Bayraktar kardeşleri paylaştığı için gözaltına alınan Evren Barış Yavuz'dan açıklama
"Benim özel olarak Bayraktar ailesini, ya da Baykar Holding'i hedef almak gibi bir niyetim yoktu. Çok paylaşılan bir 'Gazze Mitingi' fotoğrafıyla T.C. Ticaret Bakanlığı'nın resmi 'kısıtlama' duyurusunu alıntılayarak paylaştım"
13.04.2024 05:23:00 / Güncelleme: 13.04.2024 08:35:04
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında polemiğe neden olan "İsrail'e jet yakıtı satmışlar" paylaşımını yapan Evren Barış Yavuz yazılı açıklama yaptı.
Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, sosyal medyadaki "Baykar Holding İsrail jet yakıtı satıyor" paylaşımlarına tepki göstermiş ve sözkonusu iddia ile ilgili ilk paylaşımı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun iletişim kampanyalarını yöneten ekipten olan Evren Barış Yavuz olduğunu söylemişti.
Bayraktar, İmamoğlu'na yönelik, "Tasmalı köpeklerini saldırtmayı bırak. Yalandan başka söyleyecek lafın varsa, mertçe yüzümüze söyle de cevabını verelim" demiş, İBB ise yaptığı açıklamada, "İçindeki kin ve nefreti toplumu kutuplaştırmak için kullanıyor" diyerek tazminat davası açacağını duyurmuştu.
Paylaşımı yapan isimden açıklama
Tartışmaların odağı haline gelen Evren Barış Yavuz ise yaptığı yazılı açıklamada, "Benim özel olarak Bayraktar ailesini, ya da Baykar Holding'i hedef almak gibi bir niyetim yoktu. Çok paylaşılan bir 'Gazze Mitingi' fotoğrafıyla T.C. Ticaret Bakanlığı'nın resmi 'kısıtlama' duyurusunu alıntılayarak paylaştım" ifadelerini kullandı.
"Alevilerin neden bir PKK'sı olmalıydı" yazısı ile ilgili de açıklama yapan Yavuz, yazının başkasına ait olduğunu, sözkonusu sitede yöneticilik yaptığı için içerikte admin olarak kendi isminin göründüğünü söyledi.
Yavuz açıklamasında şunları kaydetti:
Değerli dostlar, sevgili ülkem…
Her şeyden önce; Gazze'de soykırım sürerken, ülkemizin gerçek sorunları ve yoksulluk devam ederken, devralınan belediyelerdeki israf ortaya saçılırken ve umuda hasret kalmış insanlarımız sevincini yaşarken; suni bir gündemin nesnesi haline getirilmiş olmaktan dolayı kendi adıma büyük üzüntü duyduğumu belirtmek istiyorum.
Devletin resmi verilerine göre Gazze'ye destek mitingleri yapılırken, birileri uçak yakıtı satmış. Hakiki duygum ve dile getirdiğim şey budur. Milyonlarca insanın söylediği de budur. Bunu söylemek için birilerinin tetikçisi olmaya gerek yok. Birazcık vicdan yeterli. Bu yalın gerçeği ifade etmenin türlü yolu var. Milyonlarca insan türlü yoldan bunu ifade etti.
"Burada sadece bir görsel seçimi talihsizliği vardır, başka kasıt ve art niyet söz konusu değildir"
Benim özel olarak Bayraktar ailesini, ya da Baykar Holding'i hedef almak gibi bir niyetim yoktu. Çok paylaşılan bir "Gazze Mitingi" fotoğrafıyla T.C. Ticaret Bakanlığı'nın resmi "kısıtlama" duyurusunu alıntılayarak paylaştım. Görselde çok sayıda insanla birlikte Bayraktar ailesinden iki kişinin bulunduğu için, gücenmelerini ve üstlerine alınmalarını doğal karşılıyorum. Burada sadece bir görsel seçimi talihsizliği vardır. Başka kasıt ve art niyet söz konusu değildir.
Ayrıca seçim öncesinde insanları durduk yere, aylarca "İsrail işbirlikçisi" olmakla suçlayan, iş yerlerini taşlayan, kahve içen insanlara katil diye bağıran ve Gazze dramını toplumun bir kesimine düşmanlığa çevirenlere; İsrail'e savaş endüstrisine destek olacak şekilde nitelikli yakıt satılmasının yanı sıra listedeki İsrail'in soykırımını güçlendirici diğer ürünlerin satılmasını engellemedikleri için sorumlularına tepki göstermek her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi benim de anayasal hakkımdır.
