İman iddiasındaki bizler ne hazindir ki, bu iddiamızı ispat etmek, Hz. Peygamber ve Ehl-i Beyt'i en büyük mucize Kuran'ı nasıl anladı ve nasıl uyguladı sorularının bulmak, hayatımıza geçirmek yerine adeta kendimizi tasdik eden makamına koyduk.
Örneğin bir konuda Kuran'da şu şu ayetler var, denildiğinde. Evet, gerçekten de Kuran en büyük mucize, diyoruz.
Veya bir konuda 'Allah Resulü şöyle buyurdu' şeklinde bir Hadisi Şerifi duyduğumuz zaman, 'Allah Resulü ne güzelde ifade etmiş' diyoruz.
İyi, güzelde kardeşim! O ilahi beyanlar biz takdir edelim diye indirilmedi, söylenmedi. Ders alın, hayatınıza geçirin, uygulayın, öncekilerin düştüğü hataya düşmeyin, diye gönderildi.
Siyasetten sanata, aileden topluma, ekonomiden yardımlaşmaya büyük bir huzursuzluk içindeyiz.
Hiç merak edip de baktık mı Kuran ve Hz. Resul ne demiş, ne yapmış, diye?
Bakmadık. Ne yaptık? Ya din tacirlerinin pazarına düştük. Ya da insan üzerinden İslam'a saldıranların yanında, kendi dinimizi sorgulamaya kalktık.
Oysa bize iki emanet bırakılmış ve 'Kuran ve Ehl-i Beyt'ime sıkıca sarılırsanız asla delalete (yanlışa) düşmezsiniz' diyerek garanti veren Hz. Peygambere inanıyorduk!
Bakın o alemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.a.v), İmam Ali (a.s) şahsında, bizlere ne demiş:
Ya Ali, dört şey, dört şeyi beraberinde getirir
Saltanata erişen, diktatör olur.
İstişare etmeyen, pişman olur.
Davrandığın gibi sana davranılır.
Yoksulluk en büyük ölümdür.
"Maksat dinar ve dirhem (mal) yoksulluğu mu?" denilince, "Hayır, maksat din yoksulu olmaktır" buyurdu.
Ya Ali! Kıyamet günü üç gözden başka bütün gözler ağlar
Allah yolunda geceleri uykusuz kalan göz.
Allah'ın haram kıldığı şeylere bakmayan göz.
Allah korkusundan ağlayan göz.
Ya Ali, şu üç şey (insanı) helak eder
Heva ve hevese uymak. Cimrilik yapmak. İnsanın kendisini beğenmesi.
Şu üç şey de (insanı) kurtuluşa götürür; Hoşnutluk ve öfke halinde adaletli davranmak. Zenginlikte ve fakirlikte orta halli olmak. Gerek gizlide ve gerekse açıkta Allah'ı görürcesine, O'ndan korkmak. Çünkü sen, O'nu görmesen de O, seni görür.
Ya Ali, üç yerde doğru konuşmak kötüdür
Söz gezdirmede. Erkeğe, ailesi hakkında hoşlanmayacağı haberleri vermede. Hayır işleri açıklayan bir kimseyi yalanlamada.
Ya Ali, dört şey boşunadır
Doyduktan sonra yemek, Ay ışığında kandil yakmak, Çorak yerde tohum ekmek ve layık olmayan bir kimseye iyilik yapmak.
Ya Ali, dört kimse herkesten daha çabuk ceza görür
Yaptığın iyiliğe kötülükle karşılık veren.
Senden zulüm görmeden sana, zulüm yapan.
Aranızdaki antlaşmaya, sen sadık kaldığın halde hıyanet eden.
Sıla-i rahim (akrabalara iyilik) yaptığın halde (sana karşı) onu terk eden kimse.
Ya Ali, dört şeye sahip olanın Müslümanlığı kâmil olur; Doğruluk, şükür, hayâ ve güzel ahlak.
Ya Ali, halka az el açmak peşin zenginliktir ve halka çok el açmak zillettir. Peşin fakirlik de işte budur.
Ya Ali, cahillikten daha şiddetli bir fakirlik, akıldan daha faydalı bir servet, kendini beğenmişlikten daha korkunç bir yalnızlık yoktur.
Ve hiçbir amel tedbir almak, hiçbir takva günahtan sakınmak ve hiçbir soy sop da iyi ahlaklılık gibi olamaz. Konuşmanın afeti yalan, ilmin afeti unutmak ve bağışta bulunmanın afeti de minnettir.
Ya Ali, halkın en kötüsünü sana tanıtayım mı? Halkın en kötüsü, günahları affetmeyen ve hatalardan geçmeyen kimsedir.
Onlardan daha kötüsünü de sana tanıtayım mı? Onlardan daha kötüsü şerrinden korunulmayan ve hayrı umulmayan kimsedir.
Ya Ali, yalan konuşmaktan sakın. Çünkü yalan konuşmak yüzü karartır ve sonra da o şahıs, Allah katında kezzap (çok yalan konuşan) olarak yazılır.
Doğru konuşmak da yüzü ağartır ve böyle birisi de, Allah indinde sadık (doğru konuşan) olarak yazılır.
Doğruluğun bereket kaynağı ve yalancılığın ise uğursuzluk olduğunu bil.
Ya Ali, gıybet etmekten ve söz taşımaktan kaçın. Çünkü gıybet etmek orucu bozar (sevabını yok eder) ve söz taşımak da kabir azabına sebep olur.
Ya Ali, ister yalan yere olsun, ister doğru zaruret olmaksızın Allah'a yemin etme. Allah-u Teâlâ'yı, kendi yeminine vesile kılma. Çünkü Allah-u Teâlâ, yalan yere O'na yemin eden bir kimseye acımadığı gibi onu gözetmez de.
Ya Ali, yarının rızkı için gam yeme. Çünkü her günün rızkı, gelip ulaşır.
Ya Ali, inat etmekten sakın. Çünkü inatçılığın evveli cahillik, sonu ise pişmanlıktır.
Ya Ali, misvak kullan. Çünkü misvak ağzın temizliğine, Allah'ın rızasına ve gözün ışıklanmasına sebep olur.
Dişleri kürdanla temizlemek de seni meleklere sevdirir. Yemekten sonra ağızlarını kürdanla temizlemeyen kimsenin ağız kokusundan melekler rahatsız olur.
Ya Ali, Allah kendi kulunun; "Allah'ım günahlarımı affet; çünkü Senden başka günahları affedecek bir kimse yoktur" demesini beğenir.
Kul böyle dediği zaman Allah da, meleklerine şöyle hitap eder: "Ey meleklerim, bu kulum Benden başka günahları affedecek birisinin bulunmadığını bilmiştir; şahit olun ki, Ben onu bağışladım." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)
Bilmek, bulmak, anlamak ve yaşamak dileklerimle hayırlı Cumalar…
- ‘Bana Hüseyin’den haber ver’ / 04.07.2025
- Milletin sorunlarını artık kale bile almıyorlar / 02.07.2025
- Ortadoğu'da ikinci dizayn dönemi / 30.06.2025
- Fitneye karşı Hüseyin olmak / 29.06.2025
- Sözde ‘Terörsüz Türkiye’ye’ feda edilen değerlerimiz / 28.06.2025
- NATO toplantısı öncesi ve sonrası / 27.06.2025
- İsrail, ABD-İran savaşından 15 ders / 26.06.2025
- Türkiye, BOP’un neresinde? / 24.06.2025
- TBMM’deki rezalet BOP’un parçasıdır / 23.06.2025