Sonu Türkiye için hayırlı olmayan bir AB sürecinde devam edip duruyoruz.AB, Türkiye'yi bir ileri bir geri, bazen de iki geri oynatarak oyalayıp duruyor. Böylece hem Türkiye'nin kendi kimliğine kavuşmasına engel olabiliyor, hem de dün silah zoruyla uygulatamadığı Sevr maddelerini hazmettire hazmettire uygulatıyor.Geçtiğimiz hafta imzalanan AB zirvesi taslak metninde, Fransa'nın baskılarıyla(!) Türkiye ile AB arasında yürütülmekte olan müzakereler için "katılım" ifadesi çıkarılmış ve müzakerelerin amacının "üyelik" olduğuna değinilmemişti."Fransa'nın baskıları" ifadesine ünlem işaret koydum, çünkü bu baskılar Fransa'ya ya da lideri Sarkozy'e ait değil. Bu, AB ülkelerinin ortak tavrıdır. Burada kötü adam rolünü oynama görevi Sarkozy'e ve Fransa'ya verilmiştir. Yani AB sürecinde taş koyan, ya da taş koyma rolünü üstlenen Sarkozy'ler asla bitmeyecektir. Türkiye'nin üyeliğini destekler görünenler de, açıkça desteklemeyenler de Türkiye'ye her gelişlerinde bildik tavizleri sıralayıp durmuşlardır: Kıbrıs Kesimi'nin tanınması, sözde soykırımın kabulü, Ruhban Okulu'nun açılması, Patrikhane'nin ekümenikleştirilmesi, misyonerliğin önünün açılması, Lozan'ın azınlık tanımının kaldırılması, Türkiye'nin asli unsurlarının da azınlıklaştırılması? Yakında PKK'nın siyasallaşma süreci tamamlanınca "federasyon" baskıları da ayyuka çıkmaya başlayacaktır. Daha ileri giderek, asırlardır temsil ettiğimiz ve dünyaya adaleti, medeniyeti, sevgiyi getirmemizi sağlayan Türk-İslam kimliğimizi tamamen rafa kaldırmamızı talep edenler de var.Bakın, Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Hans-Gert Pöttering neler diyor:"Eğer Türkiye AB'ye girmek istiyorsa, AB'nin değerlerini benimsemelidir. Daha gidilecek uzun bir yol var" Ve Pöttering açıklamasının devamında "(1915 olaylarına ilişkin) AP olarak Türkiye'nin tarihi sorumluluklarını tanıması gerektiğini söyledik, bunun üzerine çıkamayız" şeklinde konuştu."Türkiye'de gayrimüslim azınlıkların haklarına ilişkin uygulamada hemen hiçbir şeyin değişmediğini" iddia eden Pöttering, ekümenlik ve ruhban okulu konusunu buna örnek olarak gösterdi. AB'li yetkililer önce "AB değerleri"nden bahsedip ardından da bu değerlerden neyi kastettiklerini izah etmek için pratik talepler de bulunuyorlar: Azınlıklar, sözde soykırım, patrikhane, Ruhban Okulu? Yani işin Türkçe'si şu: AB'nin değerleri asırlardır Hıristiyanlık temeline dayanmıştır ve bugün de bu farklı değildir. Bizim kimsenin dinine ve inancına bir şey dediğimiz yok, ama nihai hedef siyasi; topraklarımız, birlik ve beraberliğimiz, varlığımızın devamı olunca, gerekli tedbirlerin alınmasından yanayız. Avrupa, içinde azınlık durumunda bulunan, Avrupa için çalışan Türklere bile tahammül edemezken, koskoca 73 milyonluk bir Türk milletini içerisine alabilir mi? Avrupa kendi topraklarında bulunan Türk eserlerini bir bir ortadan kaldırırken, sömürgelerinde de benzer girişimlerde bulunurken, bu şekilde her fırsatta kinini kusarken o eserleri ortaya koyan milleti hazmedebilir mi?Balkan Türkleri Konfederasyonu Teşkilat Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı İzzet Altuntaş, Avrupa'da Türkleri asimile çalışmalarının devam ettiğini belirtti. İzzet Altuntaş, 5-6 yıldır Yunanistan'a gitmek için vize başvurusunda bulunduğunu; ancak pasaportunun Yunanistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden eline verildiğini söyledi. Almanya'da Türkiye aleyhine PKK yandaşları sık sık gösteri yapıyor, ama Alman polis müdahale etmiyor; Türk gençleri PKK'yı protesto ediyor yaka paça içeri atılıyor ve akıl almaz işkencelere maruz kalıyor. Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi 2008 yılı AB bütçesi çerçevesinde ortak bir karar alarak, Kuzey Kıbrıs'ta bulunan dini ve tarihi mirasın korunması(!) konusunda bir araştırma yapılabilmesi için 500 bin euro'luk bir fon sağladı. Avrupa Parlamentosu Hıristiyan Demokrat Grubu üyesi Kıbrıslı Rum Panayiotis Demetriu'nun konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamaya göre, söz konusu araştırmada dini ve tarihi eserlerin durumu detaylı olarak belirtilecek. Kuzey Kıbrıs'ın tarihiyle ilgili bir proje ve yetkili Kıbrıslı bir Rum?Yani AB, Kuzey Kıbrıs'ı tamamen Rumlaştırmak için AB fonlarını kullanıyor, Rum eserlerini fonlayarak, Türk tarihinin tamamen silinmesini temin etmeye çalışıyor. Şimdi bu her noktasında Hıristiyan kültürünün izine rastlanan, Türkiye için hedefi belli olan AB için Sayın Başbakanımız bakın neler söylüyor: "Avrupa, dünyanın evrensel değerleri üzerine inşa edilmiş medeniyetlerin beşiği olarak önem arzetmektedir" "Bizim yolculuğumuz devam ediyor. Kararlı adımlarla, emin adımlarla gidiyoruz""Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği sadece Avrupa ve çevresinde barış ve istikrarın korunmasına katkı sağlamayacaktır. Aynı zamanda Avrupa değerlerinin geniş bir coğrafyaya yayılması için de fırsat olacaktır." Avrupa değerlerinin neler olduğunu, AB'li yetkililerin ifadeleriyle yukarıda bahsettik. Peki, Sayın Başbakan'ın, bu değerleri evrensel olarak ilan etmesinin ve her şeyden önemlisi bu bize ait olmayan değerlerin, hem de bizim vasıtamızla geniş bir coğrafyaya, özellikle de İslam coğrafyasına yayılmasını istemesinin sebebi sizce nedir?Adamlar her fırsatta kuyumuzu kazmaya çalışıyor, biz ise hala onları göklerde tutuyoruz ve yürüdüğümüz yanlış yolda "emin" adımlarla yürüyebiliyoruz. Bu mantıkla ne millet kalır, ne medeniyetimiz ne de ülkemiz. Daha dün önümüze Sevr'i koyanlara bu kara sevda nedir? Dün biz bunları ülkemizden zorla çıkarmamış mıydık? Ne çabuk unutuyoruz? Artık şu saçma sapan AB sevdasından kurtulmalıyız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- İsrailli sunucu: “Finalde Türkiye var” / 19.06.2025
- Geçmiş olsun Sayın Ümit Özdağ / 18.06.2025
- İsrail için sadece Tahran değil, Ankara yolu da açıldı! / 17.06.2025
- İsrail zulmünü genişletiyor: Türkiye de hedefte / 14.06.2025
- Ortadoğu yeni bir savaşa mı hazırlanıyor? / 13.06.2025
- Ekonomik sıkıntılar nüfus krizini tetikliyor / 12.06.2025
- Atatürk’ün Müslümanlığı hepinize nal toplatır / 11.06.2025
- Suçlar, 10. Yargı Paketi ile önlenebilir mi? / 05.06.2025
- Mücadele enflasyonla mı, vatandaşla mı? / 04.06.2025
- “Cezasızlık algısı” iktidara yakın olanlarda var! / 03.06.2025
- Geçmiş olsun Sayın Ümit Özdağ / 18.06.2025
- İsrail için sadece Tahran değil, Ankara yolu da açıldı! / 17.06.2025
- İsrail zulmünü genişletiyor: Türkiye de hedefte / 14.06.2025
- Ortadoğu yeni bir savaşa mı hazırlanıyor? / 13.06.2025
- Ekonomik sıkıntılar nüfus krizini tetikliyor / 12.06.2025
- Atatürk’ün Müslümanlığı hepinize nal toplatır / 11.06.2025
- Suçlar, 10. Yargı Paketi ile önlenebilir mi? / 05.06.2025
- Mücadele enflasyonla mı, vatandaşla mı? / 04.06.2025
- “Cezasızlık algısı” iktidara yakın olanlarda var! / 03.06.2025