Bir grup Yahudi din adamı Hz. Ebubekir'in yanına gelerek, "Sen Peygamber'in halifesi misin?" diye sordular. O, "Evet" dedi. Sen Peygamber'in gerçek halifesi isen, insanların en bilgini olman gerekir. Buna göre, Allah'ın nerede olduğunu söyler misin? Gökte mi yoksa yerde mi?"
Hz. Ebubekir, "O gökte arştadır" dedi.
Yahudiler: "O zaman Allah yeryüzünde değil midir?" veya yeryüzü Allah'ın vücudundan boş mudur? Yani bir yerde var, bir yerde yok mudur?"
Hz. Ebubekir, bu kâfirlerin ve zındıkların sözleridir. Yanımdan uzaklaşın, yoksa öldürürüm" dedi.
Yahudi din adamları Hz. Ebubekir'in yanından ayrıldı. Ancak Müslümanları ve İslam dinini maskara etmeye başladılar.
Bunu duyan Hz. Ali, gidip onları buldu. Ve onlara şöyle dedi:
"Ne sorduğunuzu ve ne cevap aldığınızı duydum. Biz diyoruz ki, Allah yeri ve mekânı yaratandır.
Onun için bir yer söz konusu değildir. Mekân ile temas edip, yakınlık duyarak değil, ilim ve bilgisi her şeyi kapsamıştır. Eğer O'nu size tanıtırsam iman edecek misin?" diye sordu.
Yahudi din adamlarından önde geleni, "Evet" deyince;
"Sizin kitabınızda yazılmamış mıdır ki, bir gün Musa b.İmran otururken yanına doğu tarafından bir melek geldi. Musa kendisine nereden geldiğini sorunca Allah'ın yanından diye cevap verdi.
Sonra batı tarafından bir melek geldi. Ona nereden geldiğini sordu. Allah'ın yanından cevabını aldı. Musa Allah münezzehtir. Hiç bir yer ondan boş değildir. Ve hiçbir yere başka bir yerden yakın değildir" buyurdu.
Yahudi, Müslüman oldu ve: "Tanıklık ederim ki, Peygamberin vasi ve halifesi olmaya sen layıksın, başkaları değil" dedi.
Hz. Ali efendimizde zuhur eden bu ilim, basiret ve feraset. Çalışarak kazanılan bir hal olmayıp, Allah'ın lütfudur.
Cenab-ı Hak, kimi insanlara diğerlerinden farklı üstün bir ilim verebilir. Bu ilmin avam tarafından anlaşılması da her zaman söz konusu olamaz.
Nasıl, Hz. Ali efendimizi o dönemde sahabe denilenler anlamamış ise; bugün de aynı ilme mazhar olanlar anlaşılamayabilir.
Düşünün, Sayın Baş, AB dağılacak dedi, çıktı.
Türkiye zifiri karanlığa gömülecek dedi, aynen çıktı.
Suriye'de kaybeden Türkiye olacak dedi, bugün çamura saplandığımız İsrail gazetelerinde haber oluyor.
Türkiye, Milli Ekonomi Modeli'ni uygulamazsa kurtulamaz diyor, kurtulan Rusya bunun ispatı.
FETÖ Türk milletinin ve de devletinin en büyük düşmanı dedi, birebir görerek ikna oldular.
Ne diyelim, Sayın Baş da Hz. Ali efendimiz ile aynı kaderi yaşıyor.
Büyük bir ilme sahip, değeri bilinmiyor.
Dedikleri çıkıyor, anlaşılmıyor.
Allah milletimize basiret nasip eylesin?
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018