'Batıdan şikayet etme hakkınız var mı?' seslendirme dosyası:
Bugün başta iktidar olmak üzere medya ve vatandaşlarımız batının çifte standardından, aşağılık üslubundan ve aleni taraftarlığından şikayet ediyor.
Peki, şikayet hakkınız var mı? Bence yok. Evet, hiç kimsenin şikayete, sızlanmaya, yakınmaya hakkı yoktur. Neden mi? Batı diğer adıyla Haçlı dünyası bir diğer adıyla emperyalist dünya dün de aynıydı, bugün de. Değişen, mutasyona uğrayan bizimkileri ve bunları uyaran bir lider de vardı. Hem de yola çıktıkları gün!
"Temeli Hıristiyan dini olan bu medeniyetler(!) topluluğuna (Avrupa Birliği'ne), temeli tevhid akidesi olan Türk medeniyetinin dahil olamayacağı açıktır. Kaldı ki, kimliğimizle dahil olamayacağımız kendilerince de açıklanan bu topluluğa, benliğimizi kaybedip, onların istediği şekle girmedikçe, Hıristiyan olmadıkça ne yaparsak yapalım yine üye olamayız. Dini ve devletiyle, Türk'ü Türk yapan değerleriyle bir bütün olan milletimiz, Hıristiyan kimliğinde asimile olmayı kabul etmeyeceğine göre AB hevesinden vazgeçmemiz kaçınılmazdır." (Prof. Dr. Haydar Baş, 7 Eylül 2001)
"Avrupa Birliği'nin, bize dayattığı şartlar, üzerimizde emelleri olan güçlerin, boşluklardan istifade ederek, ülkenin bölünmesine imkân ve zemin hazırlanmalarını kolaylaştırmaktadır." (Prof. Dr. Haydar Baş, 5 Eylül 2001)
"Görüldüğü gibi batılıların tüm dünyada farklı yöntemler kullanarak toprak elde etme gayelerinde sıra Türkiye'dedir. Uygulanan projelerin (iyimserlikle yaklaşmak yerine) milli bütünlüğümüze karşı büyük bir tehdit içerdiğini asla unutmayalım! Yapılanlar Türk vatanını işgale yönelmek demektir." (Prof. Dr. Haydar Baş, 22 Ağustos 2001)
"Şark Meselesi olarak isimlendirilen ve Batının topyekûn ittifakıyla kabul gören bu proje, Türkleri önce Balkanlar'dan sonra Anadolu'dan uzaklaştırmayı içerir. Fiili uygulamaları, 1096 yılındaki 1. Haçlı Seferine kadar giden bu planın ismi, açıkça 1815 Viyana Konferansı'nda dile getirilmiştir. Bu planın uygulamaları hâlen devam etmektedir." (Prof. Dr. Haydar Baş, 13 Ağustos 2002)
"Arz-ı Mev'ud hayalleri ile Güneydoğumuzu kendilerine vaat edilmiş topraklar olarak gören İsrail, tüm dünyanın gözü önünde kanla yayılma politikasını sürdürmektedir. Filistin devletini bitirme noktasına gelen İsrail'in ülkemize doğru bu politikasını devam ettireceği, izlediği kararlı projelerden anlaşılmaktadır." (Prof. Dr. Haydar Baş, 9 Ocak 2002)
"Dünyanın en kıymetli madenlerine sahip, bir petrol denizinin üzerinde oturduğu söylenen ülkemiz, bugünkü şartlarda bu imkânlarını kullanmaktan adeta men edilmekte, kaynaklar emperyalist güçlerce bilinçli bir şekilde saklanmaktadır.
Irak'ta tezgâhlanan bir savaşın ise Türkiye'yi de etkilemesi kaçınılmazdır. Türkiye'yi etkileyecek bir savaş ortamında Ortadoğu'daki bu liderlik vasfı sona ereceği gibi bölgeden dünyaya açılacak yeni nakil yolları da ortaya çıkacaktır. Afganistan, petrol taşımacılığında ülkemize alternatif bir hat sağlayabilecek konumda olması sebebiyle bir başlangıçtır. Ortadoğu'nun tamamında operasyonların devam etmesi de işte bu gerekçelerle kuvvetle muhtemeldir." (Prof. Dr. Haydar Baş, 10 Ocak 2002)"
Tam 18 yılda her batının istediklerini verdiler, istedikleri kanunlarını çıkardılar, istedikleri kotaları koydular, istedikleri maden, toprak vs. ne varsa sattılar. Kaybettiler, bize de kaybettirdiler.
