28 Mayıs'ta seçimi önde bitiren Sayın Erdoğan, 'bu seçimi devlet ve millet kazandı' derken kaybedenleri de, 'devlet ve milletimiz üzerinde hesapları olanlar, kirli senaryoların sahipleri, yerli işbirlikçileri, terör örgütleri ve tefeciler' olarak açıklamıştı.
Yandaş medyanın seçimlerden sonraki ortak manşeti: '7 düvele karşı Erdoğan'ın zaferi' şeklindeydi.
Ama bahsedilen '7 düvelden Erdoğan'a kutlama' mesajları yağıyordu.
Örneğin '6'lı masayı destekliyor, Erdoğan'ı devirmek istiyor', dedikleri ABD Başkanı Biden; "NATO Müttefikleri olarak ikili meselelerde ve paylaşılan küresel zorluklarda birlikte çalışmaya devam etmeyi dört gözle bekliyorum' mesajıyla ne demek istedi?
Ya Sayın Erdoğan'ın, miting meydanlarında sıkça azarladığı Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un; "Ülkelerimiz arasındaki güçlü işbirliğini, ticareti arttırmaktan -NATO müttefikleri olarak- güvenlik tehditleriyle mücadeleye kadar sürdürmeyi dört gözle bekliyorum' sözlerini nasıl anlamalıyız?
'One munit' çekilen, Filistinlileri günlük katliama tutan İsrail'in son cumhurbaşkanı Herzog; 'Birlikte çalışmaya devam ederek Türkiye ve İsrail arasındaki iyi ilişkileri daha da ileri götüreceğimize inanıyorum' sözleriyle ne demek istedi?
Almanya Başbakanı Scholz; "Birlikte çalışmayı sürdürerek Temmuz'daki NATO Zirvesi'ne hazırlanmayı sabırsızlıkla bekliyorum."
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg; "Yeniden seçildiğiniz için tebrikler Recep Tayyip Erdoğan. Ortak güvenliğimiz, gelecekteki bir önceliktir."
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson; "Önümüzdeki yıllarda AB-Türkiye ilişkilerini derinleştirmek için sizinle yeniden çalışmayı dört gözle bekliyorum."
AB Konseyi Başkanı Charles Michel; "AB-Türkiye ilişkisini geliştirmeye devam etmeyi dört gözle bekliyorum."
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen; "Ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin tamamen normalleşmesi için birlikte çalışmaya devam etmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz."
Temmuz geldi
NATO Zirvesi içinde Litvanya'ya gitmeden önce Erdoğan, Kuran'ın yakılmasını unutarak; "Önce gelin Türkiye'nin Avrupa Birliği'nde önünü açın, ondan sonra biz de Finlandiya ile ilgili nasıl onun önünü açtıysak, İsveç'in de önünü açalım" dedi.
Tabi böyle 'rest' varı bir çıkış yandaş medya ve ak trollerde, 'Erdoğan o masada İsveç'e haddini bildirir, Kuran'ı yakmanın bedelini ödetir, ABD ve NATO üyelerine ayar verir, istediğini alarak yurda döner' şeklinde pazarlandı.
Ama aklının kullananlar çok iyi biliyordu ki, 'biz, sana para verelim, yeter ki milyonlarca mülteciyi Avrupa'ya gönderme' diyen batı, Türkiye'yi asla arasına almaz.
Toplantı bitti ve NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Türkiye'nin (Erdoğan'ın) İsveç'in NATO'ya üyeliğine onay verdiğini açıkladı.
Hemen ardından Avrupa Komisyonu, Erdoğan'ın bu talebini reddettiğini duyurdu ve ABD Başkanı Joe Biden'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan: "İsveç'in NATO'ya üyeliği ile Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine adaylığı birbirine bağlı değildir" dedi.
Yani, yine 7 düvelin dediği oldu. Aynen 21 yıldır olduğu gibi!
BOP eş başkanı oldu.
Irak'ın işgalini destekledi.
