Meclis'te "yeni anayasa ve başkanlık" tartışmalarının yaşandığı, vekillerin birbirini ısırdığı, aynı kabine üçerli girdiği, kavga gürültünün tavan yaptığı günlerde Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Dr. Abdullah Terzi (12 Ocak 2017) bir açıklama yaptı.
Sayın Terzi yaptığı açıklamada şöyle diyordu;
"Şayet anayasa değişikliği Meclis'ten geçer ve halk da referandumda evet, derse hangi sorunumuz çözülecek?
Örneğin başımızın belası olan terör bitecek mi?
Komşularımızla olan sorunlarımızı çözmüş olacak mıyız?
Dolar, Euro aldı başını gidiyor bunlar düşecek mi?
Vatandaşın ve devletin borcu bitecek mi?
İşsizler işe kavuşacak mı?
Madenlerimiz, yeraltı kaynaklarımız tekrar milletin ve devletin malı olacak mı?
Saman, yem ve buğday gibi tarım ürünleri ithalatı sona erecek mi?
Adalet yeniden mi sağlanacak?
Geçim kolaylaşacak, işçimizin, memurumuzun, emeklimizin maaşları artacak mı?
Tefessüh etmiş sosyal dokumuz, ahlaki yapımız düzelecek mi?
Meclis'in itibarı artacak, yargı tam bağımsız olacak mı?
Vahşi kapitalizm, faizci sömürü düzeni terk edilecek mi?
Gelir dağılımımız düzelecek mi? Ekonomimiz büyüyecek mi?
Daha doğrusu girdiğimiz bu zifiri karanlıktan çıkabilecek miyiz?" diye sordu.
İktidarın bu soruların muhatabı olduğunu düşünmüyorum. Bence bu soruların asıl muhatabı millettir. Çünkü bu soruları gazetemizin her bir yazarı yıllardır soruyor, cevap bekliyor. Eğer iktidar bu sorulara muhatap olup, çözüm arayışına girseydi zaten bugün bu sorular sorulmazdı.
Evet, Meclis'teki tartışmalar bitti ve MHP sayesinde referanduma gidilme kararı çıktı Meclis'ten.
Tabi yeni anayasa ve başkanlık sistemi nasıldır, neler içeriyor, ne getirecek, ne götürecek gibi soruların cevabını bırakın milleti el kaldıran vekillerin çoğu bile bilmiyor.
Hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş son yaptığı açıklamada başkanlık sisteminin neler getireceğini iddialı bir şekilde ifade etti: "Allah'ın izniyle referandumda büyük oranda 'evet' çıktıktan sonra da bu terör örgütleri, hiçbir şekilde sesi soluğu çıkmayacak noktaya gelirler. Bu motivasyonlarını da kaybederler."
Şimdi size soralım; Hükümet sözcüsünün bu açıklamasından ne anlıyorsunuz? Birkaç şık vereyim;
-Bugünkü demokratik sistem terör örgütlerini motive ediyor.
-Bugün eğer terör varsa bunun sebebi başkanlık sisteminin olmayışıdır.
-Referandumdan evet, çıkmaz ise terör devam edecek.
-Başkanlık sistemi olsaydı 2016'tıda Ankara garı gibi, Beşiktaş gibi 32 kanlı terör eylemi bu ülkede gerçekleşmeyecek 2 binden fazla insanımız canından olmayacaktı.
Şıkları çoğaltabilirsiniz. Sizce Sayın Kurtulmuş ne ifade etmek istiyor?
Sayın Kurtulmuş'un ne ifade etmek istediği aslında açık ama yine de kendisine kalsın diyerek ben, BTP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Abdullah Terzi'nin ilk bölümde verdiğim açıklamalarının son bölümünü de aktarayım:
"Anayasa değişikliğinin bunların hiç birini sağlamayacağı aşikârdır. Dolayısıyla 15 yıldır tek başına iktidar olan, her istediğini yapabilme gücünü elde etmiş bir siyasi partinin bu saydıklarımın hiçbirini zaten yapamadığını yaşadık ve gördük.
Türkiye'nin asıl meselesi milli menfaatler istikametinde bir milli projeye, milli bir çözüme sahip olmaması ve bunu hayata geçirememesidir. Eğer milletimiz ve siyasetimiz bir değişim istiyorsa, bağımsızlık, sosyal refah, sosyal adalet, iş ve aş istiyorsa, Milli Ekonomi Modeli'ne ve onun sahibi genel başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş'a ve bu modeli parti programına koymuş olan Bağımsız Türkiye Partisi'ne müracaat etmek ve oradan bir çıkış yolu yakalamak zorundadır."
Sayın Terzi yaptığı açıklamada şöyle diyordu;
"Şayet anayasa değişikliği Meclis'ten geçer ve halk da referandumda evet, derse hangi sorunumuz çözülecek?
