Her geçen gün, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın yıllar öncesinden yaptığı tespitlerinin doğruluğunu ispatlayan bir gün olarak karşımıza çıkıyor.
Prof. Dr. Baş, daha Euro para birliği oluştuğu gün, "AB 15 yıl içinde dağılacak" demişti, bugün AB yaprak yaprak dökülmeye devam ediyor.
İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılma kararının (Brexit) ardından 3 ay sonra gerçekleşen AB zirvesi tam bir fiyaskoyla sonuçlandı. Slovakya'nın başkenti Bratislava'da yapılan zirvedeki açıklamalar AB liderlerinin umutsuzluklarını açıkça ortaya koydu.
27 ülke liderinin katıldığı zirvede İngiltere Başbakanı Theresa May yoktu.
Katılanlardan en net tavrı da İtalya Başbakanı gösterdi. İtalya Başbakanı Matteo Renzi, Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ve Almanya Başbakanı Merkel'i protesto ederek ortak basın toplantısını iptal etti. İtalyan basını bu olayı "Renzi, Merkel ve Hollande'a karşı: Bölünme" manşetleriyle duyurdu. Artık İtalya'dan da bölünme sesleri yükseliyor.
Görünen o ki, Brexit'ten sonra sırada İtalya'nın AB'den ayrılması, yani Itexit var.
Renzi bu protestosuna gerekçe olarak, Fransa ile Almanya'nın sığınmacı krizi ve ekonomik sorunlara herhangi bir reel çözüm sunamamasını gösterdi.
Renzi yaptığı açıklamada, "Merkel ve Hollande ile basın toplantısı yapamam çünkü çıkan sonuçları paylaşmıyorum. Bu bir polemik meselesi değil. Zirvenin ekonomi ve göçle ilgili sonuçlarından memnun değilim" ifadelerini kullandı.
İtalya, AB'nin ekonomik çıkmazından en fazla darbe yiyen ülkelerden ve sığınmacı krizinde en ağır faturayı ödeyenlerden? Ve AB ona hiçbir çıkış yolu gösteremediği gibi, sırtına yük üstüne yük bindiriyor.
İtalya açısından durum böyle, peki, ya diğer AB ülkelerinin liderleri AB'ye nasıl bakıyor?
Almanya Başbakanı Merkel zirvede yaptığı konuşmada, "Avrupa'nın sorunlarını tek bir zirveyle hemen çözmemiz beklenmemeli, kritik durumdayız" dedi.
Zirvenin amacı, 2017 Mart ayı sonunda somutlaşmak üzere "yeni bir reform süreci başlatmak" olarak ilan edilmişti. Merkel zirve sonrası mutabık kaldıkları konuyu şöyle açıkladı: "Avrupa'nın Britanya'daki referandum sonrasında, ama aynı zamanda sahip olduğumuz diğer zorluklar nedeniyle kritik bir durumda olduğu noktasında anlaştık."
Yani AB liderleri Merkel'in ifadesiyle AB'nin sallantıda olduğu konusunda anlaşmışlar.
Alman DW gazetesinin haberine göre, zirvenin açılışında Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ve Slovakya Başbakanı Robert Fico yaptıkları açıklamada AB'nin Brexit sonrası "bir birlik işareti" vermek istediğini belirtmişti.
AB liderleri Brexit depreminden sonra "yıkılmadık ayaktayız" demeye çalıştılar ama bunda da başarılı olamadılar, geldikleri son nokta, "Durum kritik" oldu.
Zirvede konuşan Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, Avrupa'nın dağılması tehlikesinin ve Euro'nun ödevinin hiç bu kadar büyük olmadığını ifade etti. Hollande ayrıca, "Ya birlikte çalışırız ya da dağılırız" mesajı verdi. Zirvede gözlemlendiği kadarıyla birlikte çalışamadıklarına göre, Hollande da Frexit sinyali vermiş oldu.
Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Macaristan, AB'nin Suriyeli mültecilerin kabulünde getirmek istediği bağlayıcı kotaları reddediyor. Zirvede kimi ülkeler dış sınırlar ve göç konularında atılan adımların Avrupa Birliği'ne olan güveni sarstığını dile getirirken, kimileri de terör tehlikesine ve küreselleşmeye dikkat çekti.
AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'ın yıllık "Birliğin Durumu" konuşmasındaki ifade ettikleri de oldukça dikkat çekiciydi. Juncker, AB'nin varoluşsal bir krizle karşı karşıya olduğunu belirtti ve geçen yıl AB'nin durumunun iyi olmadığını ifade etti. Konuşmasında, AB'nin son dönemde karşı karşıya kaldığı çok sayıda meydan okumanın yanı sıra üye ülkelerin kendi aralarında ve Brüksel'le ilişkilerde ciddi sorunlar olduğuna değindi.
Juncker, "Üye ülkeler arasında daha önce hiç bu kadar az ortak zemin olduğunu görmedim. Daha önce hiç bu kadar çok liderin sadece iç sorunları hakkında konuştuğunu duymadım. Daha önce hiç ulusal hükümetlerin popülist güçler karşısında bu kadar zayıfladığını ve bir sonraki seçimlerde kaybetme riskiyle felç olduklarını görmedim" ifadelerini kullandı. Avrupa'da yüksek işsizlikten, mültecileri entegre etmeye kadar çözülmemiş çok sayıda sorun olduğunun altını çizen Juncker, Avrupalıların bitmek tükenmek bilmeyen tartışmalardan, kavgalardan ve çekişmelerden yorulduğunu kaydetti.
Sayın Erdoğan da AB konusunda öngörüde bulunmuştu, Prof. Dr. Baş da?
Sayın Erdoğan AB konusunda, "Biz, AB zemininde gerçekleşecek bir medeniyetler buluşmasının çatışma kültürüyle kararmakta olan dünyamız için bir umut ışığı yakacağına inanıyoruz. Dünyanın bu tecrübeden çıkartacağı çok önemli dersler olacağına inanıyoruz. Bizim açımızdan Türkiye'nin AB üyeliği her şeyden önce bir medeniyet projesidir" demişti.
Prof. Dr. Baş ise "AB bizi asla almaz, üstelik 15 yıl içinde dağılacaktır" demişti.
Milletimiz hala öngörülerinde sürekli yanılan, sürekli birileri tarafından aldatılan, 35 milyonun oyuyla kendilerini dünya lideri sanan siyasileri, bütün öngörülerinde haklı çıkan ve hiç kimsenin sunmadığı çözümleri ortaya koyan, model ve çözümlerinden BRICS kapsamında 4 milyar insanın istifade ettiği gerçek liderine tercih ediyor.
Atalarımız boşuna dememiş, "Körler sağırlar birbirini ağırlar" diye?
Prof. Dr. Baş, daha Euro para birliği oluştuğu gün, "AB 15 yıl içinde dağılacak" demişti, bugün AB yaprak yaprak dökülmeye devam ediyor.
İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılma kararının (Brexit) ardından 3 ay sonra gerçekleşen AB zirvesi tam bir fiyaskoyla sonuçlandı. Slovakya'nın başkenti Bratislava'da yapılan zirvedeki açıklamalar AB liderlerinin umutsuzluklarını açıkça ortaya koydu.
27 ülke liderinin katıldığı zirvede İngiltere Başbakanı Theresa May yoktu.
Katılanlardan en net tavrı da İtalya Başbakanı gösterdi. İtalya Başbakanı Matteo Renzi, Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ve Almanya Başbakanı Merkel'i protesto ederek ortak basın toplantısını iptal etti. İtalyan basını bu olayı "Renzi, Merkel ve Hollande'a karşı: Bölünme" manşetleriyle duyurdu. Artık İtalya'dan da bölünme sesleri yükseliyor.
Görünen o ki, Brexit'ten sonra sırada İtalya'nın AB'den ayrılması, yani Itexit var.
Renzi bu protestosuna gerekçe olarak, Fransa ile Almanya'nın sığınmacı krizi ve ekonomik sorunlara herhangi bir reel çözüm sunamamasını gösterdi.
Renzi yaptığı açıklamada, "Merkel ve Hollande ile basın toplantısı yapamam çünkü çıkan sonuçları paylaşmıyorum. Bu bir polemik meselesi değil. Zirvenin ekonomi ve göçle ilgili sonuçlarından memnun değilim" ifadelerini kullandı.
İtalya, AB'nin ekonomik çıkmazından en fazla darbe yiyen ülkelerden ve sığınmacı krizinde en ağır faturayı ödeyenlerden? Ve AB ona hiçbir çıkış yolu gösteremediği gibi, sırtına yük üstüne yük bindiriyor.
İtalya açısından durum böyle, peki, ya diğer AB ülkelerinin liderleri AB'ye nasıl bakıyor?
