PKK terörü Gaziantep’in en işlek caddelerinden birinde, bayramın ikinci günü ve en kalabalık saatte 9 vatandaşımızın canını aldı. Daha bunun acısı bitmeden Hakkari’de 2 şehit haberi daha geldi.
2 hafta önce de güvenliğin zirve olması gereken İzmir’in Foça ilçesinde bir askeri araca saldırı yapılmış ve 1 şehit vermiştik.
Bütün bu ve benzeri sıcak olaylara baktığımızda AKP hükümetinin yetkililerinin olaylar olup bittikten sonra yaptığı “her şey kontrolümüz altında”, “terörle mücadelede çok iyi noktalara geldik” tarzındaki açıklamaları bizleri hayrete düşürüyor. Kontrolümüz altındayken, iyi noktalardayken bu zayiatlar veriliyorsa diğerlerini hiç düşünemiyorum.
PKK, kurulduğundan bu yana ilk defa bugünlerde alan hakimiyeti kurmaya çalışıyor.
Bu ülkenin Meclisi’nde bulunan siyasetçileriyle, bu ülkenin vatandaşlarının canını alan teröristleri can ciğer dost gibi bugünlerde kucaklaşıyor.
PKK, Türk ordusunda bile bulunmayan silahları kullanır vaziyete geldi.
PKK, Irak’ın kuzeyinde Türk siyasilerinin de destek ve yardımlarıyla bir devlet yapılanması elde etti, şimdilerde de yine Türk siyasilerin büyük yardımlarıyla Suriye’nin kuzeyinde benzer bir yapılanmayı elde ediyor.
Bundan sonraki devlet yapılanmasının Türkiye’de oluşturulmak istendiği ise herkesin malumu… Yani Türkiye kendi bölünmesini kendi siyasilerinin eliyle gerçekleştiriyor.
Bu gerçekleri, komşu ülke İran’dan gelen bir ses ifade ettiği zaman da bizim Soros destekli basın ayağa kalkıyor ve “bu nasıl tepki” tarzında haberler yapıyor.
İran Meclisi Milli Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Sözcüsü Hüseyin Nakavi, Gaziantep’te gerçekleşen bombalı saldırıyı değerlendirerek, Ankara’dan “Suriye’ye müdahale edeceğine kendi iç meselelerine yönelmesini” istedi.
Ankara’nın başta El Kaide olmak üzere Suriye’deki terör guruplarını desteklediğini öne süren İranlı parlamenter, “Türkiye’nin bu desteği sadece Suriye’deki günahsız insanların hayatını kaybetmesine neden olmuyor belki Türkiye verdiği bu destekle kendi güvenliğini de tehlikeye sokmuş oluyor” diye konuştu. Nakavi, Türkiye’nin Suriye’nin içişlerine müdahalesinin Ankara’nın zararına olacağını ileri sürdü.
Bugün Suriye’yi vuran ve bölmek isteyen terörle Gaziantep’i, Foça’yı, Şırnak’ı, Hakkari’yi vuran terör farklı değildir. Biri Suriye versiyonu, diğeri ise Türkiye…
Siyasilerimizin Suriye’deki teröre desteği devam ettiği müddetçe Türkiye’deki terör olayları daha fazla tırmanacaktır.
Türkiye, başa geldiğinden bu yana terörü palazlandıran, siyasi bir zemin kazandıran politikalara imza atan AKP’yi rafa kaldırmalıdır.
Türkiye’nin bölünmesine büyük katkı sağlayan Barzani’yle dostluk ilişkilerine derhal son verilmelidir. Suriye ve İran politikaları gözden geçirilmelidir. ABD ve İsrail ile devam eden istihbarat anlaşmalarına derhal son verilmelidir.
İçeride terörün son bulması için acilen uygulanması gereken Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modeli ve bu Model’in projelerinden olan “Vatandaşlık Maaşı”dır.
Bu proje yıllardır uygulanan politikalarla Türkiye’den soğutulmak istenen güneydoğu ve doğu insanının yeniden devletine milletine güven içinde daha sağlam bağlarla bağlanmasına neden olacaktır.
Model’in güçlü devlet anlayışı, bu topraklar içinde yaşayan vatandaşlarımızın güvenliğinin daha güçlü bir şekilde sağlanmasında önemli rol oynayacaktır.
