Türk milleti, iktidarın müthiş mali kaynakla cebredilmiş kamu gücünü sonuna kadar kullandığı; radyo, TV ve gazeteleri ablukaya aldığı; sokakları, caddeleri ve bina duvarlarını, oto yolları ele geçirdiği cahil avlayan türden reklam kampanyası eşliğinde 7 Haziran Pazar günü sandığa gitti. Seçim sürecinde bir köy muhtarı, "Köylü AKP'ye oy vermezse, kömür ve kumanya yardımının kesileceğinden korkuyor" demişti. İktidar, bu yardımları cebinden vermiyor ki, AKP gidince kesilsin. Devletin verdiğinin AKP defterine yazılması müthiş bir çarpıtma. 20 torba kömür 150 TL, bir poşet kumanya 40 TL... Bunlara muhtaç insanımızın çok ilginç gerekçelere öncelik verdiğine tanık olduk.Seçim sürecinde "Çok borcumuz var, AKP gider ise banka borçlarımızı geri ister ve faizler yükselir" endişelerini çokça dinledik. Adı bizde önemli bir kişinin "Borcumuz ipoteklerimizi yuttu, Rusya'ya kaçmaktan başka seçeneğimiz kalmadı" itirafı dikkat çekiyor. Dahası doları kim 2.5 TL'de tutuyor? İslam dünyası ve daha neler feda edilerek dolar bu seviyede tutulmakta, haberiniz var mı? Başörtüsü serbestliğinden bahsedenin, "Ondan amma yağ çıkardılar, sen Prof. Dr. Haydar Baş'ın başörtüsünü yasaklayacağını mı zannediyorsun?" soru cevabım karşısında nasıl boyun büktüğüne şahit oldum.Partisinin programından zerre haberi olmayanlar, AKP'yi yıkmak için CHP ya da MHP derken, hepsinin de neo-liberal kapitalist ekonomi taraftarı olduğu, Kemal Derviş programında ittifak ettiğini görmüyor. Üst akıl, medya gücü ve toplum mühendislerinin yönlendirmesiyle 4 siyasi partiyi Meclis'e soktu ve Prof. Dr. Haydar Baş'ı ve ekibini dışarıda bıraktı.Yüce Türk milleti, Rusya'yı ayağa kaldıran, Putin'i dünya lideri yapan, tam bağımsız Türkiye'yi kâinat devleti yapacak MEM programını benimsemedi ve neo-liberal kapitalizme devam dedi.Baş'ın, neo-liberal kapitalizmle yer üstü varlıklarımızın ve yeraltı madenlerimizin özelleştirme yoluyla elimizden çıkarılıp ecnebilerin eline geçmesinin, senyoraj hakkının (para basma, dolaşıma sürme) devlet elinden alınması ve para temininin özel finans kurumlarına teslim edilmesinin, devletin küçültülerek yok edilmesinin yanlış olduğu, "Güçlü devlet, güçlü ordu ve güçlü millet olmazsa bu coğrafyada tutunamayız" uyarısının benimsenmemesinin gerekçeleri incelenmelidir.Millet olarak varlığımızın devamı için, olmazsa olmaz derecede önemli bu hususlar, mevcut partiler ve seçmenler tarafından kriter olarak alınmadığına, gündem edilmediğine şahit olmaktayız. Ulusal güvenliğimizin teminatı asıl meseleler siyasi partiler tarafından gündem edilmeyip yok sayılıyorsa; bu durum milletimizin uyutulması, yok olmaya sürüklenmesi demektir ve sorgulanmalıdır.Baş, bir bardak suya muhtaç milletimizin önüne okyanusu getirmişti. Millet, bekleyip düşünmeyi ve değerlendirmeyi tercih etti. Muhalif parti ve şahısların özel menfaatlerinin öncelik kazandığı seçim süreci geçtikten sonra zaman içinde vatandaş da durum değerlendirmesi yapma fırsatı bulacak, neler kaybettiğini düşünüp anlayacaktır.
Mahmut Erdem / diğer yazıları
- Fakirleşerek büyüme / 18.06.2022
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020