Keşke onları dost edinmek yerine Hakk'ın adamına kulak verip, anlayabilseydiler…
Peki, şikayet hakkınız var mı? Bence yok. Evet, hiç kimsenin şikayete, sızlanmaya, yakınmaya hakkı yoktur. Neden mi? Batı diğer adıyla Haçlı dünyası bir diğer adıyla emperyalist dünya dün de aynıydı, bugün de. Değişen, mutasyona uğrayan bizimkileri ve bunları uyaran bir lider de vardı. Hem de yola çıktıkları gün!
"Temeli Hıristiyan dini olan bu medeniyetler(!) topluluğuna (Avrupa Birliği'ne), temeli tevhid akidesi olan Türk medeniyetinin dahil olamayacağı açıktır. Kaldı ki, kimliğimizle dahil olamayacağımız kendilerince de açıklanan bu topluluğa, benliğimizi kaybedip, onların istediği şekle girmedikçe, Hıristiyan olmadıkça ne yaparsak yapalım yine üye olamayız. Dini ve devletiyle, Türk'ü Türk yapan değerleriyle bir bütün olan milletimiz, Hıristiyan kimliğinde asimile olmayı kabul etmeyeceğine göre AB hevesinden vazgeçmemiz kaçınılmazdır." (Prof. Dr. Haydar Baş, 7 Eylül 2001)
"Avrupa Birliği'nin, bize dayattığı şartlar, üzerimizde emelleri olan güçlerin, boşluklardan istifade ederek, ülkenin bölünmesine imkân ve zemin hazırlanmalarını kolaylaştırmaktadır." (Prof. Dr. Haydar Baş, 5 Eylül 2001)
"Görüldüğü gibi batılıların tüm dünyada farklı yöntemler kullanarak toprak elde etme gayelerinde sıra Türkiye'dedir. Uygulanan projelerin (iyimserlikle yaklaşmak yerine) milli bütünlüğümüze karşı büyük bir tehdit içerdiğini asla unutmayalım! Yapılanlar Türk vatanını işgale yönelmek demektir." (Prof. Dr. Haydar Baş, 22 Ağustos 2001)
"Şark Meselesi olarak isimlendirilen ve Batının topyekûn ittifakıyla kabul gören bu proje, Türkleri önce Balkanlar'dan sonra Anadolu'dan uzaklaştırmayı içerir. Fiili uygulamaları, 1096 yılındaki 1. Haçlı Seferine kadar giden bu planın ismi, açıkça 1815 Viyana Konferansı'nda dile getirilmiştir. Bu planın uygulamaları hâlen devam etmektedir." (Prof. Dr. Haydar Baş, 13 Ağustos 2002)
"Arz-ı Mev'ud hayalleri ile Güneydoğumuzu kendilerine vaat edilmiş topraklar olarak gören İsrail, tüm dünyanın gözü önünde kanla yayılma politikasını sürdürmektedir. Filistin devletini bitirme noktasına gelen İsrail'in ülkemize doğru bu politikasını devam ettireceği, izlediği kararlı projelerden anlaşılmaktadır." (Prof. Dr. Haydar Baş, 9 Ocak 2002)
"Dünyanın en kıymetli madenlerine sahip, bir petrol denizinin üzerinde oturduğu söylenen ülkemiz, bugünkü şartlarda bu imkânlarını kullanmaktan adeta men edilmekte, kaynaklar emperyalist güçlerce bilinçli bir şekilde saklanmaktadır.
Irak'ta tezgâhlanan bir savaşın ise Türkiye'yi de etkilemesi kaçınılmazdır. Türkiye'yi etkileyecek bir savaş ortamında Ortadoğu'daki bu liderlik vasfı sona ereceği gibi bölgeden dünyaya açılacak yeni nakil yolları da ortaya çıkacaktır. Afganistan, petrol taşımacılığında ülkemize alternatif bir hat sağlayabilecek konumda olması sebebiyle bir başlangıçtır. Ortadoğu'nun tamamında operasyonların devam etmesi de işte bu gerekçelerle kuvvetle muhtemeldir." (Prof. Dr. Haydar Baş, 10 Ocak 2002)"
Tam 18 yılda her batının istediklerini verdiler, istedikleri kanunlarını çıkardılar, istedikleri kotaları koydular, istedikleri maden, toprak vs. ne varsa sattılar. Kaybettiler, bize de kaybettirdiler.
Keşke onları dost edinmek yerine Hakk'ın adamına kulak verip, anlayabilseydiler…
Akın Aydın / diğer yazıları
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024