Soru ile başlayalım; bir kişi, kendisine yapılan haksızlığı veya malının gasp edilmesinden, yağmalanmasından dolayı uğradığı zararı affedebilir mi? Affeder.
Peki, bir kimse bildiği bir yolsuzluğa, hırsızlığa, yağmaya ya da sonucu devlet ve milletin aleyhine olacak bir uygulamaya şahit olmuş ise bunu saklayabilir mi?
İmanen saklayamaz. Bu suç ortaklığıdır, zulümdür. (En doğruyu Allah bilir)
Siyasette son yılların adeta modası olan; 'bildiğimi anlatırsam' şeklinde bir cümle var.
Hemen soralım; bildiğini iddia ettiği yolsuzluk, hırsızlık, haksızlık, adaletsizlik, ahlaksızlık vb. gibi konularda şahsi hesapları veya kendini kurtarmak için milletin önüne çıkıp, "bildiklerimi anlatırsam" diye, cümleler kuranlara ne denir? Cevaplar sizde kalsın…
Geçtiğimiz hafta yine böyle bir gündem oluştu. Ama medya, Saray ve CHP ekseninde yaşanan paparazzilere odaklandığı için gündem bile etmedi.
Gerçi bu örnekleri en çok 17-25 Aralık sürecinde yaşadık. O zamanlar bakan olan Erdoğan Bayraktar bu süreçte, "bildiklerimi anlatırsam" şeklinde cümleler kurdu. Ama cümlelerinin sonunu getirmedi.
Yine o günlerde, 98'lerde İBB'de üst düzey görevlerde bulunan müdürler aynı şekilde cümleler kurdular. Ama bitiş cümlesini yine kurmadılar.
Eski vekiller, bürokratlar, valiler, belediye başkanları vs. adları yargılanma ile ilişkilendirildiğinde veya haklarında bir iddia ortaya atıldığında hep aynı cümleleri kurdular; "Bildiklerimi anlatırsam."
Birkaç ay evvel eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu; "Bildiklerimi anlatırsam bazıları insan içine çıkamaz" şeklinde bir cümle kurmuştu.
Dünden bugüne şantaj, blöf, gözdağı ya da gerçeği bilerek saklamak diyebileceğimiz bu cümleleri çokça kuran iki isim var. Kim onlar? Bülent Arınç ve Melih Gökçek. Malumunuz parsellerden Pensilvanya'ya kadar ne blöfler, ne şantajlar gördük, izledik.
Melih Gökçek geçen hafta yine sahneye çıktı. Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi toplantısında Gökçek döneminde Belediye Meclis Üyesi olan ve son seçimlerde Mamak Belediye Başkanı seçilen AKP'li Murat Köse, meclis kürsüsünde; "Ben bir dönem burada Meclis üyeliği yaptım. Eskiden burada imar konularında yapılanları anlatayım mı? Eski yaptıklarımızı anlatacağız" ifadelerini kullandı.
Bu sözlerin üzerine AKP Grup Başkan Vekili Mümin Altunışık da; "Haram yiyen kimse ortaya çıkarılsın" dedi.
Haliyle bütün gözler ve oklar Melih Gökçek'e çevrildi. Gökçek Twitter hesabından; "Şeytan birisinin haşatını çıkart diyor... Davam müsaade etmiyor... İnan olsun sokağa çıkacak, insan yüzüne bakacak hali kalmaz... Ya sabır celle celalühu..." diye yazdı.
Ne biliyorsunuz? Bildikleriniz devlet ve milletin lehine olsa zaten açıklardın. Demek ki, bildiğini iddia ettikleriniz devlet ve milletin aleyhine. Devlet ve milletin aleyhine olan şey ve şeyleri saklamanın bir adı olmalıdır.
Hakikatin ortaya çıkmasından en çok kim rahatsız olur? Söyleyeyim mi? Şeytan, şeytan. Eğer bir kişi şeytanı üzmek, mağlup etmek istiyorsa gerçeği söylesin. Gereği saklamak şeytanın emrine girmektir.
Bakın! Geçen hafta eski genelkurmay başkanı Yaşar Büyükanıt vefat etti. Büyükanıt, denince akla ne geliyor? E-muhtıra, Dolmabahçe görüşmesi ve sır.
Yaşar Büyükanıt ne demişti; 'O görüşme benimle beraber mezara girecek'.
Ve mezara girdi. Bitti mi? Hayır. Hiçbir sırrın gizli kalmayacağı, hakimin bizzat şahit olduğu ebedi bir hayat başladı.
İşte bu noktada devlet, millet, ümmet ve dünya için bildiği hakikati söylemeyenlerden o mahkemede bizzat davacı olacağım…
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024