Örneğin başımızın belası olan terör bitecek mi?
Komşularımızla olan sorunlarımızı çözmüş olacak mıyız?
Dolar, Euro aldı başını gidiyor bunlar düşecek mi?
Vatandaşın ve devletin borcu bitecek mi?
İşsizler işe kavuşacak mı?
Madenlerimiz, yeraltı kaynaklarımız tekrar milletin ve devletin malı olacak mı?
Saman, yem ve buğday gibi tarım ürünleri ithalatı sona erecek mi?
Adalet yeniden mi sağlanacak?
Geçim kolaylaşacak, işçimizin, memurumuzun, emeklimizin maaşları artacak mı?
Tefessüh etmiş sosyal dokumuz, ahlaki yapımız düzelecek mi?
Meclis'in itibarı artacak, yargı tam bağımsız olacak mı?
Vahşi kapitalizm, faizci sömürü düzeni terk edilecek mi?
Gelir dağılımımız düzelecek mi? Ekonomimiz büyüyecek mi?
Daha doğrusu girdiğimiz bu zifiri karanlıktan çıkabilecek miyiz?" diye sordu.
İktidarın bu soruların muhatabı olduğunu düşünmüyorum. Bence bu soruların asıl muhatabı millettir. Çünkü bu soruları gazetemizin her bir yazarı yıllardır soruyor, cevap bekliyor. Eğer iktidar bu sorulara muhatap olup, çözüm arayışına girseydi zaten bugün bu sorular sorulmazdı.
Evet, Meclis'teki tartışmalar bitti ve MHP sayesinde referanduma gidilme kararı çıktı Meclis'ten.
Tabi yeni anayasa ve başkanlık sistemi nasıldır, neler içeriyor, ne getirecek, ne götürecek gibi soruların cevabını bırakın milleti el kaldıran vekillerin çoğu bile bilmiyor.
Hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş son yaptığı açıklamada başkanlık sisteminin neler getireceğini iddialı bir şekilde ifade etti: "Allah'ın izniyle referandumda büyük oranda 'evet' çıktıktan sonra da bu terör örgütleri, hiçbir şekilde sesi soluğu çıkmayacak noktaya gelirler. Bu motivasyonlarını da kaybederler."
Şimdi size soralım; Hükümet sözcüsünün bu açıklamasından ne anlıyorsunuz? Birkaç şık vereyim;
-Bugünkü demokratik sistem terör örgütlerini motive ediyor.
-Bugün eğer terör varsa bunun sebebi başkanlık sisteminin olmayışıdır.
-Referandumdan evet, çıkmaz ise terör devam edecek.
-Başkanlık sistemi olsaydı 2016'tıda Ankara garı gibi, Beşiktaş gibi 32 kanlı terör eylemi bu ülkede gerçekleşmeyecek 2 binden fazla insanımız canından olmayacaktı.
Şıkları çoğaltabilirsiniz. Sizce Sayın Kurtulmuş ne ifade etmek istiyor?
Sayın Kurtulmuş'un ne ifade etmek istediği aslında açık ama yine de kendisine kalsın diyerek ben, BTP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Abdullah Terzi'nin ilk bölümde verdiğim açıklamalarının son bölümünü de aktarayım:
"Anayasa değişikliğinin bunların hiç birini sağlamayacağı aşikârdır. Dolayısıyla 15 yıldır tek başına iktidar olan, her istediğini yapabilme gücünü elde etmiş bir siyasi partinin bu saydıklarımın hiçbirini zaten yapamadığını yaşadık ve gördük.
Türkiye'nin asıl meselesi milli menfaatler istikametinde bir milli projeye, milli bir çözüme sahip olmaması ve bunu hayata geçirememesidir. Eğer milletimiz ve siyasetimiz bir değişim istiyorsa, bağımsızlık, sosyal refah, sosyal adalet, iş ve aş istiyorsa, Milli Ekonomi Modeli'ne ve onun sahibi genel başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş'a ve bu modeli parti programına koymuş olan Bağımsız Türkiye Partisi'ne müracaat etmek ve oradan bir çıkış yolu yakalamak zorundadır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- ‘Türkiye yüz yılı’ dediler, yüz yılın kumpasına ortak oldular / 21.05.2025
- Sevr’i bitirdiğimiz 19 Mayıs ruhu ile BOP’u da bitirebiliriz / 19.05.2025
- Ahtapot / 18.05.2025
- Anadolu’da hayvan yetişmiyor mu? / 17.05.2025
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Sevr’i bitirdiğimiz 19 Mayıs ruhu ile BOP’u da bitirebiliriz / 19.05.2025
- Ahtapot / 18.05.2025
- Anadolu’da hayvan yetişmiyor mu? / 17.05.2025
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025