Ben de İmam Hatip mezunuyum. Fatiha süresi, Kuran'ın özetidir, ruhudur. Allah'ın "Sübhan" olduğunun beyanıdır. Kulluğun, acziyetin, teslimiyetin itiraf belgesidir. Hülasa İmam Ali (a.s) Efendimizin, hakkında kırk katır yükü kitap yazarım, dediği süredir Fatiha Süresi. Fatiha süresinde "Ya Rabbi! Yalnız Senden yardım ister ve yalnız Sana kulluk ederiz" diye, söz verir, ant içeriz. Yine bu sürede Allah'tan, bizleri hidayet verdiği kimselerin yoluna iletmesi için yalvarış ve yakarışta bulunuruz. Bir başka yakarışımız ise bizleri gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna iletmemesi, yaklaştırmaması şeklindedir. Kim o, gazaba uğrayan ve yoldan sapanlar? Cevabı, Peygamber Efendimiz (sav) veriyor; "Yahudi ve Hıristiyanlar"Evet, zeki ve çalışkan olmayan bütün İmam Hatip mezunları bile bu kısa bilgileri bilir. Yani "Yalnız Senden yardım isteriz" diyen, bir İHL mezunu "tezkere geçmezse memur maaşlarını ödeyemeyiz" diyemez. "yalnız Sana kulluk ederiz" diyen, bir İHL mezunu "iktidar için gerekirse papaz elbisesi bile?" giymez. Faize teslim olup, dünya gerçeğidir, demez. ABD'nin dünyanın efendisi olduğunu ve ona rağmen hiçbir şey yapılamayacağını söylemez.Bir taraftan Allah'a el açıp, (Ya Rabbi' Bizi) "gazaba uğramışların (Yahudilerin)? yoluna değil" (iletme) derken, diğer taraftan bu gazaba uğrayanlarla askeri, ekonomik ve siyasi iş birlikleri yapmaz. Vatan toprağını kiralamaya kalkmaz. Lafının arkasında durur. Bir dakika, çektikten, beş dakika sonra "benim ne İsrail halkını ve ne de İsrail cumhurbaşkanını hedef almam söz konusudur" demez, diyemez? Hele bu gazaba uğrayanların liderlerinin mezarı başında saygı duruşunda hiç bulunamaz. Onların övgülerini, iltifatlarını kaale almaz. Madalyalarını boynuna takmaz?Yine Allah'a el açan her Müslüman ve özellikle İmam Hatipliliği ile övünenler "bizi yoldan sapanların (Hıristiyanların) yoluna değil?" dedikten sonra kalkıp, AB olmazsa olmaz hedefimizdir, deyip, bu yoldan sapanların birliğine girmek için Allah'ın hükümleri karşısına, hüküm koyamaz. Zinayı suç olmaktan çıkarmaz. Domuz etinin rafa çıkmasına müsaade etmez? Ederse ne olur? Her İmam Hatipli çok iyi bilir ki! Onları (Yahudi ve Hıristiyanları) dost edinen, onların arzu ve isteklerine uyan, onlardan olur. Her Müslüman'ın ve her İmam Hatipli İslam'ın bu gerçeklerini bilir. Bilmiyorsa! Ona sadece "yobaz" demek, onu onure etmektir. Bilmiyor ayağı yapıyorsa "yobaz" kavramı yetmez?Başbakan, Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıkladı. Her zaman tekrar ettiği "geçmişiyle yakınma ve ağlama" konuşmasını ardından Fatiha suresiyle tamamladı. Konuşmasında yok, yoktu. Konuşmayı izlerken aklımdan geçen; dünyamı yanlış, Erdoğan mı yanlış, ben mi yanlışım" şeklindeydi. Neden mi?ABD'nin İslam coğrafyasını kendine göre dizayn etmeyi amaçlayan, fiiliyata geçirdiği Büyük Ortadoğu Projesi yani BOP var. Karşımızda bu BOP'un eş başkanı Erdoğan var. Ve 12 yıllık bir süreç sonunda, bu proje kapsamındaki İslam coğrafyasında 5 milyona yakın katledilen Müslüman, 10, 15 milyon yetim, dul ve talan edilmiş bir İslam coğrafyası var. Artı bu kan, vahşet devam ediyor ve de sınırlarımıza dayanmış vaziyette. Bu tabloyu gören, bilen Erdoğan diyor ki; "? Gurbette unutulan vatandaşlar için balkanlarda terk edilmiş kardeşlerimiz için Ortadoğu'da, evet, mağdurlar için Filistin için Mısır için Suriye için Irak için Somali için Afganistan'ın mazlumları için siyaset yaptık?" İlginçtir! Salon alkışlıyor. Onun için sordum; Dünyamı yanlış, ben mi yanlışım? Bende İmam Hatipte okudum. Emin olun! Başta Peygamberimiz ve Ehli Beyt'i iman ve ibadetlerinden ötürü bin bir işkenceye, hakaret maruz kaldılar. Bu hakaret ve işkenceleri sadece müşrikler yapmadı. Müslüman olduğunu iddia eden Emeviler, Abbasiler ve diğer Ehli Beyt düşmanları yaptı. Ama ne Efendimiz (sav), ne Ehli Beyt'i ve ne de bu yolda yürüyenler iman ve amelleri için yapılan baskılardan kullara karşı şikâyetçi olmadılar. Çünkü onlar ibadetlerini Allah rızası için yapıyorlardı. İmam Hatiplerde bunlar öğretilir. İmam Hatip mezunu olan Erdoğan ise 30, 40 yıldır her ortamda "bize şöyle yaptılar, böyle dediler, içeri attılar, namazımıza karıştılar, şiirimizi kestiler, ekmeğimizi böldüler" vs. şeklinde yakınır. Garip olan ise her yakınmasından sonra; "Biz, başkalarının, bize ne dediğine, bizi nasıl tarif ettiğine bakmadık?" demesidir. Hele bir İmam Hatipli eşinin örtüsünü, kızını mektubunu, gelinini bileziğini meydanlara indirmez. İndirirse ne olur? İndirenlere sorun?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024