Bir ara televizyon kanallarında gösterimi modaydı American Wrestling'in (Amerikan güreşinin). Kas yığınına dönmüş, birkaç yüz kiloluk, bir o kadar boylu insan azmanları ringe çıkardı. Bildiğimiz güreşin hiçbir kuralı yoktu bu güreşlerde. Tek kural, kuralsızlıktı. Kafa, göz, kulak, kasık nereye gelirse en öldürücü darbe vurulurdu (!). Hele o kilo ve cüsseleriyle, ring telleri üzerine çıkıp, yerde yatan rakibinin üzerine atlamaları, rakiplerini ring dışına atmaları vs. seyircilerden kiminin kanını dondurur, kimini ise galeyana getirip, hayvani zevkler yaşattırırdı. Dedik ya! Amerikan güreşi? Bu oyun, güreş, vahşet artık adı her neyse rakibin sırtı yerdeyken, herhangi bir yerini rakibin vücuduna koyarsan (elini ve ayağını çevirirsen) ve hakem üçe kadar sayar, rakip cevap vermezse tuş olur. Veya ağır bir darbeden sonra hakem sorar, "pes mi". Eğer oyuncu "pes" derse oyun biter. Tribünler tıklım tıklım. Tezahürat, alkış, hakaret vs. ortalığı kaplamış. Ringte şiddet var, kan var, dehşet var. Peki, bu gördüklerimiz gerçek mi?Yok. Hepsi bir uyarlama ve senaryo. Fakat bu gerçeği sadece organizasyonu yapan şirket ve sporcular biliyor. Birde bu sektörü takip edenler, tanıyanlar? Yani ortada sadece yazılmış bir senaryo ve bu senaryoyu çok iyi oynayan ve de iyi kazanan sporcular, figüranlar, artisler vs. (artık adını ne koyarsanız) (!) var. Böyle bir senaryo 17 Aralıkta ülkemizde de gösterime girdi ve tam iki ay oldu devam ediyor. Bonservisi ABD'nin elinde olan sporcular birbirlerine vurdukça vuruyor. Hakaretler, beddualar, kanunun yettiği yerde kanun yetmediği yerde derebeylik mantığı vs. Dedik ya! Tek kural var; kuralsızlık. Seyirciler (milletimiz) ayrışma noktasında. Bir kısmı kin, öfke ve nefret söylemleriyle tuttukları güreşçiye destek verirken diğer kısmı da aynı mantıkla cevap vermeye çalışıyor. Artık kanun, kural, hak, helal, haram kavramları kalmamış, yeter ki benim tarafım üstün gelsin, diye her yol meşru algılanır olmuş? Artı ortada birde tahrip ve talan edilen ring (devlet) var. Birde biz varız. Bizler de, bu gösterinin planlı bir oyun olduğunu, sporcuların (!) lisans ve bonservislerinin ABD'nin elinde olduğunu, bu oyunda kazananın organizatör (ABD) ve sahaya sürdüğü oyuncular olacağını, kaybedenin ise seyirciler (bizler) olacağını böyle bin bir dereden misallerle anlatmaya çalışan bizler? Artık anlayın! İki aydır laf, tehdit, şantaj vs. dışında milletimiz ve devletimizin menfaatine yönelik tek bir adım atıldı mı?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Erdoğan tasarrufun neresinde? / 05.05.2024
- Dost düşman tanımı yapamayan bir iktidar / 04.05.2024
- Ali’yi halife seçen Hz. Peygamber değil Yüce Allah’tır / 03.05.2024
- Hamas terör örgütü mü? / 02.05.2024
- Sloganlarla avutulan kalabalıklar / 01.05.2024
- İlkelerine sahip çıkmayanlar bu millete sahip çıkamaz / 29.04.2024
- Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirinde İsrail / 28.04.2024
- İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu? / 26.04.2024
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Dost düşman tanımı yapamayan bir iktidar / 04.05.2024
- Ali’yi halife seçen Hz. Peygamber değil Yüce Allah’tır / 03.05.2024
- Hamas terör örgütü mü? / 02.05.2024
- Sloganlarla avutulan kalabalıklar / 01.05.2024
- İlkelerine sahip çıkmayanlar bu millete sahip çıkamaz / 29.04.2024
- Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirinde İsrail / 28.04.2024
- İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu? / 26.04.2024
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024