Güçlü devlet, güçlü ordu ve güçlü millet oluşumunu sağlayan Milli Ekonomi Modeli ile yıllarca bizleri tehdit eden terör sıfır noktasına inecektir.
2 hafta önce de güvenliğin zirve olması gereken İzmir’in Foça ilçesinde bir askeri araca saldırı yapılmış ve 1 şehit vermiştik.
Bütün bu ve benzeri sıcak olaylara baktığımızda AKP hükümetinin yetkililerinin olaylar olup bittikten sonra yaptığı “her şey kontrolümüz altında”, “terörle mücadelede çok iyi noktalara geldik” tarzındaki açıklamaları bizleri hayrete düşürüyor. Kontrolümüz altındayken, iyi noktalardayken bu zayiatlar veriliyorsa diğerlerini hiç düşünemiyorum.
PKK, kurulduğundan bu yana ilk defa bugünlerde alan hakimiyeti kurmaya çalışıyor.
Bu ülkenin Meclisi’nde bulunan siyasetçileriyle, bu ülkenin vatandaşlarının canını alan teröristleri can ciğer dost gibi bugünlerde kucaklaşıyor.
PKK, Türk ordusunda bile bulunmayan silahları kullanır vaziyete geldi.
PKK, Irak’ın kuzeyinde Türk siyasilerinin de destek ve yardımlarıyla bir devlet yapılanması elde etti, şimdilerde de yine Türk siyasilerin büyük yardımlarıyla Suriye’nin kuzeyinde benzer bir yapılanmayı elde ediyor.
Bundan sonraki devlet yapılanmasının Türkiye’de oluşturulmak istendiği ise herkesin malumu… Yani Türkiye kendi bölünmesini kendi siyasilerinin eliyle gerçekleştiriyor.
Bu gerçekleri, komşu ülke İran’dan gelen bir ses ifade ettiği zaman da bizim Soros destekli basın ayağa kalkıyor ve “bu nasıl tepki” tarzında haberler yapıyor.
İran Meclisi Milli Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Sözcüsü Hüseyin Nakavi, Gaziantep’te gerçekleşen bombalı saldırıyı değerlendirerek, Ankara’dan “Suriye’ye müdahale edeceğine kendi iç meselelerine yönelmesini” istedi.
Ankara’nın başta El Kaide olmak üzere Suriye’deki terör guruplarını desteklediğini öne süren İranlı parlamenter, “Türkiye’nin bu desteği sadece Suriye’deki günahsız insanların hayatını kaybetmesine neden olmuyor belki Türkiye verdiği bu destekle kendi güvenliğini de tehlikeye sokmuş oluyor” diye konuştu. Nakavi, Türkiye’nin Suriye’nin içişlerine müdahalesinin Ankara’nın zararına olacağını ileri sürdü.
Bugün Suriye’yi vuran ve bölmek isteyen terörle Gaziantep’i, Foça’yı, Şırnak’ı, Hakkari’yi vuran terör farklı değildir. Biri Suriye versiyonu, diğeri ise Türkiye…
Siyasilerimizin Suriye’deki teröre desteği devam ettiği müddetçe Türkiye’deki terör olayları daha fazla tırmanacaktır.
Türkiye, başa geldiğinden bu yana terörü palazlandıran, siyasi bir zemin kazandıran politikalara imza atan AKP’yi rafa kaldırmalıdır.
Türkiye’nin bölünmesine büyük katkı sağlayan Barzani’yle dostluk ilişkilerine derhal son verilmelidir. Suriye ve İran politikaları gözden geçirilmelidir. ABD ve İsrail ile devam eden istihbarat anlaşmalarına derhal son verilmelidir.
İçeride terörün son bulması için acilen uygulanması gereken Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modeli ve bu Model’in projelerinden olan “Vatandaşlık Maaşı”dır.
Bu proje yıllardır uygulanan politikalarla Türkiye’den soğutulmak istenen güneydoğu ve doğu insanının yeniden devletine milletine güven içinde daha sağlam bağlarla bağlanmasına neden olacaktır.
Model’in güçlü devlet anlayışı, bu topraklar içinde yaşayan vatandaşlarımızın güvenliğinin daha güçlü bir şekilde sağlanmasında önemli rol oynayacaktır.
Güçlü devlet, güçlü ordu ve güçlü millet oluşumunu sağlayan Milli Ekonomi Modeli ile yıllarca bizleri tehdit eden terör sıfır noktasına inecektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025