AKP iktidarını eleştirdik. Yanlış tercihti. Apaçıktı. Kuruluşundan itibaren ret edilmesi gereken bir projeydi. Sevgili milletimiz bizim ortaya koyduğumuz kriterleri (AB, ABD, IMF, küreselleşme, özelelştirme vesaire) önemsemedi. Saman alevi şeklinde medya yoluyla oluşturulan sanal parıltıya kapıldı. Gitti AKP' ye oy ve yetki verdi. AKP iktidarı ele geçirdiği devlet gücü ve imkanlarıyla 12 yıldır memleketimizi halden hale sokmaktadır. İfsat etmedik merci bırakmamıştır. İçini boşaltmadığı kurum kalmamıştır. Her alanda hezimet ve yıkım devam ediyor. İktidarın anlata anlata bitiremediği ihracat rakamları toplamı ortadadır. İhracatın büyük kısmı da ithal edilen mallardan oluşmaktadır. 'Doldur boşalt' argo tabirle. Nihayetinde ihracat başarısı iktidarın bütün engellemelerine rağmen fedakâr üretici firmalarımıza aittir. AKP hiç bir nesne üretmemiştir ki ihraç edip övünsün. Katkısı olmayıp köstek olmasına rağmen evirip çevirip kâr hanesine yazdırmaktadır. İthalatın patlaması ise felakettir. 12 yıllık ihracattan giren toplam döviz miktarı, 1 milyar 196 milyar 167 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. 12 yıllık ithalat için çıkan toplam döviz miktarı, 1 trilyon 898 milyar 23 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. 12 yıllık dış ticaret açığımızın 701 milyar 871 milyon dolar olarak gerçekleştiği görülmektedir. 12 yıllık ihracat rakamlarının toplam 1 milyar 196 milyar 167 milyon dolar olması gerçeği sorgulanmalıdır. Zira bu hesaplanırken; toplam ihracat miktarı, hayali ihracat girdileri gerçek ihracat yazılarak oluşmuştur. Yani; sahte olduğu tespit edilen ve edilemeyen ama gerçekleşmiş gibi hesap edilen miktarlar, toplam ihracat rakamından çıkarılmalıdır ancajk çıkarılmamaktadır. Bu sebepten, 'gerçek ihracat' rakamlarının, en az 100 milyar dolar daha eksik olacağı açıktır. 12 yıllık İthalat rakamlarına gelince, durum vahimden öte vahimdir. Nerdeyse ihracatın 2 katı kadardır. 12 yıllık toplam ithalat 1 trilyon 898 milyar 23 milyon dolar olarak görülmekte ise de gerçek rakamları içermemektedir. İthalatta da gerçekler gizlenmekte, tablo pembeleştirilmektedir. Kaçak petrol ve mal girişleri hudutların pespayeliği yüzünden müthiş rakamlara ulaşmaktadır. Bu sebeplerle çıkan döviz miktarının 200 milyar dolardan daha fazla olduğu kesindir. Hatırlarsak Başbakan petrol kaçakçılığı ile ilgili şikâyet etmişti ve bir kaç yıllık petrol kaçakçılığının 38 milyar dolar olduğunu söylemişti. Devletin bekçisi o değil de başkasıymış gibi. Suçu ona buna atarak kendini aklamayı ustaca yapıyor. İlginçtir o günden beri de o konuda hiç konuşmuyor. Sanki petrol kaçakçılığı olmuyormuş gibi. Tabloda görülmeyen bir başka eksiklik de ithalatçıların kullandığı 'düşük fatura' yöntemidir ki bu yöntemle de yüklü miktar döviz çıkışı olmaktadır. İthal edilen malın fiyatı düşük beyan edilerek vergiler düşük ödenmektedir. Malın döviz farkı açıktan gönderilmekte tabloda gözükmemektedir. Bu yöntemle çıktığı halde tabloda gözükmeyen döviz kaybı 100 milyar doların üstündedir. 12 yıllık AKP iktidarında resmi rakamlarla 701 milyar 871 milyon dolar ekstra döviz kaybı vardır. Kaçak, düşük fatura ve hayali ihracat rakamları eklenirse döviz kaybımız 1 trilyon doların üstündedir. Dış ticaretteki açık borç batağıdır. Dış ticarette fazla vermeliyiz ki, döviz borçlarımızı temizleyelim. En azından 'dış ticarette denge' dediğimiz ithalat ve ihracat rakamlarının eşitlenmesi şarttır. İktidar çare aramamıştır. Her yıl artan oranda açık verirken, Ali Babacan'ın 'Cari açık finanse ediliyorsa sorun yok' cevabı sorumsuzluk, ihanet, ülkeyi uçuruma göndermektir. Yapamıyorsun istifa et git. AKP iktidarının yanlış politikaları ithalatı patlatmıştır. Büyümeyi üretimle yapacağına, ithalatla yapmayı tercih etmiştir. Yanlış para politikaları sebebiyle tasarruf oranlarının düşmesi sonucu yatırımlar durma noktasına geldi. Başbakan "Bizden fabrika falan beklemeyin" dedi. Kimden bekleyeceğiz? Obama'dan mı? Parasızlık had safhadadır. Para maliyetlidir ve bankanın elindedir. İpoteksiz ele geçmemektedir. Yüksek vergi, faiz ve girdiler sebebiyle çok basit üreteceğimiz ürünler bile üretilememekte, ithal edilmektedir. Enflasyonu düşük göstermek için uygulanan düşük kur politikası, ithalatı fırlatmış ve ihracatı engellemiştir. Hudutlar kevgire dönmüş, kaçakçılık ve kayırmacılık zirve yapmış. Devlet iradesi yok edilmiştir. Dış açık Cumhuriyet tarihimizin görülmemiş en yüksek rakamlarına ulaşmıştır. Ayrıca, 'cari açık' gündem edilerek, döviz açığımız o kadar korkutucu boyutta değil söylemiyle gerçek döviz kaybı 'dış ticaret açığı' ustaca gözden kaçırılmaktadır. Önemsizleştirilmektedir. Kasayı tamtakır aldığını, enkaz devraldığını söyleyenler işleri nasıl döndürüyor? Borç almadan bu paralar nasıl ödenmektedir? Açıkça anlatsalar da anlasak?"Borçları ödedik", "Borcumuz yok" diyorlar. Rakamlar ortadadır. Bu palavralara inanalım mı? En önemli soru; döviz açığı artarak büyürken, dolar veya euro basamadığımıza göre, borç alıp ucuz ucuz satarak harcadığımız dövizleri, nerden ve nasıl temin edip ödeyeceğiz? Ülkemiz kaybetmiştir ve de yanlışta ısrar edilmektedir. İşin sonunu düşünmeyen, günü kurtarmaktan başka derdi olmayanlara yetki vermeyecektik. İşi ehline vermeliydik.
Mahmut Erdem / diğer yazıları
- Fakirleşerek büyüme / 18.06.2022
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020