AKP’nin Eğitim Fakültelerini devre dışı bırakan Eğitim Akademisi Projesine tepki
Dağdelen, “Bu mülakat garabetinin de ötesinde tamamen yandaş ve benden olan ve benim sözümden çıkmayacak olanı yetiştirme akademisi olarak tanımlayabiliriz” dedi.
07.08.2024 16:17:00
Bülent TAPICI
Bülent TAPICI





Eğitim İş Ankara 3 No'lu Şube Başkanı Doğan Dağdelen AKP iktidarının son dönemde eğitim alanında attığı adımları değerlendirdi.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ve Öğretmenlik Meslek Kanununa değinen Dağdelen kurulan Eğitim Akademileriyle Eğitim Fakültelerinin devre dışı bırakılacağını, amacın tamamen yandaş iktidarın sözünden çıkmayacak kadrolar yetiştirmek olduğunu söyledi.
Doğan Dağdelen şunları söyledi;
"Eğitim İş olarak hem Öğretmenlik Meslek Kanununun kabul edilemeyeceğini, hem de bilime aykırı bir şekilde ortaya koydukları Maarif Modeli dedikleri eğitim programının kabul edilebilir olmadığını ifade ettik ve kamuoyuyla paylaştık şu anda Meclis Genel Kurulunda Öğretmenlik Meslek Kanunu görüşmeleri askıya alındı. Ekim ayında tekrar Meclis'e geleceğini biliyoruz. Teklifin ilk 22 maddesi AKP-MHP oylarıyla kabul edildi.
Özellikle Öğretmenlik Meslek Kanunu mevcut sistemdeki öğretmenlerin tepesinde bir sopa gibi bekletiliyor. Nedir bu? Bunu, 'Biz bir müfredat uydurduk ve bu uydurduğumuz müfredatı bilimsel mi, Cumhuriyet değerlerine uygun mu, insan aklını özgürleştirici mi bunu sorgulamaya kalkmayın, sorgulayacak olursanız sizi mesleğin dışında bırakırız' şeklinde ifade edebiliriz.
Diğer taraftan da atanmayan öğretmenler var. Size Eğitim Fakültesi tarafından bir diploma veriliyor, öğretmenlik diploması. Bu eğitim öğretim, 4 yıllık lisans eğitimi sürecinde başarılı bir şekilde tamamlamış ve öğretmen olmaya hak kazanmışsınız ancak Milli Eğitim Bakanlığı, 'Hayır, ben sizin diplomanızı kabul etmiyorum, ben sizi Eğitim Akademisinde yeniden bir eğitime alacağım' diyor. Bu eğitim akademisinde 2 yıllık bir 3 dönem ya da 4 dönemlik bir eğitimden bahsediliyor ki bu süreçte Eğitim Fakültesi mezunu olmanıza da gerek yok.
Eğitim Akademilerine Eğitim Fakültesi dışında fakültelerden mezun olanlar da kabul edilebilecek. Buradaki amaç da kendi istedikleri, uydurdukları bilimi inkar eden, bilime karşı olan ve sadece biat eden kullar yetiştirmeyi amaçlayan bu müfredata uygun öğretmenler seçebilmek, yetiştirebilmek.
Eskiden mülakat garabeti vardı, bu mülakat garabetinin de ötesinde tamamen yandaş ve benden olan ve benim sözümden çıkmayacak olanı yetiştirme akademisi olarak tanımlayabiliriz. Çünkü orada Akademi yöneticilerine uygunsuz davranışlarda bulunmak ölçütü nedir belli değil, hayasız davranışlarda bulunmak ölçütü nedir belli değil. Bu ölçütlerle, 'Şayet benim istediğim, benim talimatlarımı uygulayan bir birey olursan, öğretmen olursan sana bu akademi sonrasında öğretmen olma hakkını vereceğim' deniyor.
İşte bu şekilde Eğitim Fakültelerini devre dışı bırakmış oluyorlar ve ücretli öğretmenler çalıştırarak, atanmayan bir sürü öğretmen adayı arkadaşımızın açıkta kalmasına sebep oluyorlar. Bunun da değişebilmesi için Eğitim-İş Sendikası olarak var gücümüzle mücadelemizi ortaya koyuyoruz, koymaya da devam edeceğiz.
