Sokağa çıkın, vatandaşa “sıfır sorun” denilince ne anlıyorsunuz? diye bir soru sorun. Eminim; “ver kurtul” “karışma” yüzüne tükürseler de elhamdülillah de” “küfretseler de sabret” vs. cevapları alırsınız. Zaten akside olmaz, olamaz. “sıfır sorun” için ya yalnız olacaksınız, ya tek güç olacaksınız ya da her şeye eyvallah diyeceksiniz. Aksi takdirde sorun her zaman vardır ve olacaktır. Hayatın, nefes almanın adı zaten başlı başına bir sorun değil midir?
Devlet yönetiminde ise “sıfır sorun” mantığı aynen kişilerde ki, geçerliliğe sahiptir. Hatta “sıfır sorun” ülkeler için geçersiz bir kavramdır. Hiç sorunsuz bir devlet gördünüz mü? Sorunsuz devlet, sorumsuz devlettir. Oda yakın zamanda yıkılır gider. Tarihte hep böyle olmadı mı?
“Sıfır Sorun” kavramını Türk siyasetine malumunuz üzere AKP’nin ithal dış işleri bakanı Ahmet Davutuoğlu soktu. Tabi yıllardır “sıfır sorun” söylemleri ile birçok olay istismar edildi, gerekli duruş gösterilemedi. İlk aklıma gelenler; Ermenistan Cumhurbaşkanı’nın Ağrı Dağı’nı (Türkiye’yi) açık hedef göstermesi, Erzurum’da Yunan Başbakanı’nın Kıbrıs’ta işgalci olduğumuzu ifade etmesi vs. gibi.
Geldiğimiz nokta ise “sıfır sorun” ötesi “sorun yumağı” sorun yamuğu” bir ülke haline geldik. Rusya ile enerji sorunu, Azerbaycan ile doğalgaz ve Ermenistan sorunu, İran ile malum füze kalkanı sorunu, Irak’ta sorun bitmez, Suriye ile onlar Şia bizim iktidar ise Amerikancı sorunu, Yunanistan ile Kıbrıs artı Ege sorunu, Bulgaristan ile gümrüklerde her daim sorun, Fransa ile yaşadığımız “kim daha Fransız” sorunu, İsrail ile ABD’ye kim daha yakın sorunu vs. Yani sorun çok ama Sayın Davutoğlu sorun yok diyor.
Artık sorun yok dese de Davutoğlu da sorunun çok olduğunu görmüş olacak ki, bu sorunların hepsini tek çatı altında toplayacak yeni bir sorun ortaya çıkarmaya kalktı.
Malum Erdoğan iktidarları döneminde siyasetimize katılan kavramlardan biri de “Yeni Osmanlıcılık” idi. Eski Osmanlıyı tanımayan zihniyet yeni Osmanlıcılık fikirleri ortaya attı ve bu hedeflerine ulaşmanın yolunun BOP (Büyük Ortadoğu Projesinden) geçtiğini vurguladılar.
