Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada birçok konuda değerlendirme yaptı ama ben özellikle ekonomik krizle ve Türkiye ekonomisi ile ilgili bölümü ele alacağım.Sayın Başbakan ülkemizde yaşanan ekonomik krizin sebebini küresel krize bağlayarak yine topu taca atmaya çalıştı.Bir de ilave ediyor, "Bunu görmek istemeyenler var" diye?Halbuki bu ülkede yaşayan, iş yapan sanayici, tüccar, esnaf, çiftçi, memur, işçi fiili olarak gayet iyi bilir ki ülkemizde kriz, küresel krizin ortaya çıktığı 2007 Kasımından çok önceleri de yaşanıyordu.Üretenler iç ve dış pazar darlığı ve de maliyetlerin yüksekliğinden, vatandaş ise gelir yetersizliği sebebiyle ihtiyaçlarını karşılayamamaktan yakınıyordu.Bu sıkıntı vardı, AKP hükümeti zamanında uygulanan dışa bağımlı, borçlanmaya dayalı, IMF baskılı politikalarla zirveye ulaştı.Küresel kriz ise zaten var olan krizin tuzu biberi oldu.İşte Sayın Başbakan da yıllardır bu gerçeği görmek istemiyor. Belki de görüyor, itiraf etmek işine gelmiyor.Başbakan konuşmasında "Böyle enflasyon açıklanınca çılgına dönüyorlar. Enflasyon düştükçe rahatsız oluyorlar" diyor. Tabii bunları söylerken enflasyonun bu şekilde düşmesini de iyi bir şeymiş gibi görüyor.Gerçekte enflasyon neden düşüyor, hatta negatif oluyor? Vatandaşın alım gücü kalmaması sebebiyle ürünler düşük karla hatta zararına satıldığı için.Bütün ekonomiyi bilen uzmanlar bilirler ki, bu enflasyondan çok daha tehlikeli olan deflasyonun habercisidir.Firmalar borçlarını ödeyebilmek için ürettiklerini ucuz olarak elden çıkarmaya çalışırlar, bu arada üretim kapasiteleri düşer ve işçi çıkarmaya başlarlar, bir sonraki süreç ise fabrikaların kepenk kapatmasıdır, ekonomi ifadesiyle stagflasyondur.Yani Başbakan'ın övünerek bahsettiği konu aslında eskisinden daha büyük ve tehlikeli bir hastalık?Ülke ekonomisi nezleden kurtuluyor gibi görünüyor, ama gerçekte kansere yakalanıyor. Ekonomi yönetimi ise bu durumdan övünerek bahsedecek kadar ekonomi bilgisinden yoksun. Başbakan, eskiden 2-3 yılda bir kriz yaşandığını, krizlerin iyi yönetilmediğini ve milletin ağır bedeller ödediğini belirttikten sonra ekonominin dengelerini sağlam tuttuklarını ifade etti. Hatta kendileri döneminde hiçbir bankanın iflas etmediğini vurguladı.Halbuki AKP döneminde milletimizin ekserisi krizden hiç başını kaldıramadı. İşçi geçinemedi, çiftçi icralık oldu, memur isyan etti, meydanlar hiç dolmadığı kadar protesto gösterileriyle doldu. Eğer Başbakanın kastı global şirketlerin Türkiye uzantıları, yabancı sermaye sahipleri krize girmedilerse evet bu doğru. AKP iktidarı döneminde krizin uğramadığı tek kesim bu sermaye sahipleri ve siyasetten nemalananlar oldu.Bankalarımızın yüzde 70'i yabancı sermayeye geçti, şimdi de dışarıdan aldıkları borçlara devlet garantisi veriliyor. Bankaların yüzde 90'dan fazla sermayesi ise dışa bağımlı. Yani bankalar bugün iflas etmiyor bilakis kar üstüne kar ediyorlarsa bu bağlı oldukları sermayeyle alakalıdır. Bu karın Türk milletiyle yakından uzaktan hiçbir alakası yoktur.Bu dönemde gerçekte millete ait olan birçok karlı kamu şirketi ağırlıklı olarak yabancılara haraç mezat devredildi. Bu gelirlerden mahrum kalan devlet, borçlara para yetmeyince yükü vergi olarak biraz daha vatandaşın sırtına yıktı.Başbakan şu ana kadar 60'a yakın önlem aldıklarını söyledi. Ülkemizde yaşanan krizin temel nedeni talep daralması. Vatandaş ihtiyacını karşılayabilecek imkan bulamıyor. Peki, bu 60 önlemin içinde hangisi bu sorunu aşmaya yönelik? Hiçbiri. Üstelik IMF ile yapılan yeni standby anlaşması vatandaşın belini biraz daha bükmeye yönelik. Yani krizi daha da derinleştirecek.Başbakan önce kimse bize çözüm sunmuyor dedikten sonra, bazıları sunuyor ama biz her sunulanı uygulamak zorunda değiliz diyor.Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?Bu, siz ne derseniz deyin ben bildiğimi okuyacağım demenin başka bir ifadesi değil mi?Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine bütün Türk milleti gayet iyi biliyor ki, Türkiye'de çözüm sunan Prof. Dr. Haydar Baş var ve onun Milli Ekonomi Modeli adında dünyaca bilinen ve takdir edilen bir modeli var. Sayın Başbakan'ın son ifadeleri bu gerçeği bildiğini gösteriyor. Demek ki tabanda ve kulislerde konuşuluyor ki gündemine bir şekilde almak zorunda kalmış."Biz her sunulanı uygulamak zorunda değiliz" açıklaması geçerli bir mazeret değil. Sayın Başbakanın bunu dedikten sonra "kimse bize bir çözüm sunmuyor" demeye pek hakkı kalmıyor.Sen bildiğini okuyacaksan başkası sana neden proje sunsun?
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vizesiz seyahat derken vizeyle hayal oldu! / 30.04.2024
- Bakan Şimşek’e göre sıkıntılar geride kalmış! / 27.04.2024
- Hükümetin enflasyonla mücadelesi millete zarar veriyor / 26.04.2024
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- Bakan Şimşek’e göre sıkıntılar geride kalmış! / 27.04.2024
- Hükümetin enflasyonla mücadelesi millete zarar veriyor / 26.04.2024
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024