Bugünlerde, kimyasal silahları olduğu ve rejim sorunu yaşadığı iddiasıyla Irak'a saldırmayı düşünen ABD, İran - Irak savaşının yaşandığı günlerde Irak'a kimyasal silah kullanmayı teşvik edici askeri bilgi yardımında bulunmuş.
Aslında bu, bilinmeyen bir gelişme değil ama ABD medyası bugünlerde bunu tartıştığı için tekrar hatırlamakta fayda var.
Kendi düşmanını yine kendisi oluşturan ABD terörist üretme konusunda rakipsiz görünüyor.
ABD bir bölgenin haritasında kendi lehine bir değişiklik yapmak istediği zaman, o bölgede ürettiği diktatör veya teröristlerle mücadele bahanesini kullanır. Ve o diktatör veya teröristleri yok ederken, bölgenin haritasını tamamen değiştirip, bölgeyi birbirine katar. Bu yöntem, ABD dış politikasının son 50 yılına damgasını vurmuş bir politika olma özelliğine sahip.
Küba'da Castro, Filipinler'de Ebu Seyyaf, Afganistan'da Usame Bin Ladin, Irak'ta Saddam Hüseyin ABD'nin ürettiği en popüler düşmanlar. 11 Eylül saldırıları ve Afganistan operasyonuyla gündeme gelen Usame Bin Ladin ABD'nin 1980'lerde Rusya'ya karşı yetiştirip desteklediği sözde bir Afgan mücahidiydi (!)
Usame Bin Ladin de tıpkı diğerleri gibi "made in USA" idi. Ama Ladin şu anABD'nin en büyük düşmanı ve Onu bulabilmek için ABD'nin birbirine katmadığı ülke kalmadı neredeyse.
1991 Körfez Savaşı'nı bir köşede tutarak, ABD'ninbugünkü Irak gündemine gelelim. ABD, Irak'a yapmayı düşündüğü operasyona gerekçe olarak, kimyasal silah tehlikesi ve rejim sorununu yani Saddam'ı gösteriyor. Peki Irak bu noktaya nasıl taşındı?
ABD medyasında bugünlerde tartışılan haberlerde, İran - Irak savaşı sırasında Reagan yönetiminin, Irak'ın kimyasal silahlara başvuracağı yolundaki ABD istihbarat örgütlerinin raporlarına rağmen bu ülkeye askeri bilgi yardımında bulunduğu belirtiliyor.
Amerikan ordusundan söz konusu program hakkında doğrudan bilgi sahibi üst düzey subaylarından alınan bilgiler ışığında yazıldığı kaydedilen haberde; büyük bir gizlilik içinde hazırlanan yardım programı çerçevesinde ABD Savunma İstihbarat Ajansı'na mensup 60'dan fazla askeri uzmanın İran'ın askeri yayılımı, taktik savaş planı, hava saldırıları ve Irak için bomba hasar değerlendirmelerine ilişkin detaylı bilgiler aktardıkları ifade ediliyor.
Haberde en can alıcı bölüm ise, İstihbarat subaylarının kimyasal silah kullanılmasına itiraz etmeyerek desteklediklerini anlatan kısmı.
Iraklı askerlerle savaş alanında tetkikler yapması için bölgeye gönderilen Yarbay Rick Francona, tetkikleri sırasında ABD teşvikiyle Irak'ın kimyasal silahlar kullandığını ve İranlılara karşı kullanılan zehirli gazdan etkilenmemeleri için Iraklı askerlere ilaç şırınga edildiğini gördüğünü kaydediyor.
Her ne kadar ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell haberi yalanlasa da, haberin doğruluğu tartışılmaz.
Bütün bunlar bir yana, haberde yer alan bilgileri anlamlı kılan en önemli gelişme; Irak'ın İran ile savaşı sırasında ABD desteğiyle elde ettiği kimyasal silahların ABD Başkanı George W. Bush ve ulusal güvenlik danışmanı Condoleezza Rice tarafından Irak'ta rejim değişikliği arayışını haklı çıkaran bir gerekçe olarak kullanılması.
ABD, kimyasal silah sahibi yaptığı Irak'la ve bir kahraman olarak Irak'ın başına oturttuğu Saddam'la savaşıyor.