Bilimsel nitelikleri olan, adaletli ölçütleri olan, hem bir öğretmenlik meslek kanunu uygulaması, bir kanun getirilmesi hem de bilim, Atatürk ilke ve devrimleri ve cumhuriyet değerlerini içeren, bizi ileriki yüzyıllara taşıyabilecek olan bir eğitim programının geliştirilmesi için mücadelemizi her alanda sürdürüyoruz."
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ve Öğretmenlik Meslek Kanununa değinen Dağdelen kurulan Eğitim Akademileriyle Eğitim Fakültelerinin devre dışı bırakılacağını, amacın tamamen yandaş iktidarın sözünden çıkmayacak kadrolar yetiştirmek olduğunu söyledi.
Doğan Dağdelen şunları söyledi;
"Eğitim İş olarak hem Öğretmenlik Meslek Kanununun kabul edilemeyeceğini, hem de bilime aykırı bir şekilde ortaya koydukları Maarif Modeli dedikleri eğitim programının kabul edilebilir olmadığını ifade ettik ve kamuoyuyla paylaştık şu anda Meclis Genel Kurulunda Öğretmenlik Meslek Kanunu görüşmeleri askıya alındı. Ekim ayında tekrar Meclis'e geleceğini biliyoruz. Teklifin ilk 22 maddesi AKP-MHP oylarıyla kabul edildi.
Özellikle Öğretmenlik Meslek Kanunu mevcut sistemdeki öğretmenlerin tepesinde bir sopa gibi bekletiliyor. Nedir bu? Bunu, 'Biz bir müfredat uydurduk ve bu uydurduğumuz müfredatı bilimsel mi, Cumhuriyet değerlerine uygun mu, insan aklını özgürleştirici mi bunu sorgulamaya kalkmayın, sorgulayacak olursanız sizi mesleğin dışında bırakırız' şeklinde ifade edebiliriz.
Diğer taraftan da atanmayan öğretmenler var. Size Eğitim Fakültesi tarafından bir diploma veriliyor, öğretmenlik diploması. Bu eğitim öğretim, 4 yıllık lisans eğitimi sürecinde başarılı bir şekilde tamamlamış ve öğretmen olmaya hak kazanmışsınız ancak Milli Eğitim Bakanlığı, 'Hayır, ben sizin diplomanızı kabul etmiyorum, ben sizi Eğitim Akademisinde yeniden bir eğitime alacağım' diyor. Bu eğitim akademisinde 2 yıllık bir 3 dönem ya da 4 dönemlik bir eğitimden bahsediliyor ki bu süreçte Eğitim Fakültesi mezunu olmanıza da gerek yok.
Eğitim Akademilerine Eğitim Fakültesi dışında fakültelerden mezun olanlar da kabul edilebilecek. Buradaki amaç da kendi istedikleri, uydurdukları bilimi inkar eden, bilime karşı olan ve sadece biat eden kullar yetiştirmeyi amaçlayan bu müfredata uygun öğretmenler seçebilmek, yetiştirebilmek.
Eskiden mülakat garabeti vardı, bu mülakat garabetinin de ötesinde tamamen yandaş ve benden olan ve benim sözümden çıkmayacak olanı yetiştirme akademisi olarak tanımlayabiliriz. Çünkü orada Akademi yöneticilerine uygunsuz davranışlarda bulunmak ölçütü nedir belli değil, hayasız davranışlarda bulunmak ölçütü nedir belli değil. Bu ölçütlerle, 'Şayet benim istediğim, benim talimatlarımı uygulayan bir birey olursan, öğretmen olursan sana bu akademi sonrasında öğretmen olma hakkını vereceğim' deniyor.
İşte bu şekilde Eğitim Fakültelerini devre dışı bırakmış oluyorlar ve ücretli öğretmenler çalıştırarak, atanmayan bir sürü öğretmen adayı arkadaşımızın açıkta kalmasına sebep oluyorlar. Bunun da değişebilmesi için Eğitim-İş Sendikası olarak var gücümüzle mücadelemizi ortaya koyuyoruz, koymaya da devam edeceğiz.
Bilimsel nitelikleri olan, adaletli ölçütleri olan, hem bir öğretmenlik meslek kanunu uygulaması, bir kanun getirilmesi hem de bilim, Atatürk ilke ve devrimleri ve cumhuriyet değerlerini içeren, bizi ileriki yüzyıllara taşıyabilecek olan bir eğitim programının geliştirilmesi için mücadelemizi her alanda sürdürüyoruz."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.