Özellikle siyasette toplumun önüne geçen liderler, birlik-beraberlik vurgusunu dillerinden hiç düşürmezler. Ama birlik harcı nedir? Beraberliğin öğeleri nedir, nasıldır; eminim ki, hiç biri bilmiyordur.
Yok, biliyorlar, diyorsanız o zaman bu kopuşun, kamplaşmanın, kin ve nefretin sebebi bugün milletimizin önüne geçen liderlerdir, derim.
Oysa siyasi, sosyal, itikadı birlikteliğimizi sağlayacak, bizleri bir bilek, bir yürek yapacak, kardeşliğimizi yeniden tesis edecek bir lider geçti önümüzden. Kıymetini bilemedik.
Evet, Prof. Dr. Haydar Baş geçti dünyadan. Bir başlık söyleyin ki, o konuda herkesin kabul edeceği bir bakışı olmasın. Yok, öyle bir başlık.
O, milletimizin hem dış dünyasına, hem de iç dünyasına hitap eden tam bir devrimciydi.
Tabi devrim denince aklınıza çok farklı şeyler geliyor.
O zaman devrim ne demektir, sorusunu cevaplayalım: devrim, bir toplumda alışagelmiş uygulamaların, inanışların, tabuların kapsamlı bir biçimde kökten değiştirilmesi, yenileştirilmesi, yeniden biçimlendirilmesi olarak ifade edebiliriz.
İşte bu mealde Baş Hocam tam bir devrimciydi. Milletimizin bütün bileşenlerini ortak paydada buluşturmak için ömrünü harcadı.
Örneğin bu coğrafyada en çok istismar edilen nelerdir? İslam, mezhepler, tarikatlar, sağcılık, solculuk, ırkçılık ve Atatürk.
Prof. Dr. Haydar Baş ne yaptı?
İslamcıları değil İslam'ı anlattı.
Sünnileri değil Sünneti anlattı.
Şiileri değil Şiiliği anlattı.
Alevileri değil Aleviliği anlattı.
Caferileri değil Caferiliği anlattı.
Tarikatçıları değil tasavvufu (Yunus'u, Mevlana'yı, Hacı Bektaş-i Veli'yi, Abdülkadir Geylani'yi) anlattı.
Türkçüleri değil Türk Milletini anlattı.
Kürtçüleri değil Kürtçülüğün hedefini anlattı.
Solcuları değil solculuğun ne olduğunu anlattı.
Sağcıları değil sağ nedir, onu anlattı.
Atatürkçüleri değil, Atatürk'ün anlattı.
Ve o tarihi çağrıyı yaptı; Sünni misin, Sünni olarak gel. Alevi misin, Alevi olarak gel. Şii misin, Şii olarak gel. Sağcı mısın, sağcı olarak gel. Solcu musun, solcu olarak gel. Atatürkçü müsün, Atatürkçü olarak gel.
Nereye? Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt'e.
Baş Hocamız; ortak paydamız Ehl-i Beyt olsun. Birbirimizdeki ayrılıkları değil aynılıkları görelim. Bir bilek olalım, bir yürek olalım, çağrısını yaptı.
Prof. Dr. Haydar Baş bu çağrıyı kendi kafasından mı yaptı? Hayır.
Allah'ın (c.c) emri, Peygamberimizin (s.a.a.v) çağrı ve müjdesi gereği yaptı.
Yüce Allah (c.c) ne buyurmuştu? "(Ey Muhammed!) De ki: Ben bu tebliğime karşı sizden yakınlarıma (Ehl-i Beyt'e) sevgiden başka hiçbir ücret (karşılık) istemiyorum." (Şura 23)
Peygamber Efendimiz ne buyurmuştu? "Ben, sizin aranızda iki emanet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldığınız sürece asla sapıklığa düşmezsiniz. Biri Allah'ın kitabı, biri de Ehlibeyt'im-itretimdir."
Millet olarak bizler bu çağrıya kulak verip, Ehl-i Beyt'i ortak payda edinseydik milli ve manevi bütünlüğümüzü sağlar mıydık, sağlayamaz mıydık?
Tabi ki sağlardık. Siyasi, sosyal, itikadı ve ahlaki olarak böylesine savrulmaz, kindarlaşmaz, kamplaşmazdık.
Prof. Dr. Haydar Baş ekonomi alanında da alışılagelmiş uygulamaları, tabuları yıktı, attı.
Hak, emek, adalet, eşitlik, alın teri, insanca yaşama gibi kulağa hoş gelen sözlerin karşılığını ortaya koydu.
Milli para, dedi. Senyoraj, dedi. Tarım-hayvancılık-madenler, dedi. Sosyal devlet, dedi. Baba devlet, dedi. Devlet-millet ortaklığı, dedi. Vatandaşlık, ev hanımlığı, çocuk maaşı, dedi. Faiz ve yabancı sermaye sömürüsüne hayır, dedi.
Bu dediklerini nasıl hayata geçireceğini de Milli Ekonomi Modeli eserinde satır, satır anlattı.
Siyaset alanında da büyük bir devrim yaparak dünyada ilk kez meydanlardaki vaatlerini notere tasdik ettiren ilk ve tek lider oldu.
Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız madden aramızda değil. Ama davası dimdik ayakta… Eserleri ortada. 'Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt'tir' ilahi gerçeği ise kıyamete kadar kurtuluş kapısı olarak açıktır.
Eğer bizler tarihteki asaletimizi, itibarımızı yeniden elde etmek istiyor, dosta güven, düşmana korku vermek istiyorsak bu kapıdan başka kapı yok.
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024