Almanya Başbakanı Merkel zirvede yaptığı konuşmada, "Avrupa'nın sorunlarını tek bir zirveyle hemen çözmemiz beklenmemeli, kritik durumdayız" dedi.
Zirvenin amacı, 2017 Mart ayı sonunda somutlaşmak üzere "yeni bir reform süreci başlatmak" olarak ilan edilmişti. Merkel zirve sonrası mutabık kaldıkları konuyu şöyle açıkladı: "Avrupa'nın Britanya'daki referandum sonrasında, ama aynı zamanda sahip olduğumuz diğer zorluklar nedeniyle kritik bir durumda olduğu noktasında anlaştık."
Yani AB liderleri Merkel'in ifadesiyle AB'nin sallantıda olduğu konusunda anlaşmışlar.
Alman DW gazetesinin haberine göre, zirvenin açılışında Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ve Slovakya Başbakanı Robert Fico yaptıkları açıklamada AB'nin Brexit sonrası "bir birlik işareti" vermek istediğini belirtmişti.
AB liderleri Brexit depreminden sonra "yıkılmadık ayaktayız" demeye çalıştılar ama bunda da başarılı olamadılar, geldikleri son nokta, "Durum kritik" oldu.
Zirvede konuşan Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, Avrupa'nın dağılması tehlikesinin ve Euro'nun ödevinin hiç bu kadar büyük olmadığını ifade etti. Hollande ayrıca, "Ya birlikte çalışırız ya da dağılırız" mesajı verdi. Zirvede gözlemlendiği kadarıyla birlikte çalışamadıklarına göre, Hollande da Frexit sinyali vermiş oldu.
Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Macaristan, AB'nin Suriyeli mültecilerin kabulünde getirmek istediği bağlayıcı kotaları reddediyor. Zirvede kimi ülkeler dış sınırlar ve göç konularında atılan adımların Avrupa Birliği'ne olan güveni sarstığını dile getirirken, kimileri de terör tehlikesine ve küreselleşmeye dikkat çekti.
AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'ın yıllık "Birliğin Durumu" konuşmasındaki ifade ettikleri de oldukça dikkat çekiciydi. Juncker, AB'nin varoluşsal bir krizle karşı karşıya olduğunu belirtti ve geçen yıl AB'nin durumunun iyi olmadığını ifade etti. Konuşmasında, AB'nin son dönemde karşı karşıya kaldığı çok sayıda meydan okumanın yanı sıra üye ülkelerin kendi aralarında ve Brüksel'le ilişkilerde ciddi sorunlar olduğuna değindi.
Juncker, "Üye ülkeler arasında daha önce hiç bu kadar az ortak zemin olduğunu görmedim. Daha önce hiç bu kadar çok liderin sadece iç sorunları hakkında konuştuğunu duymadım. Daha önce hiç ulusal hükümetlerin popülist güçler karşısında bu kadar zayıfladığını ve bir sonraki seçimlerde kaybetme riskiyle felç olduklarını görmedim" ifadelerini kullandı. Avrupa'da yüksek işsizlikten, mültecileri entegre etmeye kadar çözülmemiş çok sayıda sorun olduğunun altını çizen Juncker, Avrupalıların bitmek tükenmek bilmeyen tartışmalardan, kavgalardan ve çekişmelerden yorulduğunu kaydetti.
Sayın Erdoğan da AB konusunda öngörüde bulunmuştu, Prof. Dr. Baş da?
Sayın Erdoğan AB konusunda, "Biz, AB zemininde gerçekleşecek bir medeniyetler buluşmasının çatışma kültürüyle kararmakta olan dünyamız için bir umut ışığı yakacağına inanıyoruz. Dünyanın bu tecrübeden çıkartacağı çok önemli dersler olacağına inanıyoruz. Bizim açımızdan Türkiye'nin AB üyeliği her şeyden önce bir medeniyet projesidir" demişti.
Prof. Dr. Baş ise "AB bizi asla almaz, üstelik 15 yıl içinde dağılacaktır" demişti.
Milletimiz hala öngörülerinde sürekli yanılan, sürekli birileri tarafından aldatılan, 35 milyonun oyuyla kendilerini dünya lideri sanan siyasileri, bütün öngörülerinde haklı çıkan ve hiç kimsenin sunmadığı çözümleri ortaya koyan, model ve çözümlerinden BRICS kapsamında 4 milyar insanın istifade ettiği gerçek liderine tercih ediyor.
Atalarımız boşuna dememiş, "Körler sağırlar birbirini ağırlar" diye?
Murat Çabas / diğer yazıları
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024