Ali Fuat ULUTÜRK (Eğitimci-Yazar)
Önderden yoksun olan toplumlar erir gider
Lider, mensubu olduğu milletinin özü ve esasıdır. Onun varlığında bir milletin bütün maddi ve manevi değerleri müşahede edilir. O, bu hasletlerinden dolayı vatan ve milletinin kara sevdalısıdır. Bunun içindir ki o, ancak öz vatanında milleti ile yaşamak, onu mensubu bulunduğu ulvi değerler ortamında yaşatarak, mutlu ve bahtiyar yapmak amacını güder. Taklidin, intihar olacağı gerçeğini kavrar ve bu nedenle milli hars ve kültür potasında çağın gerekleri nazara alınarak gençliğin yetişmesini, gelişmesini, kemale ermesini ve bu suretle istikbal vaat ederek eğitilmesini diler.
Bir lider için, bilmemek, görmemek, işitmemek, gerektiği kadar hizmet etmemek, adaletle nizam, intizam ve huzuru sağlamamak, can ve mal güvencesini temin etmemek, birlik, dirlik ruhunu sağlamamak gibi durumlar bahis konusu olamaz. Zira olaylar karşısında acziyet göstermek, liderin karakter, meziyet ve varlığına ters düşer.
Lider, Hakk'a kulluk ve halka adaletle hizmet yolunda hiç bir fedakârlıktan çekinmez. Liderin, şefkat, merhamet, hoşgörü, adaletle af etme ve keremi sonsuz olduğu kadar, zalime ve zulme taviz vermesi, asla düşünülemez.
"Akıl kalpten yoksun, varlığın değeri ne?
Güneşten mahrum olan dünyanın önemi ne?
Çobansız bir sürünün istikbali hali ne?
Önderden yoksun olan toplumlar erir gider,
Bedene ruh gibidir milletler için lider.
Zalimle zulüm kaçar onun adaletinden,
İnsanlar huzur bulur, yüce faziletinden,
Vatan gülistan olur onun marifetinden,
Önderden yoksun olan toplumlar erir gider,
Bedene ruh gibidir, milletler için lider.
Akıl, irade, ruhtur, milletler için lider,
Hürriyetle adalet, mutluluk, huzur onda
Barışla medeniyet, onun yüce vasfında,
Önderden yoksun olan toplumlar erir gider,
Bedene ruh gibidir, milletler için lider.
Bulunduğu ülkede, baykuşlar hiç öter mi?
Yabancı olan otlar, gülşende hiç biter mi?
Bedmaye olanların, forsları hiç geçer mi?
Önderden yoksun olan toplumlar erir gider,
Bedene ruh gibidir, milletler için lider."
Bu itibarla diyebiliriz ki; bir liderin varlığı, mensubu olduğu milletin yeniden dirilişi demektir.
Kul darda kalmayınca
Hızır yetişmez derler
Memleketimizin ahval ve şeraitine bakıldığında görülen odur ki milletimiz genelde mutsuz, umutsuz, tedirgin, işsiz, aşsız, yüce değerlerini kaybetmeye mahkum edilmiş, şaşkın, yolunu kaybetmiş, hedef ve amacını unutmuş, adaletle ve insanca yaşamaya susamış bir halde olup suya hasret kalan toprak gibi bir kurtarıcı, önder, lider beklemektedir. Boşuna dememişler;
"Kul darda kalmayınca Hızır yetişmez derler,
Sular bulanmayınca asla durulmaz derler."
Bugün içinde bulunduğumuz ortamda gerçekten sular bulanmış, milletçe büyük bir sıkıntı ve darlık içine düşmüş durumdayız. Lidercikler ise kendi havalarında, çıkarlarında ve çok dar görüş ve batıl düşünüş çerçeveleri dahilinde yaşamlarını sürdürmektedirler.
"Hele bak sen hele bak sen!
Kapıldığın sele bak sen!
Altı asır örnek olduk,
Düştüğümüz hale bak sen!..."
Geçmişte altı asır cihana "örnek insan" olabilen şerefli bir milletin varisi ve ahfadı olarak, bugün, "düştüğümüz hali" görüp, düşündükçe kahrolmaktayız. Mevcut durumda kurtuluşu vadeden bir emare ve umut da görülmemektedir. Zira, halkın hizmet için seçmiş olduğu kadrolar, halkı ezme aracı olmaktan kendilerini kurtaramamaktadırlar. Bu kadroların en büyük mahareti kulu darda bırakma olarak kendini göstermektedir.