Genç yaşlarımdan itibaren Filistin'in haklı davasına sahip çıkmış, İsrail diplomatik misyonları önündeki protestolarda her zaman önde yer almış sol görüşlü, Cumhuriyet değerlerine inanan biri olarak elbette soykırımcı İsrail ile ticaretin sürdürülmüş olmasına, mübarek bayramda bile kan döken en az 30 bin insanın katillerine tepki göstermek benim sonuna kadar hakkımdır.
"Kimsenin şamar oğlanı değilim"
Ben gerçek bir insanım. Bir twitter hesabından ibaret değilim. Aynı anda binlerce sahte hesap üzerinden, bir anda şahsımın hedef gösterildiği bir gün yaşadım. Günlerdir bana, aileme edilen hakaretler, tehditler ve topyekun hedef göstermeye maruz kaldım. Bu yalan ve iftira gösterisine maruz kalmak zorunda değilim. Hesabımı bu yüzden kapattım. Kimsenin şamar oğlanı değilim. Birileri linçten para kazanacak, birilerine yaranacak diye küfre nesne olmak gibi bir zorunluluğum da yok.
"Şahsıma atfedilen yazı başkası tarafından kaleme alındı"
Şahsıma atfedilen yazı, 11 yıl önce yöneticisi olduğum bir sitede başkası tarafından kaleme alınmış bir yazı. Artık arşiv çöpü haline gelmiş, yazar isimleri silindiğinde adminlerin adıyla görülen bu içerik üzerinden beni terörist ilan ettikleri görmek şok ediciydi. Şeytanın bile aklına gelmeyecek, zorlama bir bağlantıyla bir anda düşman ilan edildim. Bu iftira ve karalamanın failleri hakkında da her türlü hukuki hakkımı kullanacağım.
Meselenin ben olmadığımı biliyorum. Yurdun her köşesinde büyük bir ders alan iktidar sahiplerinin seçim hezimetinin ardından Sayın Ekrem İmamoğlu'na saldırmak için bir bahane olarak kullanıldığımı da biliyorum. İddia edildiği gibi İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı hiç bir birimde hiç çalışmadım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile beş kuruşluk değil, bir kuruşluk ticari ilişkim bile olmadı. Bu iddiayı kanıtlamayan da müfteridir. Bu konuda da hukuki haklarımı sonuna kadar kullanacağım.
16 milyon İstanbulludan, birçok çevreyi rahatsız eden bu zaferin gönüllü neferlerinden sadece biriyim. Sayın Ekrem İmamoğlu benim seçilmiş başkanım. İlişkim bundan ibarettir.
Muhalif kimliğimi hiç gizlemedim. Kendim gibi olmayan; kimi ülkücü kökenli, kimi muhafazakar hareketten gelen, kimisi Kemalist, kimisi liberal her kesimden insanlarla bu ülkede insan gibi yaşamak isteyen ülkesini çok seven, onurlu bir yaşam değerlerini savunan milyonlarca demokrattan biriyim.
Korkacak, sinecek değilim. Sevdiğim insanların zarar görmesine göz yumacak ve üstüme atılan terörist iftirasını kabullenecek de değilim. Tüm iftiralarla ilgili, başta hedef gösterenler olmak üzere; öncelikle bunu korunaklı zannettikleri köşelerinden, anayasa önünde eşit olduklarını unuttukları için dillendirebilenler ve bu iftira kampanyasının parçası olan istisnasız herkese tazminat davası açacağım. Haklarımı milletimiz adına karar veren vicdanlı, adaletli yargıçlara emanet edeceğim.
Tazminat davalarından elde edilecek tüm geliri de Gazzeli çocuklara ulaştıracak bir uluslararası yardım kuruluşuna ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne bağışlayacağım. Biz bu vatanı ve insanlarını sevmeyi kimseden öğrenecek değiliz, ortak geleceğimiz için üretmeye ve düşünmeye devam edeceğiz. Haklının acelesi yok. Hâk bizimle.
