AKP eriyor

Yerel medya ziyaretlerimize o gün Edirne'de devam edecektik. Edirne'ye hizmet veren gazetelerle birlikte bir televizyonu ziyaret ettik. Arkadaşlarımız bizleri bağırlarına bastılar. Onlara buradan teşekkürlerimizi sunuyoruz. Arkadaşlarımızla ikili görüşmelerde bulunduk.

Yerel medya yetkilileri iktidardan şikayetlerini dile getirdiler. Ortak kanı; "İktidar ne yapmak istiyor, anlamış değiliz. Ulusal basın Türkiye'yi güllük gülistanlık gösteriyor; ama biz öyle olmadığı kanısındayız. Çünkü Edirne esnafı kan ağlıyor" Edirne'nin en etkin gazetesinin yazıişleri müdürü arkadaşımız,ilginç açıklamaları ile Türkiye'nin gerçeğini ortaya koydu. Edirne'de son günlerde misyonerlik faaliyetleri o kadar rahat yapılıyor ki ben de şaşırıyorum. Daha önce böyle faaliyetler bu kadar rahat yapılamazdı. Bunlar kimlerden cesaret alıyor da, bu kadar rahat olabiliyor, diye kendime ve arkadaşlarıma soruyorum. Arkadaşlarımdaki ortak kanı AKP iktidarının izlediği politikanın doğurduğu olay olarak niteliyorlar.

Saygın bir esnaf arkadaşımız,şunları söylüyordu: AKP Edirne il teşkilatı istifa etti. Şu anda Edirne'de AKP'nin teşkilatı yok. Ankara'dan teşkilatı kurmak için çabalıyorlar ama kimse sahip çıkmıyor. Önceki teşkilat halkın baskılarına dayanamadı , zaten halkında önüne bakacak yüzleri kalmamıştı. Kimsenin sahip çıkmaması da halkın iktidara çok kızgın olmasından dolayıdır. Başka illerde de durumun farklı olduğunu sanmıyorum. Her an AKP çökebilir. Yakın illeri geziyorum. AKP il teşkilatlarının geneli izlenilen politikadan rahatsız.

İl teşkilatında kurucu olan bir gazeteci arkadaşımız ise, "teşkilata girdiğime bin bir pişman oldum. Ben bu şekilde olacağını tahmin etmiyordum"

"Nasıl yani" dedim. Ben dürüstlüğümle tanınan bir insanım, Edirne'de sözüm dinlenir, herkes sever ve sayar. Ben de hayırlı işlere imza atacağız, diye yola çıktım. Ama inanır msınız evdeki hesap çarşıya uymadı. Şu geldiğimiz noktaya bakın, Türkiye'nin topraklarının satışı hat safhaya ulaştı. Kırmızı çizgimiz kalmadı, misyonerlik hat safhada, İktidar dinler bahçesi açmak için yarışıyor. Tarihte ilk defa bir Müslüman ülkeyi, haçlı ile beraber olup vurduk. İktidar önce safını belirlemesi lazım. Bunlar saymakla bitmez, tek başına bir iktidar, ülkeye bu kadar zarar veremez. Buradan bütün AKP teşkilatlarına sesleniyorum. Gidilen yol iyi yol değil, ülkenin çıkar ve menfaati için bir an önce milli ve manevi değerlerimize sahip çıkacak bir lider etrafında toplanıp hareket etmemiz gerekmektedir. Yoksa kısa bir sürede, ülke Hıristiyanlaşacak , toprağımız kalmayacak , Kıbrıs gidecek, Çürümeye başlayan ekonomi bitecek. Sizce ülkeyi kim düzlüğe çıkarabilir dedim. Milli ekonomi modeli olan, ekonomiyi çok iyi bilen AB'yi ve ABD'yi çok iyi tahlil eden Haydar BAŞ yanıtını aldım. Sayın BAŞ genel seçimlerden önce AKP yi çok iyi tahlil etmiş meydanlarda AKP iktidar olursa başımıza gelecekleri söylemişti de biz inanmamıştık. Ama gelinen nokta BAŞ'ı haklı çıkardı.

Bolu basını şikayetçi;

İktidar ulusal basına yaptığı baskıyı yerel basına da yapıyor. Yerel basındaki arkadaşlarımız, bizleri karşılarında görünce sevinçlerini dile getirdiler. Bazı sıkıntılarını dinledik. Şimdiye kadar biz bu kadar baskı altında gazetecilik yapmamıştık. Neden bu kadar üstünüze geliyorlar dedim. 50 yıldır bilfiil gazete çıkaran bir gazete sahibi abimiz; basın baskı altında tutulmaz rahat bırakılır, iktidarda eleştiriye açık olur. AKP iktidarı baskı yapıyor,eleştiriye de kapalı , bir insan açığı olmadıkça eleştiriye açık olur. Fakat açığı varsa eleştiriye kapalı olur. Demek ki yaptıkları politikalar açıklarla dolu ki eleştiriye kapalılar. Ülkenin durumunu basın gizlese halk görmüyor mu? Esnafın durumu içler acısı , siftah yapmadan dükkan kapatanlar var. Ekonomi çok kötü bir hal aldı. AB ye girmek için verilen tavizler bu aziz milleti yok etme noktasına geldi.. Bildiğim halde yazamıyorum. Çünkü yazarsak sizleri bitiriz, diyorlar. Başka bir gazete sahibi şunları söylüyor. AKP aleyhinde bir haber yapmıştım. Onu da manşetten verdim. Doğruları söylemek suç oldu. Ben kendimden uydurmadım. Onların yaptıkları icraatları yazdım. Seni kapatırız diye AKP den uyarı aldım. 2 gün sonra bir iş adamından reklam istemeye gittim. Bana cevabı şu oldu. Sen neden AKP aleyhinde haber yapıyorsun, sana reklam yok dedi. Ülkeyi satsa da, Hıristiyanlaştırsa da sen yine iyi şeyler yazacaksın. Kasamızı dolduruyoruz, sana ne ülke politikalarından sen o gün haber yapmamış olsaydın, şimdi reklam verecektim. Yanlış anlama şu gazeteye, bu basın kuruluşuna reklam verme diye bana da baskı yapıyorlar. Yazıklar olsun sizlere dedim ve çıktım. Ülkenin geldiği nokta budur. Basından istenen şu ; gerçekleri gizle, yalakalık, yap.