Arap Baharını başlattı.
Libya'nın işgalini destekledi.
Suriye'nin işgalini destekledi.
Yunanistan'ın, Ege'deki adalarımızı işgal etmesine göz yumdu.
İsrail ile dostluğun zirvesine ulaştı.
PKK ile masaya oturdu.
FETÖ'ye 'ne istedilerse verdi'.
Ülkemizi Bulgarların, Gürcülerin, Arapların AVM'si yaptı.
Ülkemiz kaçak göçmen yuvası oldu.
Balkan ve Kafkas mafyalarının, DEAŞ başta olmak üzere birçok terör örgütü militanlarının yuvalandığı bir ülke olduk.
Diğer taraftan ABD 'bizim, papazı bırakın' dedi. Bıraktılar.
Merkel, 'bizimde bir gazetecimiz var. Onu da bırakın' dedi. Bıraktılar.
Suud, 'Cemal Kaşıkçı'yı unutun' dedi. Unuttular.
Özetle 7 düvel ne dediyse yaptılar, ne istediyse verdiler.
Ama seçimleri, 'dünya lideri, dünyaya kafa tutan adam, yerli ve milli kurtarıcı' profiliyle kazandılar.
Neden? Çünkü benim gibi sıradan bir gazetecinin yazdıklarını bile yazacak, söyleyecek bir muhalefet yok ülkede. Ondan.
Rusya'yı neden karşımıza alıyoruz?
NATO toplantısından önce emperyalistlerin emir eri, tetikçisi Ukrayna başkanı Zelenski, ülkemize geldi. Sayın Erdoğan ile görüştü. Ardından Yahudi Zelenski, Ortodoks patriği ile görüştü.
Giderken Rusya ile anlaşma olmasına rağmen 5 Ukraynalı subayı aldı ve poz vererek gitti. Yani anlaşmayı deldiler.
Ardından Rusya'nın savaş sebebi saydığı ve 18 aydır savaştığı 'Ukrayna'nın NATO üyelik' başlığında Sayın Erdoğan, 'Ukrayna'nın, NATO üyelerini hak ettiğini' söyledi.
Dikkat edin! Rusya ile her ters düştüğümüzde şehit haberleri geliyor. Suriye'de, Rusya'yı karşımıza mı alıyoruz?
En büyük ekonomi pazarımız Rusya. Turizmi Ruslar ayakta tutuyor. Enerjide Rusya'ya bağımlıyız. Artı 20 milyar dolar borcumuzun da ertelenmesini istemiş ve Putin ertelemişti.
Sizce, Erdoğan ne yapmaya çalışıyor?
Mesele İsveç'in NATO üyeliği falan değil
"Anlaşılan 'tek adama' yöneltilen tehdit ve şantaj ile ülkemizin iflasın eşiğine gelmesi ABD'nin istediğini yapmasına yetmiş!
Mesele İsveç'in NATO üyeliği falan değildir: Tek adamın gücünü koruma çabası ve Türkiye'nin içine düşürüldüğü durumdur. Ne kadar üzülsek azdır!" (Şükrü Sina Gürel)
Merhum Prof. Dr. Haydar Baş ne demişti?
'Batıya söz verenler bu millete hiç bir şey veremezler'
- ‘Bana Hüseyin’den haber ver’ / 04.07.2025
- Milletin sorunlarını artık kale bile almıyorlar / 02.07.2025
- Ortadoğu'da ikinci dizayn dönemi / 30.06.2025
- Fitneye karşı Hüseyin olmak / 29.06.2025
- Sözde ‘Terörsüz Türkiye’ye’ feda edilen değerlerimiz / 28.06.2025
- NATO toplantısı öncesi ve sonrası / 27.06.2025
- İsrail, ABD-İran savaşından 15 ders / 26.06.2025
- Türkiye, BOP’un neresinde? / 24.06.2025
- TBMM’deki rezalet BOP’un parçasıdır / 23.06.2025