Evren Barış Yavuz / Siyasal İletişim Uzmanı - Stratejist
Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, sosyal medyadaki "Baykar Holding İsrail jet yakıtı satıyor" paylaşımlarına tepki göstermiş ve sözkonusu iddia ile ilgili ilk paylaşımı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun iletişim kampanyalarını yöneten ekipten olan Evren Barış Yavuz olduğunu söylemişti.
Bir kez daha yalan rüzgarı ve kara iftirayla karşı karşıyayız. Bu kez iftiranın sahibi İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun kampanya yöneticisi çıktı. Akabinde "Alevilerin pkk'sı olmalı" diyen ve dhkp-c'li teröristlere güzelleme yapan bu kişiye arka çıkıldı.
— Haluk Bayraktar (@haluk) April 12, 2024
Hepimizin vergileriyle…
Bayraktar, İmamoğlu'na yönelik, "Tasmalı köpeklerini saldırtmayı bırak. Yalandan başka söyleyecek lafın varsa, mertçe yüzümüze söyle de cevabını verelim" demiş, İBB ise yaptığı açıklamada, "İçindeki kin ve nefreti toplumu kutuplaştırmak için kullanıyor" diyerek tazminat davası açacağını duyurmuştu.
📌Haluk Bayraktar isimli kişinin sosyal medya platformu X paylaşımında İBB ve Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu'na yönelik yalan ve iftiralara yer verildiği görülmüştür.
— İstanbul Büyükşehir Belediyesi (@istanbulbld) April 10, 2024
📌Haluk Bayraktar isimli kullanıcı hakkında, bu asılsız iddialarından dolayı, hem kişisel hem de kurumsal…
Paylaşımı yapan isimden açıklama
Tartışmaların odağı haline gelen Evren Barış Yavuz ise yaptığı yazılı açıklamada, "Benim özel olarak Bayraktar ailesini, ya da Baykar Holding'i hedef almak gibi bir niyetim yoktu. Çok paylaşılan bir 'Gazze Mitingi' fotoğrafıyla T.C. Ticaret Bakanlığı'nın resmi 'kısıtlama' duyurusunu alıntılayarak paylaştım" ifadelerini kullandı.
"Alevilerin neden bir PKK'sı olmalıydı" yazısı ile ilgili de açıklama yapan Yavuz, yazının başkasına ait olduğunu, sözkonusu sitede yöneticilik yaptığı için içerikte admin olarak kendi isminin göründüğünü söyledi.
Yavuz açıklamasında şunları kaydetti:
Değerli dostlar, sevgili ülkem…
Her şeyden önce; Gazze'de soykırım sürerken, ülkemizin gerçek sorunları ve yoksulluk devam ederken, devralınan belediyelerdeki israf ortaya saçılırken ve umuda hasret kalmış insanlarımız sevincini yaşarken; suni bir gündemin nesnesi haline getirilmiş olmaktan dolayı kendi adıma büyük üzüntü duyduğumu belirtmek istiyorum.
Devletin resmi verilerine göre Gazze'ye destek mitingleri yapılırken, birileri uçak yakıtı satmış. Hakiki duygum ve dile getirdiğim şey budur. Milyonlarca insanın söylediği de budur. Bunu söylemek için birilerinin tetikçisi olmaya gerek yok. Birazcık vicdan yeterli. Bu yalın gerçeği ifade etmenin türlü yolu var. Milyonlarca insan türlü yoldan bunu ifade etti.
"Burada sadece bir görsel seçimi talihsizliği vardır, başka kasıt ve art niyet söz konusu değildir"
Benim özel olarak Bayraktar ailesini, ya da Baykar Holding'i hedef almak gibi bir niyetim yoktu. Çok paylaşılan bir "Gazze Mitingi" fotoğrafıyla T.C. Ticaret Bakanlığı'nın resmi "kısıtlama" duyurusunu alıntılayarak paylaştım. Görselde çok sayıda insanla birlikte Bayraktar ailesinden iki kişinin bulunduğu için, gücenmelerini ve üstlerine alınmalarını doğal karşılıyorum. Burada sadece bir görsel seçimi talihsizliği vardır. Başka kasıt ve art niyet söz konusu değildir.
Ayrıca seçim öncesinde insanları durduk yere, aylarca "İsrail işbirlikçisi" olmakla suçlayan, iş yerlerini taşlayan, kahve içen insanlara katil diye bağıran ve Gazze dramını toplumun bir kesimine düşmanlığa çevirenlere; İsrail'e savaş endüstrisine destek olacak şekilde nitelikli yakıt satılmasının yanı sıra listedeki İsrail'in soykırımını güçlendirici diğer ürünlerin satılmasını engellemedikleri için sorumlularına tepki göstermek her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi benim de anayasal hakkımdır.