Ahmet Davutoğlu Kayseri’den dünyaya meydan okumuş (!) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Kayseri’de AKP teşkilatı tarafından düzenlenen toplantı da;
“Suriye’den, Irak’tan, Fas’a kadar büyük bir bölgede siyasi deprem yaşandığını belirterek, şöyle konuştu: “Herkes kendi kriziyle uğraşırken ve bütün dünya bu krizle ilgili çözümler ararken, bir ülke, bir devlet, bir millet, yaklaşık 9 yıldır bütün dünyaya istikrar, özgüven, kararlılık ve liderlik örneği sergiliyor. Bu, Türkiye Cumhuriyeti Devletidir ve bu bizim milletimizdir…
“Şimdi yüzyıl sonra bütün Orta Doğu coğrafyasında, Türkiye’den tekrar büyük beklentilerin olduğu ve Sayın Başbakanımızın adının anıldığı yerde bile büyük bir heyecan dalgasının doğduğu, Türk bayrağının görüldüğü yerde bir beklenti dalgasının oluştuğu bir dönem… 1911 ile 1923 yılları arasında nereleri kaybetmişsek, hangi topraklardan çekilmişsek 2011 ile 2023 yılları arasında o topraklarda tekrar kardeşlerimizle buluşacağız. Bütün bu coğrafya yeniden şekillenirken, tarihi coğrafyamız tekrar ayağa kalkarken, bu kardeş halklarla birlikte sadece bölgemizi yeniden inşa etmekle kalmayacağız, uluslararası düzeni de yeniden inşa edeceğiz. ”
Normalde her Türk vatandaşının gözyaşları ile “amin” deyip, ayakta alkışlayacağı cümleler ama Davutoğlu cümlelerini nasıl bağlıyor bakın;
“…2001’de olduğu gibi dış yardım alıyor olsaydık, Bu tür zihniyetler Beyaz Saray’a oturduğunda (Şu Türkiye aleyhine konuşan ve sonra adaylıktan çekilen valiyi kastediyor) talimat vermeye kalkarlardı. Bugün talimat verilen bir ülke yok, aksine Beyaz Saray’da oturanın, arkadaşlığı dolayısıyla gurur duyduğu bir başbakana sahip olan bir ülke var.”
Yani Davutoğlu diyor ki; Biz Beyaz Sarayın gurur duyduğu bir başbakana sahibiz ve bu gurur Türkiye’ye 1911 ile 1923 arasında kaybettiği toprakları tekrar kazandırabilecek güçte bir gurur.
Beyaz Sarayın gurur duyduğu artı BOP eş başkanı bir başbakan ve iktidar anlayışı ile Türkiye, İslam coğrafyasında etkileyici mi olur? Yoksa etkilenen mi? Bence etkilenen hem de iliklerine kadar haçlı kültürü ile…
Devlet yönetiminde ise “sıfır sorun” mantığı aynen kişilerde ki, geçerliliğe sahiptir. Hatta “sıfır sorun” ülkeler için geçersiz bir kavramdır. Hiç sorunsuz bir devlet gördünüz mü? Sorunsuz devlet, sorumsuz devlettir. Oda yakın zamanda yıkılır gider. Tarihte hep böyle olmadı mı?
“Sıfır Sorun” kavramını Türk siyasetine malumunuz üzere AKP’nin ithal dış işleri bakanı Ahmet Davutuoğlu soktu. Tabi yıllardır “sıfır sorun” söylemleri ile birçok olay istismar edildi, gerekli duruş gösterilemedi. İlk aklıma gelenler; Ermenistan Cumhurbaşkanı’nın Ağrı Dağı’nı (Türkiye’yi) açık hedef göstermesi, Erzurum’da Yunan Başbakanı’nın Kıbrıs’ta işgalci olduğumuzu ifade etmesi vs. gibi.
Geldiğimiz nokta ise “sıfır sorun” ötesi “sorun yumağı” sorun yamuğu” bir ülke haline geldik. Rusya ile enerji sorunu, Azerbaycan ile doğalgaz ve Ermenistan sorunu, İran ile malum füze kalkanı sorunu, Irak’ta sorun bitmez, Suriye ile onlar Şia bizim iktidar ise Amerikancı sorunu, Yunanistan ile Kıbrıs artı Ege sorunu, Bulgaristan ile gümrüklerde her daim sorun, Fransa ile yaşadığımız “kim daha Fransız” sorunu, İsrail ile ABD’ye kim daha yakın sorunu vs. Yani sorun çok ama Sayın Davutoğlu sorun yok diyor.
Artık sorun yok dese de Davutoğlu da sorunun çok olduğunu görmüş olacak ki, bu sorunların hepsini tek çatı altında toplayacak yeni bir sorun ortaya çıkarmaya kalktı.