Devam edecek...
Önderden yoksun olan toplumlar erir gider
Lider, mensubu olduğu milletinin özü ve esasıdır. Onun varlığında bir milletin bütün maddi ve manevi değerleri müşahede edilir. O, bu hasletlerinden dolayı vatan ve milletinin kara sevdalısıdır. Bunun içindir ki o, ancak öz vatanında milleti ile yaşamak, onu mensubu bulunduğu ulvi değerler ortamında yaşatarak, mutlu ve bahtiyar yapmak amacını güder. Taklidin, intihar olacağı gerçeğini kavrar ve bu nedenle milli hars ve kültür potasında çağın gerekleri nazara alınarak gençliğin yetişmesini, gelişmesini, kemale ermesini ve bu suretle istikbal vaat ederek eğitilmesini diler.
Bir lider için, bilmemek, görmemek, işitmemek, gerektiği kadar hizmet etmemek, adaletle nizam, intizam ve huzuru sağlamamak, can ve mal güvencesini temin etmemek, birlik, dirlik ruhunu sağlamamak gibi durumlar bahis konusu olamaz. Zira olaylar karşısında acziyet göstermek, liderin karakter, meziyet ve varlığına ters düşer.
Lider, Hakk'a kulluk ve halka adaletle hizmet yolunda hiç bir fedakârlıktan çekinmez. Liderin, şefkat, merhamet, hoşgörü, adaletle af etme ve keremi sonsuz olduğu kadar, zalime ve zulme taviz vermesi, asla düşünülemez.
"Akıl kalpten yoksun, varlığın değeri ne?
Güneşten mahrum olan dünyanın önemi ne?
Çobansız bir sürünün istikbali hali ne?
Önderden yoksun olan toplumlar erir gider,
Bedene ruh gibidir milletler için lider.
Zalimle zulüm kaçar onun adaletinden,
İnsanlar huzur bulur, yüce faziletinden,
Vatan gülistan olur onun marifetinden,
Önderden yoksun olan toplumlar erir gider,
Bedene ruh gibidir, milletler için lider.
Akıl, irade, ruhtur, milletler için lider,
Hürriyetle adalet, mutluluk, huzur onda
Barışla medeniyet, onun yüce vasfında,
Önderden yoksun olan toplumlar erir gider,
Bedene ruh gibidir, milletler için lider.
Bulunduğu ülkede, baykuşlar hiç öter mi?
Yabancı olan otlar, gülşende hiç biter mi?
Bedmaye olanların, forsları hiç geçer mi?
Önderden yoksun olan toplumlar erir gider,
Bedene ruh gibidir, milletler için lider."
Bu itibarla diyebiliriz ki; bir liderin varlığı, mensubu olduğu milletin yeniden dirilişi demektir.
Kul darda kalmayınca
Hızır yetişmez derler
Memleketimizin ahval ve şeraitine bakıldığında görülen odur ki milletimiz genelde mutsuz, umutsuz, tedirgin, işsiz, aşsız, yüce değerlerini kaybetmeye mahkum edilmiş, şaşkın, yolunu kaybetmiş, hedef ve amacını unutmuş, adaletle ve insanca yaşamaya susamış bir halde olup suya hasret kalan toprak gibi bir kurtarıcı, önder, lider beklemektedir. Boşuna dememişler;
"Kul darda kalmayınca Hızır yetişmez derler,
Sular bulanmayınca asla durulmaz derler."
Bugün içinde bulunduğumuz ortamda gerçekten sular bulanmış, milletçe büyük bir sıkıntı ve darlık içine düşmüş durumdayız. Lidercikler ise kendi havalarında, çıkarlarında ve çok dar görüş ve batıl düşünüş çerçeveleri dahilinde yaşamlarını sürdürmektedirler.
"Hele bak sen hele bak sen!
Kapıldığın sele bak sen!
Altı asır örnek olduk,
Düştüğümüz hale bak sen!..."
Geçmişte altı asır cihana "örnek insan" olabilen şerefli bir milletin varisi ve ahfadı olarak, bugün, "düştüğümüz hali" görüp, düşündükçe kahrolmaktayız. Mevcut durumda kurtuluşu vadeden bir emare ve umut da görülmemektedir. Zira, halkın hizmet için seçmiş olduğu kadrolar, halkı ezme aracı olmaktan kendilerini kurtaramamaktadırlar. Bu kadroların en büyük mahareti kulu darda bırakma olarak kendini göstermektedir.
Devam edecek...