Genç yaşlarımdan itibaren Filistin'in haklı davasına sahip çıkmış, İsrail diplomatik misyonları önündeki protestolarda her zaman önde yer almış sol görüşlü, Cumhuriyet değerlerine inanan biri olarak elbette soykırımcı İsrail ile ticaretin sürdürülmüş olmasına, mübarek bayramda bile kan döken en az 30 bin insanın katillerine tepki göstermek benim sonuna kadar hakkımdır.
"Kimsenin şamar oğlanı değilim"
Ben gerçek bir insanım. Bir twitter hesabından ibaret değilim. Aynı anda binlerce sahte hesap üzerinden, bir anda şahsımın hedef gösterildiği bir gün yaşadım. Günlerdir bana, aileme edilen hakaretler, tehditler ve topyekun hedef göstermeye maruz kaldım. Bu yalan ve iftira gösterisine maruz kalmak zorunda değilim. Hesabımı bu yüzden kapattım. Kimsenin şamar oğlanı değilim. Birileri linçten para kazanacak, birilerine yaranacak diye küfre nesne olmak gibi bir zorunluluğum da yok.
"Şahsıma atfedilen yazı başkası tarafından kaleme alındı"
Şahsıma atfedilen yazı, 11 yıl önce yöneticisi olduğum bir sitede başkası tarafından kaleme alınmış bir yazı. Artık arşiv çöpü haline gelmiş, yazar isimleri silindiğinde adminlerin adıyla görülen bu içerik üzerinden beni terörist ilan ettikleri görmek şok ediciydi. Şeytanın bile aklına gelmeyecek, zorlama bir bağlantıyla bir anda düşman ilan edildim. Bu iftira ve karalamanın failleri hakkında da her türlü hukuki hakkımı kullanacağım.
Meselenin ben olmadığımı biliyorum. Yurdun her köşesinde büyük bir ders alan iktidar sahiplerinin seçim hezimetinin ardından Sayın Ekrem İmamoğlu'na saldırmak için bir bahane olarak kullanıldığımı da biliyorum. İddia edildiği gibi İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı hiç bir birimde hiç çalışmadım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile beş kuruşluk değil, bir kuruşluk ticari ilişkim bile olmadı. Bu iddiayı kanıtlamayan da müfteridir. Bu konuda da hukuki haklarımı sonuna kadar kullanacağım.
16 milyon İstanbulludan, birçok çevreyi rahatsız eden bu zaferin gönüllü neferlerinden sadece biriyim. Sayın Ekrem İmamoğlu benim seçilmiş başkanım. İlişkim bundan ibarettir.
Muhalif kimliğimi hiç gizlemedim. Kendim gibi olmayan; kimi ülkücü kökenli, kimi muhafazakar hareketten gelen, kimisi Kemalist, kimisi liberal her kesimden insanlarla bu ülkede insan gibi yaşamak isteyen ülkesini çok seven, onurlu bir yaşam değerlerini savunan milyonlarca demokrattan biriyim.
Korkacak, sinecek değilim. Sevdiğim insanların zarar görmesine göz yumacak ve üstüme atılan terörist iftirasını kabullenecek de değilim. Tüm iftiralarla ilgili, başta hedef gösterenler olmak üzere; öncelikle bunu korunaklı zannettikleri köşelerinden, anayasa önünde eşit olduklarını unuttukları için dillendirebilenler ve bu iftira kampanyasının parçası olan istisnasız herkese tazminat davası açacağım. Haklarımı milletimiz adına karar veren vicdanlı, adaletli yargıçlara emanet edeceğim.
Tazminat davalarından elde edilecek tüm geliri de Gazzeli çocuklara ulaştıracak bir uluslararası yardım kuruluşuna ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne bağışlayacağım. Biz bu vatanı ve insanlarını sevmeyi kimseden öğrenecek değiliz, ortak geleceğimiz için üretmeye ve düşünmeye devam edeceğiz. Haklının acelesi yok. Hâk bizimle.
Evren Barış Yavuz / Siyasal İletişim Uzmanı - Stratejist