"Made in USA" diktatör ve teröristler dünya üzerinde varoldukça, ABD uçaklarının bombalayacağı masum siviller her zaman var olacaktır.
Aslında bu, bilinmeyen bir gelişme değil ama ABD medyası bugünlerde bunu tartıştığı için tekrar hatırlamakta fayda var.
Kendi düşmanını yine kendisi oluşturan ABD terörist üretme konusunda rakipsiz görünüyor.
ABD bir bölgenin haritasında kendi lehine bir değişiklik yapmak istediği zaman, o bölgede ürettiği diktatör veya teröristlerle mücadele bahanesini kullanır. Ve o diktatör veya teröristleri yok ederken, bölgenin haritasını tamamen değiştirip, bölgeyi birbirine katar. Bu yöntem, ABD dış politikasının son 50 yılına damgasını vurmuş bir politika olma özelliğine sahip.
Küba'da Castro, Filipinler'de Ebu Seyyaf, Afganistan'da Usame Bin Ladin, Irak'ta Saddam Hüseyin ABD'nin ürettiği en popüler düşmanlar. 11 Eylül saldırıları ve Afganistan operasyonuyla gündeme gelen Usame Bin Ladin ABD'nin 1980'lerde Rusya'ya karşı yetiştirip desteklediği sözde bir Afgan mücahidiydi (!)
Usame Bin Ladin de tıpkı diğerleri gibi "made in USA" idi. Ama Ladin şu anABD'nin en büyük düşmanı ve Onu bulabilmek için ABD'nin birbirine katmadığı ülke kalmadı neredeyse.
1991 Körfez Savaşı'nı bir köşede tutarak, ABD'ninbugünkü Irak gündemine gelelim. ABD, Irak'a yapmayı düşündüğü operasyona gerekçe olarak, kimyasal silah tehlikesi ve rejim sorununu yani Saddam'ı gösteriyor. Peki Irak bu noktaya nasıl taşındı?
ABD medyasında bugünlerde tartışılan haberlerde, İran - Irak savaşı sırasında Reagan yönetiminin, Irak'ın kimyasal silahlara başvuracağı yolundaki ABD istihbarat örgütlerinin raporlarına rağmen bu ülkeye askeri bilgi yardımında bulunduğu belirtiliyor.
Amerikan ordusundan söz konusu program hakkında doğrudan bilgi sahibi üst düzey subaylarından alınan bilgiler ışığında yazıldığı kaydedilen haberde; büyük bir gizlilik içinde hazırlanan yardım programı çerçevesinde ABD Savunma İstihbarat Ajansı'na mensup 60'dan fazla askeri uzmanın İran'ın askeri yayılımı, taktik savaş planı, hava saldırıları ve Irak için bomba hasar değerlendirmelerine ilişkin detaylı bilgiler aktardıkları ifade ediliyor.
Haberde en can alıcı bölüm ise, İstihbarat subaylarının kimyasal silah kullanılmasına itiraz etmeyerek desteklediklerini anlatan kısmı.
Iraklı askerlerle savaş alanında tetkikler yapması için bölgeye gönderilen Yarbay Rick Francona, tetkikleri sırasında ABD teşvikiyle Irak'ın kimyasal silahlar kullandığını ve İranlılara karşı kullanılan zehirli gazdan etkilenmemeleri için Iraklı askerlere ilaç şırınga edildiğini gördüğünü kaydediyor.
Her ne kadar ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell haberi yalanlasa da, haberin doğruluğu tartışılmaz.
Bütün bunlar bir yana, haberde yer alan bilgileri anlamlı kılan en önemli gelişme; Irak'ın İran ile savaşı sırasında ABD desteğiyle elde ettiği kimyasal silahların ABD Başkanı George W. Bush ve ulusal güvenlik danışmanı Condoleezza Rice tarafından Irak'ta rejim değişikliği arayışını haklı çıkaran bir gerekçe olarak kullanılması.
ABD, kimyasal silah sahibi yaptığı Irak'la ve bir kahraman olarak Irak'ın başına oturttuğu Saddam'la savaşıyor.
"Made in USA" diktatör ve teröristler dünya üzerinde varoldukça, ABD uçaklarının bombalayacağı masum siviller her zaman var olacaktır.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012