(geçen Pazar'dan devam) Abdullah b. Abbas, İmam Hüseyin'e (a.s) bu ayrılığa dayanamadığını, öldürülmesinden, çoluk çocuğunun esir düşmesinden, Irak halkının güvensiz olduğundan, onlara itimat etmemesi gerektiğinden, Mekke'de kalması" gerektiğini vurgulayıp, "illa gitmek istiyorsan Yemen tarafına gitmelisin ve böylece Yezid hükümetinin kudretinden uzak kalır, kendi faaliyetlerine devam eder, mektup ve elçiler vasıtası ile halkı, kendi tarafına davet edebilirsin. Ümit ediyorum ki, bu yolda sıkıntı ve üzüntü duymaksızın kendi hedefine ulaşmış olursun" dedi. İmam Hüseyin (a.s.) Abdullah bin Abbas'a şöyle cevap verdi; "Ey amcaoğlu! Allah'a and olsun ki, ben, senin hayır isteyen ve şefkatli bir insan olduğunu biliyorum. Fakat ben, Irak'a doğru hareket etmeye karar aldım." Abdullah İbn Abbas; "Anlaşılan sefere çıkmaya kararlısın ama hiç değilse hanımları ve çocukları beraberinde götürme. Çünkü seni, onların gözleri önünde öldürmelerinden korkuyorum." Dedi.İmam (a.s.); "Allah'a and olsun ki onlar, kanımı dökmedikçe benden vazgeçmeyeceklerdir. Bunu yaptıkları taktirde de Allah-u Teala, onlara, kendilerini zelil ve hakir kılacak birini gönderecek ve onlar, hanımların hayızlık hâlinde kullandığı bezden daha aşağı ve hor bir hâle düşeceklerdir." Şeklinde cevap verdi. Ebu Said el-Hudrî (r.a), İmam Hüseyin'in (a.s.) yanına gelip, "Ey Ebu Abdullah! Ben, senin için hayırlı bir öğütçüyüm ve şefkatliyim. İşittiğime göre taraftarın olan kavim, sana mektup yazmış. Sakın onları yanına gitme! Küfe için Babandan işitmiştim. Demişti ki: "Vallahi, ben onlara küstüm. Onlar da bana küstüler. Ben onlara kızdım, onlar da bana kızdılar. Ben, onlardan bir vefa ve hayır görmedim. Onların ne sebatları, ne azimleri, ne de kılıca dayanmaları ve göğüs germeleri var!" Hac zamanı Mekke'ye gelen Muhammed Hanefiyye'de, ağabeyi İmam Hüseyin'e (a.s.) Abdullah b. Abbas ve Ebu Said el-Hudri'nin düşüncelerine benzeyen fikirler iletti. İmam (a.s.) kardeşine cevaben şöyle buyurdu: "Ben, Yezid'in beni Allah'ın evinde hile ile öldürtmesinden ve böylelikle de o evin ihtiramının ortadan kalkmasından korkuyorum." Dedi.? Ertesi sabah İmam (a.s.), kendisine yapılan tavsiyeleri dinlemeyerek inandığı yolda devam kararı aldı. Irak istikametine yola çıktığını duyduğunda Muhammed-i Hanefi yolda ona yetişerek şöyle dedi: "Kardeşim, sen dün gece teklifimi dikkate alacağına ve onun üzerinde düşüneceğine dair söz vermedin mi?" diye sordu. İmam (a.s.) cevabında şöyle buyurdu: "Evet ama birbirimizden ayrıldıktan sonra rüyamda Resulüllah'ı (s.a.v.) gördüm, bana şöyle buyurdu: "Ey Hüseyin! Hareket et, zira Allah-u Teala seni öldürülmüş görmek istiyor." Dedi.Muhammed bin Hanefiyye bu cevabı alınca, "İnna lillahi ve inna ileyhi raciun" dedi. İmam Hüseyin (a.s.) "gitme" şeklinde yapılan tüm ikazlara rağmen verdiği karardan dönmemiştir. Hatta şair Ferezdak'dan duyduğu "Kalpleri sizinle ama kılıçları sizinle değil" açıklaması dahi onu (a.s.) vazifesinden döndürmemiştir. Bu kararlılık, elçi olarak gönderdiği Müslim bin Akil'in ölüm haberini aldığında, "Sevenlerimiz, bize yardım etmekten vazgeçmişlerdir" demiş ama yolculuğuna devam etmiştir. İmam Hüseyin, kendisine yazılan on beş binin üzerindeki mektubun mesuliyeti ile halifesiz kaldıklarını söyleyen Kûfeliler'e yardım etmeye kararlıydı.Bu kararlılıkla yoluna devam ederken, "Hacir" adındaki konağa vardığında Müslim bin Akil'e (ölümünden önce) ve Kûfe halkına ikinci bir mektup yazdı:"Allah'a hamd, Peygamber (s.a.v.)'e salat ve selamdan sonra, bize yardım etmek ve hakkımızı talep etmek için toplanmış olduğunuzu bildiren Müslim bin Akil'in mektubu bana ulaştı. Allah-u Teala'dan hepimize güzel ihsanda bulunmasını (akıbetimizi hayır etmesini) ve bu ittihada karşı da size en büyük sevapları lütufta bulunmasını niyaz ederim. Ben de Zilhicce ayının sekizi, salı günü Mekke'den ayrılıp size doğru hareket ettim. Elçim size ulaştığında işlerinizi süratle düzene sokun. Ben de bu birkaç günün içerisinde gelip size ulaşırım." (devamı haftaya)(geniş bilgi ve hikmetler için bkz İmam Hüseyin eseri Prof. Dr. Haydar Baş)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İran, İsrail ve biz / 16.06.2025
- Bugün İslam Dini ‘kemale’ erdi / 15.06.2025
- İran uyanacak ve uyandıracak mı? / 14.06.2025
- Bakan Şimşek’ten korkutan açıklama: ‘En kötüyü geride bıraktık’ / 13.06.2025
- Gerçekler ve yalanlar / 12.06.2025
- MHP’de gömlek değiştirdi / 11.06.2025
- Mafya dönemi bitti organize suçlar dönemi başladı / 09.06.2025
- Devlet bağımsız ise yargı da bağımsızdır / 08.06.2025
- Baba devlet / 07.06.2025
- Adalet varsa zulüm, zulüm varsa adalet yoktur / 06.06.2025
- Bugün İslam Dini ‘kemale’ erdi / 15.06.2025
- İran uyanacak ve uyandıracak mı? / 14.06.2025
- Bakan Şimşek’ten korkutan açıklama: ‘En kötüyü geride bıraktık’ / 13.06.2025
- Gerçekler ve yalanlar / 12.06.2025
- MHP’de gömlek değiştirdi / 11.06.2025
- Mafya dönemi bitti organize suçlar dönemi başladı / 09.06.2025
- Devlet bağımsız ise yargı da bağımsızdır / 08.06.2025
- Baba devlet / 07.06.2025
- Adalet varsa zulüm, zulüm varsa adalet yoktur / 06.06.2025