Malum Erdoğan iktidarları döneminde siyasetimize katılan kavramlardan biri de “Yeni Osmanlıcılık” idi. Eski Osmanlıyı tanımayan zihniyet yeni Osmanlıcılık fikirleri ortaya attı ve bu hedeflerine ulaşmanın yolunun BOP (Büyük Ortadoğu Projesinden) geçtiğini vurguladılar.
Ahmet Davutoğlu Kayseri’den dünyaya meydan okumuş (!) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Kayseri’de AKP teşkilatı tarafından düzenlenen toplantı da;
“Suriye’den, Irak’tan, Fas’a kadar büyük bir bölgede siyasi deprem yaşandığını belirterek, şöyle konuştu: “Herkes kendi kriziyle uğraşırken ve bütün dünya bu krizle ilgili çözümler ararken, bir ülke, bir devlet, bir millet, yaklaşık 9 yıldır bütün dünyaya istikrar, özgüven, kararlılık ve liderlik örneği sergiliyor. Bu, Türkiye Cumhuriyeti Devletidir ve bu bizim milletimizdir…
“Şimdi yüzyıl sonra bütün Orta Doğu coğrafyasında, Türkiye’den tekrar büyük beklentilerin olduğu ve Sayın Başbakanımızın adının anıldığı yerde bile büyük bir heyecan dalgasının doğduğu, Türk bayrağının görüldüğü yerde bir beklenti dalgasının oluştuğu bir dönem… 1911 ile 1923 yılları arasında nereleri kaybetmişsek, hangi topraklardan çekilmişsek 2011 ile 2023 yılları arasında o topraklarda tekrar kardeşlerimizle buluşacağız. Bütün bu coğrafya yeniden şekillenirken, tarihi coğrafyamız tekrar ayağa kalkarken, bu kardeş halklarla birlikte sadece bölgemizi yeniden inşa etmekle kalmayacağız, uluslararası düzeni de yeniden inşa edeceğiz. ”
Normalde her Türk vatandaşının gözyaşları ile “amin” deyip, ayakta alkışlayacağı cümleler ama Davutoğlu cümlelerini nasıl bağlıyor bakın;
“…2001’de olduğu gibi dış yardım alıyor olsaydık, Bu tür zihniyetler Beyaz Saray’a oturduğunda (Şu Türkiye aleyhine konuşan ve sonra adaylıktan çekilen valiyi kastediyor) talimat vermeye kalkarlardı. Bugün talimat verilen bir ülke yok, aksine Beyaz Saray’da oturanın, arkadaşlığı dolayısıyla gurur duyduğu bir başbakana sahip olan bir ülke var.”
Yani Davutoğlu diyor ki; Biz Beyaz Sarayın gurur duyduğu bir başbakana sahibiz ve bu gurur Türkiye’ye 1911 ile 1923 arasında kaybettiği toprakları tekrar kazandırabilecek güçte bir gurur.
Beyaz Sarayın gurur duyduğu artı BOP eş başkanı bir başbakan ve iktidar anlayışı ile Türkiye, İslam coğrafyasında etkileyici mi olur? Yoksa etkilenen mi? Bence etkilenen hem de iliklerine kadar haçlı kültürü ile…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025
- Erdoğan ‘kuklacıyı’ ne zaman görecek? / 02.05.2025
- 1 Mayıs’ta (bugün) neler olacak / 01.05.2025
- Emek, alın teri eşittir kul hakkıdır / 30.04.2025
- Kenan Evren dirildi de haberimiz mi? / 28.04.2025
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025
- Erdoğan ‘kuklacıyı’ ne zaman görecek? / 02.05.2025
- 1 Mayıs’ta (bugün) neler olacak / 01.05.2025
- Emek, alın teri eşittir kul hakkıdır / 30.04.2025
- Kenan Evren dirildi de haberimiz mi? / 28.04.2025
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025