“Amerikalılarla aramızdaki sürtüşme su yüzüne çıkacak”
* "Avrupa'da kamuoyunu kaybediyoruz."
* "1 ya da 2 hafta içinde Avrupa'da hükümetleri kaybetmeye başlayacağız."
* "Bir hafta sonra da Amerikalılarla aramızdaki sürtüşme su yüzüne çıkacak."
* "ABD'li yetkililerin söylemleri son günlerde değişti ve çatışmalara insani ara verilmesi çağrıları arttı."
* "Önümüzdeki 2 ya da 3 hafta içinde, muhtemelen daha kısa sürede Amerikan taleplerini kabul etmek zorunda kalacağız."
* "Pencerenin kapandığını görebilirsiniz. Saldırı konusunda Amerikalılarla sürtüşmeye doğru gittiğimiz açık. ABD, İsrail'e ne yapacağını dikte edemez. Ancak biz de onları görmezden gelemeyiz."
* "İsrail, 'Gazze'deki sivil ölümler ve bölgede çok daha geniş ve yıkıcı bir savaşa yol açmasından duyulan korku nedeniyle' Avrupa'da kamuoyunu kaybetme sürecine girdi."
* "Arap Ligi ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin desteğiyle, Arap olmayan ülkelerden bazı sembolik birliklerin de dahil edileceği çok uluslu bir Arap gücünün toplanması ihtimal dışı değildir."
* "Bu güçler, Filistin yönetiminin (Gazze'de) yönetimi düzgün bir şekilde devralmasına yardımcı olmak için 3 ile 6 ay süre orada kalabilir."
İsrailli eski başbakanın yaptığı bu açıklamalara bakılırsa, İsrail'in vahşeti sürdürülebilir değil. Gönül isterdi ki, İslam dünyasının dik duruşu İsrail'i durdursun ama maalesef öyle olmadı. İsrail, İslam ülkelerinin mevcut iktidarlarına baktıkça saldırılarını artırma gereği duydu, daha da cesaretlendi.
Barak'ın ifadelerine göre asıl endişeleri, Batılı ülkelerde halkların İsrail'in katliamlarına, Gazze'deki sivillerin mağduriyetine her geçen gün daha fazla tepki göstermeleri… Batıda kamuoyu desteğini kaybetmekten korkuyorlar ve bu kamuoyunun İsrail'e destek açıklayan Batılı liderlerin üzerinde de baskı oluşturduğundan bahsediyorlar.
Barak'ın bu endişelerine yönelik Avrupa'da, ABD'de, Avustralya'da önemli gelişmeler yaşanıyor. Örneğin, İsrail'e 7 Ekim'den bu yana en büyük desteği veren ülkelerden Fransa'da antisemitik eylemlerin arttığı belirtiliyor. Bildiğiniz gibi antisemitizm "Yahudi düşmanlığı" anlamına geliyor.
Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, "Antisemitik eylemlerin sayısı patladı" dedi. Darmanin, 102'si yabancı olmak üzere 486 kişinin bu tür suçlardan gözaltına alındığını kaydetti. Paris polis şefi Laurent Nunez de, sadece Paris bölgesinde 257 antisemitik eylem gerçekleştiğini ve 90 kişinin tutuklandığını bildirdi. Tutuklananlar için tipik bir profil olmadığını belirten Nunez, "Onlar arasında çok ciddi şeyler söyleyen genç çocuklardan, Filistin yanlısı davada yer alan kişilere kadar geniş bir yelpazede insan bulunuyor" ifadelerini kullandı.
Fransa, 500 bin kişi ile Avrupa'da en büyük Yahudi nüfusuna ev sahipliği yapıyor. Bu, İsrail ve ABD'den sonra dünyanın üçüncü en büyük Yahudi nüfusu anlamına geliyor.
AB ülkeleri içinde sadece Fransa değil, tüm AB genelinde antisemitizmin arttığı belirtiliyor. Avrupa Komisyonu tarafından yapılan açıklamada, "Avrupa genelinde antisemitik olayların son birkaç gün içinde olağanüstü seviyelere ulaşması, tarihin en karanlık dönemlerinden bazılarını anımsatmaktadır" denildi. Avrupa'da Fransa'nın yanı sıra Almanya, Avusturya, İspanya gibi ülkelerde de antisemitik eylemler artıyor.
İsrail karşıtı bir diğer gelişme ise İngiltere'de yaşandı. İngiltere'de ana muhalefetteki İşçi Partisi lideri Keir Starmer'ın Gazze'de acil ateşkes çağrılarını ısrarla reddetmesi üzerine 11 belediye meclisi üyesi partisinden istifa ettiğini açıkladı.
İşçi Partisi'ne bağlı 150'den fazla belediye meclisi üyesi, 25 Ekim'de yaptıkları açıklamada, başta parti lideri Starmer olmak üzere parti yöneticilerinden Gazze'de acil ateşkes çağrısı yapması talebinde bulunmuştu. İşçi Partisinin, 7 Ekim'den bu yana İsrail'e destek veren açıklamaları ve Starmer'ın, İsrail'in Gazze'ye yönelik su, gıda ve yakıt girişini engellemesini haklı bulması, partide tartışmalara sebep olmuştu.
Avustralya'da da bir grup senatör, hükümetin İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını kınamaması üzerine Senato oturumunu terk etti. Kürsüye, Filistinlileri sembolize eden kefiye ile çıkan Yeşiller Partisi Başkan Yardımcısı Mehreen Faruqi, "İsrail'in binlerce Filistinliyi katletmesini izliyorsunuz ve İsrail'i kınamıyorsunuz. Acil ateşkes çağrısı yapmayı reddediyorsunuz. Burada oturup, sizin hiçbir şey yapmıyor olmanızı izlemeyeceğiz" dedi.
Ehud Barak'ın "Amerikalılarla aramızdaki sürtüşme su yüzüne çıkacak" sözlerinin üzerinde durulması lazım. ABD, bugün İsrail'in saldırgan ve yayılmacı politikalarını destekliyor olabilir ama şu bir gerçek ki, İsrail'in Ortadoğu'da bir Arz-ı Mev'ud projesi varsa, ABD'nin de Prof. Dr. Haydar Baş'ın yıllar önce ifade ettiği gibi küresel ısınma sebebiyle Ortadoğu coğrafyasında bir vatan projesi var.
Bu da ABD-İsrail ortaklığının kalıcı değil, geçici olduğunu gösteriyor. ABD bugün çıkarları gereği İsrail'i bir maşa olarak kullanıyor olabilir ama sonrası meçhul.
Başta Türkiye olmak üzere, tüm İslam ülkeleri; önce kendi içinde birliği, ardından da bölgesel birliği temin ederek, Ortadoğu coğrafyasındaki kan ve gözyaşını artık bitirmelidir.
- OVP millete nasıl yansıyacak? / 06.09.2024
- Türk milletinin tamamı Mustafa Kemal’in askeridir / 04.09.2024
- Kendine değil, vatandaşa çalışacak siyaset lazım / 31.08.2024
- ‘Türk tarihinin en önemli dönüm noktası’ / 30.08.2024
- Vatandaş ‘geçim’, hükümet ‘anayasa’ diyor / 28.08.2024
- BM: Ateşkes kılıf, hedef kalıcı işgal / 24.08.2024
- Enflasyon yüzde 50’nin altına inecekmiş! Sevinmeli miyiz? / 23.08.2024
- İsrail’in zulmü kendini bitirecek! / 21.08.2024
- Şimşek’in enflasyon mücadelesi ekonomiyi bitiriyor / 20.08.2024