Bayramdan önce Kaz Dağları gündemdeydi. Bayram bitti. Yine gündemde. Bayramdan önce ağaç kesimine karşı gösteriler yapılıyordu, hükümet hedef alınıyordu.
Bayramdan sonra bu gösterileri yapanlar hedef alınıyor ve Kaz Dağları'nda bahsedildiği gibi bir kıyım olmadığı, gösterilerin planlı olduğu haberleri yapılıyor.
Kimse kusura bakmasın! İşin aslından, özünden uzak çok basit bir tiyatro var ortada ve vatandaşlarımız bu tiyatroda kullanılıyor.
Kaz Dağları'ndaki ağaç kesimlerine karşı eylem yapan vatandaşlarımızın, bu eylemlerinin haklı ve masum olduğuna inanıyorum.
Bir başka inandığım ise vatandaşlarımızın bu eylemlerde çok geç kaldığı ve gösterdikleri tepkinin eksik olduğu şeklindedir.
Kaz Dağları, başlığı adı altında masum olmayanlar ise siyasetin dününü bugününü çok iyi bilen, maden konusunda hangi anlaşmaların yapıldığını, yer altı kaynaklarımızın nasıl talana elverişli hale getirildiğini çok iyi bildikleri halde dün vatandaşı bilinçlendirme, tepki, eylem, açıklama vs. yapmayanların bugün ekranlarda şovmenlik yapmalarıdır.
Mevzu sadece ağaç kesilmesi midir?
Gazetemiz yazarlarından Eyüp Kabil Bey'in, 8 Ağustos tarihli yazısının başlangıcı şöyleydi; "Kaz Dağları'ndaki orman kıyımı Türkiye'nin gündeminde… Fakat madenlerimizin kıyımı pek gündeme gelmiyor ne hikmetse!
Veya cümleyi şöyle değiştireyim; o bölgede orman olmasaydı madenlerimizin talan ediliyor olması vatandaşın umurunda mı?"
Bu mealde bugün, sözde ağaç kesimleri için hükümete eleştiri yağdıran başta siyasi partiler olmak üzere gazeteci-yazarlara, kendini 'doğa dostu' diye tanıtanlara ve de AKP iktidarını eleştirmek için başlık arayanlara diyorum ki; Altının verilmesine razı olmasaydınız, üstüne dokunamazdılar.
AKP iktidarının ilk çıkardığı yasalardan birisi de maden kanunu idi. Bu kanun ile yabancılara mal satışının önündeki engeller kaldırıldı, petrolde devletin payı % 2'ye, altında % 4'e indirildi.
Özetle küresel şirketlere, Anadolu'da tespitli 3 katrilyon dolarlık yer altı kaynaklarını gelin, alın, gidin denildi.
İşte bu kanun Meclis'ten geçti. Bizden başka hepiniz ya alkışladınız, ya da emperyalist sermaye karşısında sustunuz, susmak menfaatinize geldi.
Sizin, iktidarı suçlamaya hakkınız yoktur. Çünkü el birliğiyle bu kanunları, yasaları çıkardınız.
Yok, hayır. Haksızlık ediyorsun, diyenlere soruyorum; 15 yılda çoğu yabancı olmak üzere şirketlere 106 bin maden arama ruhsatı verildi.
Milyarlarca dolarlık yer altı kaynaklarımız Anadolu'nun bağrı yarılarak alınıp götürüldü.
O gün, neden sustunuz? Neden rıza gösterdiniz? İlk maden ruhsatı verildiğinde ve ilk kazma vurulduğunda yüz binleri, milyonları bilgilendirip, vatandaşın tepkisini hissettirmediniz?
Bir kez daha diyorum ki; madenlerimizin talanına da, ağaç kıyımlarına da ortaksınız.
Altını el birliği ve rızanız ile verdiğiniz için haliyle üstüne de dokunuyorlar.
Bizim vicdanımız rahat
Çıkarılan maden kanununu, devlet ve milletin nasıl zarar ettirildiğini, ortaya çıkan talanı tek tek anlattık.
Hangi küresel şirketlere ruhsat verdiklerini, bu şirketlerin soy kütüklerini bile anlattık. Koza'dan, İpek'e ve 15 Temmuz'a kadar her şeyi anlattık.
Kulak tıkadınız. Şimdi ağaçları kestirmeyiz, diyorsunuz. Keserler, kestiler de, kesecekler de…
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024