyen Trump, Clinton'ın politikalarının "3. Dünya Savaşına neden olabileceğini" savundu. Suriye ve Ortadoğu konusunda zaman zaman birbiriyle çelişen ifadeler de kullanan Trump'ın İslamofobik söylemleri, dünya genelindeki Müslüman ülkelerden tepki topladı.
İran ile anlaşmaya karşı
İran'la nükleer anlaşmaya net bir biçimde karşı olduğunu birçok kez belirten Trump, başkan olması halinde söz konusu anlaşmayı yeniden müzakereye açabileceğini dile getirdi.
Bir konuşmasında Trump, "İran'ın büyük bir sorun olduğunu biliyorum ama başkan olursam onunla nasıl baş edeceğimi de biliyorum" ifadelerini kullandı.
Trump'ın Rusya ve Çin'e bakışı
ABD'nin Rusya ile daha iyi geçinerek Ortadoğu'da ve IŞİD'le mücadelede daha etkin olabileceğini düşünen Donald Trump, öte yandan Moskova'nın "agresif" tavırlarından dolayı Ukrayna'ya ölümcül silahlar verilebileceğini dile getirdi.
Her fırsatta ABD ekonomisinin Çin tarafından "kullanıldığını" savunan Trump, başkan olması halinde bu ülke ile olan ticari anlaşmaları gözden geçireceğini ve Çin'den gelen mallara daha fazla gümrük vergisi koyacağını ifade etti.
Asya-Pasifik bölgesindeki Amerikan askeri varlığını artıracağı vaadinde bulunan Trump, dolaylı olarak askeri anlamda Çin ile rekabet edeceğini söyledi. NATO ile ilgili yaklaşımında ekonomik dengeleri de göz önünde bulunduran Trump, ABD'nin bu örgüte çok fazla para harcadığını ve NATO'nun "modası geçmiş bir yapı" olduğu görüşünü savundu.
Beyaz seçmenlerin tercihi
Özellikle beyaz Amerikalılardan yoğun oy toplayan yeni ABD Başkanı Donald Trump, Obama döneminde gelirlerin düştüğünü ve ekonominin her geçen gün kötüye gittiğini ileri sürdü. Vergilerin çok yüksek olduğunu savunan Trump, temel olarak vergilerin önemli ölçüde düşürülmesi fikrini dile getirdi.
Örneğin yüzde 35 olan kurumlar vergisinin yarı yarıya düşürülmesini önerdi. Trump'ın bu önerilerinin zenginlere yarayacağı eleştirisi yapıldı. Hâlihazırda yürürlükte olan serbest ticaret anlaşmalarına karşı olduğunu açıklayan Trump, anlaşmaların Amerikan ekonomisine faydadan çok zarar getirdiğini ve yeniden müzakere edilmesi gerektiğini savundu.
ABD'de 1 Şubat 2016'da Iowa'daki ön seçimlerle başlayan 58. başkanlık seçim süreci, ülkenin 50 eyaletinde ve başkent Washington DC'de yapılan seçimlerle sonuçlandı. İki dönem Demokrat bir başkana ev sahipliği yapan Beyaz Saray, Trump ile yeniden Cumhuriyetçi bir başkanı ağırlayacak ve böylece sadece birkaç istisnası olan "iki dönemden sonra başkanlığın diğer partiye geçmesi geleneği" bozulmamış olacak.
Bir yanda artan uluslararası güvenlik sorunları, öte yandan terör tehdidi ve savaşlar sebebiyle ortaya çıkan büyük göç dalgaları, Avrupa'yı olduğu kadar ABD'yi de zorluyor.
Mevcut başkan Barack Obama'nın dış politikadaki en büyük 'eleştirmeni' olan Trump'ın bugünkü politikaları nasıl revize edeceği sorusunun cevabını tüm dünya merak ediyor.
IŞİD konusunda Rusya ile işbirliği
Uçuşa yasak ve/veya güvenli bölgeler oluşturulabileceğini ve ABD'nin Esad'ı devirmek için girişimde bulunmaması gerektiğini savunan Trump, Suriye'deki muhalif grupların silahlandırılmasına şüpheyle bakan bir yaklaşımı temsil etti.
IŞİD'le mücadele kapsamında ABD'nin Rusya ve İran'la rakip olmak yerine bu ülkelerle bir arada çalışabileceğini dile getiren Trump, en önemli odak noktasının "IŞİD'in yenilmesi" olduğunu ifade etti.
IŞİD'in hangi strateji ve politikalarla yenileceğine dair net ipuçları vermeyen Trump, Clinton'ın politikalarının "3. Dünya Savaşına neden olabileceğini" savundu. Suriye ve Ortadoğu konusunda zaman zaman birbiriyle çelişen ifadeler de kullanan Trump'ın İslamofobik söylemleri, dünya genelindeki Müslüman ülkelerden tepki topladı.
İran ile anlaşmaya karşı
İran'la nükleer anlaşmaya net bir biçimde karşı olduğunu birçok kez belirten Trump, başkan olması halinde söz konusu anlaşmayı yeniden müzakereye açabileceğini dile getirdi.
Bir konuşmasında Trump, "İran'ın büyük bir sorun olduğunu biliyorum ama başkan olursam onunla nasıl baş edeceğimi de biliyorum" ifadelerini kullandı.
Trump'ın Rusya ve Çin'e bakışı
ABD'nin Rusya ile daha iyi geçinerek Ortadoğu'da ve IŞİD'le mücadelede daha etkin olabileceğini düşünen Donald Trump, öte yandan Moskova'nın "agresif" tavırlarından dolayı Ukrayna'ya ölümcül silahlar verilebileceğini dile getirdi.
Her fırsatta ABD ekonomisinin Çin tarafından "kullanıldığını" savunan Trump, başkan olması halinde bu ülke ile olan ticari anlaşmaları gözden geçireceğini ve Çin'den gelen mallara daha fazla gümrük vergisi koyacağını ifade etti.
Asya-Pasifik bölgesindeki Amerikan askeri varlığını artıracağı vaadinde bulunan Trump, dolaylı olarak askeri anlamda Çin ile rekabet edeceğini söyledi. NATO ile ilgili yaklaşımında ekonomik dengeleri de göz önünde bulunduran Trump, ABD'nin bu örgüte çok fazla para harcadığını ve NATO'nun "modası geçmiş bir yapı" olduğu görüşünü savundu.
Beyaz seçmenlerin tercihi
Özellikle beyaz Amerikalılardan yoğun oy toplayan yeni ABD Başkanı Donald Trump, Obama döneminde gelirlerin düştüğünü ve ekonominin her geçen gün kötüye gittiğini ileri sürdü. Vergilerin çok yüksek olduğunu savunan Trump, temel olarak vergilerin önemli ölçüde düşürülmesi fikrini dile getirdi.
Örneğin yüzde 35 olan kurumlar vergisinin yarı yarıya düşürülmesini önerdi. Trump'ın bu önerilerinin zenginlere yarayacağı eleştirisi yapıldı. Hâlihazırda yürürlükte olan serbest ticaret anlaşmalarına karşı olduğunu açıklayan Trump, anlaşmaların Amerikan ekonomisine faydadan çok zarar getirdiğini ve yeniden müzakere edilmesi gerektiğini savundu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.