Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) Mevzu Ekonomi programları kısa bir aradan sonra yeniden başladı ve geçtiğimiz hafta sonu ilk program güzel ilimiz Malatya'daydı. BTP kurmaylarının birbirinden değerli konuşmaları ve BTP'nin ebedi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ı anlatan sinevizyon gösterisinden sonra BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş kürsüye geldi ve çok önemli tespitleri ve çözümleri barındıran tarihi bir konuşma gerçekleştirdi.
Konuşmasında en dikkat çeken bölümlerden birisi "anayasa" ile ilgili kısımdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 27. Dönem Yasama Yılı Açılış Programı'nda ifade ettiği "İçimizde ukde kalan bir diğer konu yeni anayasadır" sözlerini değerlendiren BTP lideri Baş, bu konuda şu dikkat çekici tespitleri yaptı:
* "Siz anayasayı tanıyordunuz da anayasayı mı değiştireceksiniz? Mesela benim bildiğim anayasaya göre siz bu seçim cumhurbaşkanı adayı olamazsınız. Siz anayasa tanımıyorsunuz ama 'anayasayı değiştireceğiz, içimizde ukde kaldı' diyorsunuz. Siz bu anayasayı delik deşik edenler değil misiniz? Siz, 'Anayasa Mahkemesi'ni tanımıyorum' diyenler değil misiniz?"
* "İçinizde kalan ukde anayasanın değişemeyen, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen ilk 3 maddesi olabilir mi acaba? Nedir sizin içinizde ukde kalan? Türkiye Cumhuriyeti devletinin yönetim yapısının cumhuriyet olması mı? Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti mi? Marşı mı? Demokratik oluşu mu? Nedir sizi rahatsız eden? Anayasanın geri kalan her şeyini değiştirdiniz…"
* "Yıl 2010… 'Anayasa referandumuna gideceğiz' dediler. Parti olarak maddeleri aldık baktık, neler var diye. HSK'nın yapısı değişiyor, Anayasa Mahkemesi'nin yapısı değişiyor, birçok kurum esasında yok ediliyor. Çıktık sokak sokak, kapı kapı gezdik milletimize anlattık. O zaman 'yetmez ama evet' dediler. Biz de, 'Bunu değişirseniz demokratik krallık gelir, adalet diye kapı kapı dolaşırsınız, yarınlarınızı kaybedersiniz' dedik. Gittiler 'evet' dediler. Şimdi de durum ortada."
* "Ben Oda TV'deki bir röportajımda, 'Uzun bir zaman geçmeyecek bu anayasa tartışmasını getirecekler' dedim. Çünkü bunların derdini ben biliyorum. Bunların derdi ta 1920'lere dayanır. Bunların neyi değiştirmek istediğini ben biliyorum."
* "Dolayısıyla önünüze bu konu geldiği zaman ayık olacaksınız. Eğer bir kez daha bunların tezgâhına düşerseniz elinizde ne cumhuriyet kalır, ne bayrak kalır, ne vatan kalır. Bu söylediğimi sakın unutmayın! Sanki yapamadıkları bir şey var ve anayasa bunlara engel oluyor, içlerinde ukde kalmış da onu değişecekler."
Anayasanın değiştirilemeyen ve değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen ilk üç maddesi şunlardır:
Madde-1: Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
Madde-2: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
Madde-3: Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı 'İstiklal Marşı'dır. Başkenti Ankara'dır.
Anayasanın bu maddelerinin değiştirilemeyeceği dördüncü maddede açıkça ifade edilmektedir: "Anayasanın 1'inci maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2'nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3'üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez. (Madde-4)
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu maddeleri, Türk milleti, devletini ve egemenliğini kaybetmesin, büyük zorluklarla kurtulduğu esarete bir daha düşmesin, kıyamete kadar bu vatanda güvenle, özgürce yaşayabilsin diye koydu.
Bu manada BTP liderinin yaptığı uyarılar çok çok önemli…
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın "Siz bu anayasayı delik deşik edenler değil misiniz?" ifadesini de biraz açmak gerekiyor. 9 Şubat 2021 tarihinde yayımlanan Milliyet gazetesinde Anayasa değişiklikleri ile ilgili şu bilgiler paylaşılıyor:
* "19 yıllık 'tek parti' iktidarında anayasada 12 kez kritik değişiklikler içeren düzenleme hazırlayan AK Parti, 177 maddelik anayasanın 30'u aynı maddelerde olmak üzere toplam 134 hükmünde değişikliğe imza attı."
* "AK Parti'nin, iktidara geldiği 3 Kasım 2002 seçimlerinden 1.5 ay sonra 1982 Anayasası'nda 6. kez değişikliğe gidildi."
* "Anayasadaki en köklü değişikliklerden bir diğeri 2010'da büyük tartışmaların gölgesinde gerçekleşti. Değişiklik paketi Meclis'te 336 vekilin oyuyla yine referanduma götürüldü. Yüzde 57.88 "evet" oyuyla kabul edilen anayasa değişikliği ile Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararları yargı denetimine sokulurken, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanması mümkün hale getirildi."
* "(2010 değişikliği ile) Yeniden yapılandırılan AYM ve HSYK'ya üye gönderme kriterleri değiştirildi. TBMM Başkanı, Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri komutanları ile Jandarma Genel Komutanı'nın da görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan'da yargılanması mümkün kılınırken, Yüce Divan'ın kararlarına itiraz yolu açıldı. AYM'de siyasî partilerin kapatılmasına karar verilebilmesi için üçte iki oy çokluğu şartı getirildi."
Dahası, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle, parlamenter sistem devre dışı bırakıldı, kuvvetler ayrılığı ortadan kaldırıldı, yasama, yürütme ve yargı erklerinin kontrolü bir kişinin eline verildi, kararnamelerle yönetilen bir devlet konuma geldik.
Bu ve benzeri birçok değişikliğe rağmen hala yöneticilerimizin içinde ukde kalan konu yeni anayasa!
Şunu millet olarak asla unutmamalıyız ki, kıyamete kadar devletiyle, milletiyle var olmak istiyorsak, bu, anayasamızın ilk üç maddesini koruyabildiğimiz ve de gereğini hakkıyla yapabildiğimiz müddetçe olacaktır.
- ‘Anayasanın hangi maddesi?’ dendiğinde İmralı’dan ses geliyor / 30.05.2025
- Siyasetin gündemi farklı, milletin gündemi farklı... / 29.05.2025
- Dedeağaç’taki NATO tatbikatı, milli güvenlik sorunu / 28.05.2025
- BOP’a göre demokrasi, ‘parçalamak’ demek / 27.05.2025
- Suriye aynasında Türkiye’yi görebilmek! / 24.05.2025
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025
- 19 Mayıs: Türk milletinin umudunun yeşerdiği gün / 20.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025