Merakla beklenen asgari ücret sonunda belli oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün uzunca bir mukaddimeden sonra 2023 yılının asgari ücretini net 8 bin 506 TL olarak açıkladı. Bu, yüzde 54.66 zam anlamına geliyor.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda 7 milyonu aşkın işçiyi temsil eden Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay'ın "9 bin liranın altına masaya oturmayız" dediği, yine bir işçi sendikası olan DİSK'in Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu'nun "Asgari ücret 13 bin 200 lira olmalıdır" dediği bir ortamda zaten konuya uzunca bir giriş gerekiyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasında, "Ne emekçilerimizin haklarının yenmesine ne işverenlerimizin üzerine altından kalkamayacakları yük bindirilerek istihdamın zarar görmesine rıza gösteririz" dedi ama açıklanan bu rakamdan ne işçiler memnun ne de işverenler…
İşçiler memnun değil, çünkü asgari ücret yine açlık sınırı seviyesinde belirlenmiş oldu. Şöyle ki; Türk-İş en son Kasım 2022 verilerini açıklamıştı ve buna göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 7 bin 786 lira, yoksulluk sınırı 25 bin 365 lira ve bekar tek bir işçinin yaşam maliyeti ise 10 bin 170 lira açıklanmıştı.
Bu, Kasım ayı verileri, Aralık daha açıklanmadı, muhtemelen birkaç gün içinde açıklanacak. Yani Sayın Cumhurbaşkanı'nın açıkladığı 8 bin 506 liralık asgari ücret, Ocak'ta ya da en geç Şubat'ta yine açlık sınırının altına düşecek.
Diğer taraftan açıklanan asgari ücret tek kişinin yaşam maliyetini bile karşılayabilecek düzeyde değil. 4 kişilik bir ailenin minimum yaşam maliyetini ifade eden yoksulluk sınırında bir gelire sahip olabilmesi için, o ailede en az 3 kişinin asgari ücretle çalışması gerekiyor. Tabi, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) "atıl işgücü" adını verdiği geniş tanımlı işsizlerin sayısının 7 milyon 600 bin kişiyi geçtiğini düşünürsek, bu 4 kişilik ailenin 3 ferdi iş bulabilirse…
Cumhurbaşkanı'nın açıkladığı asgari ücret işte bu sebeplerden dolayı emekçileri büyük bir hayal kırıklığına uğrattı, peki ya işveren?
2022 yılında net asgari ücret 5 bin 500 lira, asgari ücretin işverene toplam maliyeti 7 bin 603 liraydı. İşverene maliyetin 6 bin 471 lirası brüt asgari ücret, 1003 lirası sosyal güvenlik pirimi, 129 lirası da işveren işsizlik sigorta primi idi.
2023 yılı için net asgari ücret 8 bin 506 lira, brüt asgari ücret 10 bin 8 lira oldu. Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, verilen ücrette işçi başına devlet desteği 100 TL'den 250 TL'ye yükseltildi ama bu, işverenin artan yükünü hafifletebilecek bir destek değil elbette…
Yeni asgari ücretin işverene toplam maliyeti 150 liralık destek hariç 11 bin 759 liraya yükselmiş oldu. Tekrar altını çizelim; bir işçinin işverene toplam maliyeti 2022'de 7 bin 603 lirayken, 2023'te 11 bin 759 liraya çıktı.
Net asgari ücretleri çıkardığımızda, işverenin kendisi ve işçisi adına devlete olan mükellefiyeti 2 bin 103 liradan, 3 bin 253 liraya çıkmış oldu.
Bütün bu veriler, 2023 yılında işverenin küfesine yüzde 54.66'lık bir yük konulduğunu gösteriyor. İşçinin küfesi ise zaten gerçek enflasyon karşısında eriyen geliri sebebiyle ağzına kadar dolu hatta taşıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(Asgari ücret) Şayet beklenmedik bir tabloyla karşılaşırsak tıpkı geçen yıl olduğu gibi yine bir ara düzenleme yapmaktan kaçınmayız" ifadeleriyle bu yıl için de bir ara zam sinyali veriyor.
Ama bir gerçek var ki, bu zam eğer yapılırsa ancak Temmuz gibi yapılır, yani 2023 seçimlerinden sonra… Akla şu soru gelmiyor değil: Acaba hükümet beklentilerin altında bir asgari ücret zammı açıklayarak, 'Bakın bizi seçerseniz, ara zam yaparız, yoksa avucunuzu yalarsınız' demeye çalışarak asgari ücret ara zammını da bir seçim malzemesi mi yapmak istiyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında 2002 yılında asgari ücretin 184 lira olduğunu ve bugün 5 bin 500 liraya çıkarttıkları ifade diyor.
Her zaman belirtiyoruz ki, önemli olan asgari ücretin artması değil, satın alma gücünün artmasıdır. Kasım 2002'de bir çeyrek altın 27.5 liraydı. O dönemde Sayın Cumhurbaşkanı'nın dediği gibi asgari ücretin 184 lira olduğu hesaba katıldığında 6.7 adet çeyrek altın satın alınabiliyordu. Bugün ise bir çeyrek altın 1805 lira ve 5 bin 500 liralık asgari ücretle sadece 3 çeyrek altın alınabiliyor.
Tamam, doğru, sadece asgari ücret rakamına baktığımızda 184 liradan 5 bin 500 liraya çok ciddi bir artış söz konusu ama paranın alım gücünü dikkate almazsanız bu sizi büyük bir yanılgıya iter. 5 bin 500 lira 184 liradan büyüktür ama 3 çeyrek altın 6.7 çeyrek altından küçüktür.
Siz demek istediğimizi çok iyi anlıyorsunuz ama siyasilerimize başka nasıl anlatılır bilemiyorum? Keşke biraz anlamaya gayret gösterseler…
Asgari ücret, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın ifade ettiği gibi yoksulluk sınırının üstünde olmalıdır; bu, işçinin anayasal hakkıdır. İktidar mukaddimeler sıralamadan, topu sağa sola atmadan işçilere bu hak ettiği geliri sağlamakla mükelleftir. Beceremiyorsa da kenara çekilmelidir.
BTP; parti programında olan Prof. Dr. Haydar Baş'a ait Milli Ekonomi Modeli'yle, yoksulluk sınırının üstünde belirlenecek olan asgari ücretin yükünü işverene de bırakmamaktadır. Ürettiği yeni gelir kalemleriyle –bunlar detaylıca modelde mevcuttur- hem işçiye hakkını verir, hem de işvereni mağdur etmez.
Her konuda olduğu gibi bu konuda da tek çözüm BTP'de ve BTP lideri Hüseyin Baş'tadır.
- BOP’a göre demokrasi, ‘parçalamak’ demek / 27.05.2025
- Suriye aynasında Türkiye’yi görebilmek! / 24.05.2025
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025
- 19 Mayıs: Türk milletinin umudunun yeşerdiği gün / 20.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025