Bor madeni çok geniş kullanım sahası olan, oldukça önemli bir yeraltı zenginliğidir. Buzdolabından otomobile, dijital saatten seramik ve cama kadar hemen her alanda kullanılan bor, mıknatıslar, aşındırıcılar, antifriz, kâğıt, nükleer enerji, teknolojik camlar, bilgisayarlar, kanser tedavisinde kullanılan maddelerde belli miktarda bulunmaktadır.
Dünya bor rezervlerinin % 66'sını elinde tutan Türkiye dünyaya 500 yıl yetecek kadar bor rezervine sahiptir.
Tübitak Marmara Araştırma Merkezi'nin açıklamasına göre yeryüzünde bilinen 109 elementten biri olan bor, doğada borat bileşikleri olarak bulunuyor. Borat bileşiklerinin çok önemli bir kısmı Türkiye ve ABD'de yer alıyor ve dünya bor üretiminin büyük kısmı yine Türkiye ve ABD'de gerçekleşiyor.
IMF'nin bize ısrarla dayattığı uygulamalardan biri de bor madenlerinin özelleştirilmesidir ki, bu sayede tamamı yabancı şirket ve şahısların bu büyük kaynağı ele geçirmesi istenmektedir. IMF'ye endeksli olarak takip edilen politikalar da bu gayeye çanak tutmaktadır.
Öte yandan sahip olduğumuz bor rezervleri tam kapasitesiyle devreye konduğu taktirde (bu miktar 750 milyar dolar civarındadır) elde edeceğimiz gelir, milletçe refah içinde yaşamamıza yetecektir.
Bu sebeple Bağımsız Türkiye Partisi programında, bor rezervlerinin değerlendirilmesine ve genel olarak madencilik konusuna büyük önem verilmektedir. BTP bor üretimine ve işlenerek dış pazarlara satılmasına öncelik verecektir.
Yalnız bu değil, altın, petrol gibi yeraltı zenginliklerimiz yurtdışında çalışan içilerimizin ortaklığıyla işletmeye açılacak, madenlerimizin işletilmesi kendi insanımızın sermayesiyle olacaktır.
BTP'nin madencilik politikası madenlerimizi milli çıkarlarımıza uygun şekilde değerlendirmek ve tam kapasiteyle devreye koymak esasına yöneliktir.
* Maden Tetkik Arama Kurumu ve üniversitelerle girişilecek ortak çalışma ile Türkiye'nin bilinen ve bilinmeyen maden haritası çıkarılacaktır.
* Verimsiz olduğu gerekçesiyle kapatılan petrol kuyuları tekrar açılacak ve yeni kaynaklar bulmak için sondaj çalışmalarına başlanacaktır.
* Zengin altın rezervlerimiz süratle devreye konacak, işlenerek pazarlanması için altın sanayiimizin hizmetine sunulacaktır.
* Stratejik bir maden olan uranyumun ülkemizde bol miktarda bulunduğu bilinmektedir. Dolayısıyla uranyumun zenginleştirilmesi faaliyetlerine öncelik verilecektir.
* Madencilik sektöründe mevcut teknoloji modernleştirilecek, ürün kalitesi yükseltilecektir.
* Ülkemizde maden yataklarına yakın bölgelerde kurulacak sanayi kolları ile çıkarılan madenlerimiz işlenerek satılacaktır.
* Pazarlamadaki sorunlar çözülerek, maden ihracatı arttırılacaktır.
* Bu bölgelere özellikle demiryolu bağlantıları ile ucuz taşıma koşulları sağlanacaktır.
* Doğal kaynakların çıkarıldığı bölgelerdeki halkın istihdamı ile işsizlik problemi çözülerek, gelirin tabana yayılması sağlanmış olacaktır.
* Ekostratejik bölgemiz olan Orta Asya ve Ortadoğu ülkeleriyle doğal zenginliklerimiz takas ticaretiyle pazarlanacaktır.
Dünya bor rezervlerinin % 66'sını elinde tutan Türkiye dünyaya 500 yıl yetecek kadar bor rezervine sahiptir.
Tübitak Marmara Araştırma Merkezi'nin açıklamasına göre yeryüzünde bilinen 109 elementten biri olan bor, doğada borat bileşikleri olarak bulunuyor. Borat bileşiklerinin çok önemli bir kısmı Türkiye ve ABD'de yer alıyor ve dünya bor üretiminin büyük kısmı yine Türkiye ve ABD'de gerçekleşiyor.
IMF'nin bize ısrarla dayattığı uygulamalardan biri de bor madenlerinin özelleştirilmesidir ki, bu sayede tamamı yabancı şirket ve şahısların bu büyük kaynağı ele geçirmesi istenmektedir. IMF'ye endeksli olarak takip edilen politikalar da bu gayeye çanak tutmaktadır.
Öte yandan sahip olduğumuz bor rezervleri tam kapasitesiyle devreye konduğu taktirde (bu miktar 750 milyar dolar civarındadır) elde edeceğimiz gelir, milletçe refah içinde yaşamamıza yetecektir.
Bu sebeple Bağımsız Türkiye Partisi programında, bor rezervlerinin değerlendirilmesine ve genel olarak madencilik konusuna büyük önem verilmektedir. BTP bor üretimine ve işlenerek dış pazarlara satılmasına öncelik verecektir.
Yalnız bu değil, altın, petrol gibi yeraltı zenginliklerimiz yurtdışında çalışan içilerimizin ortaklığıyla işletmeye açılacak, madenlerimizin işletilmesi kendi insanımızın sermayesiyle olacaktır.
BTP'nin madencilik politikası madenlerimizi milli çıkarlarımıza uygun şekilde değerlendirmek ve tam kapasiteyle devreye koymak esasına yöneliktir.
* Maden Tetkik Arama Kurumu ve üniversitelerle girişilecek ortak çalışma ile Türkiye'nin bilinen ve bilinmeyen maden haritası çıkarılacaktır.
* Verimsiz olduğu gerekçesiyle kapatılan petrol kuyuları tekrar açılacak ve yeni kaynaklar bulmak için sondaj çalışmalarına başlanacaktır.
* Zengin altın rezervlerimiz süratle devreye konacak, işlenerek pazarlanması için altın sanayiimizin hizmetine sunulacaktır.
* Stratejik bir maden olan uranyumun ülkemizde bol miktarda bulunduğu bilinmektedir. Dolayısıyla uranyumun zenginleştirilmesi faaliyetlerine öncelik verilecektir.
* Madencilik sektöründe mevcut teknoloji modernleştirilecek, ürün kalitesi yükseltilecektir.
* Ülkemizde maden yataklarına yakın bölgelerde kurulacak sanayi kolları ile çıkarılan madenlerimiz işlenerek satılacaktır.
* Pazarlamadaki sorunlar çözülerek, maden ihracatı arttırılacaktır.
* Bu bölgelere özellikle demiryolu bağlantıları ile ucuz taşıma koşulları sağlanacaktır.
* Doğal kaynakların çıkarıldığı bölgelerdeki halkın istihdamı ile işsizlik problemi çözülerek, gelirin tabana yayılması sağlanmış olacaktır.
* Ekostratejik bölgemiz olan Orta Asya ve Ortadoğu ülkeleriyle doğal zenginliklerimiz takas ticaretiyle pazarlanacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Hamza Baş / diğer yazıları
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü (2) / 25.07.2014
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü / 24.07.2014
- Aydınların zafiyeti / 13.02.2014
- İdareci kadroları seçerken / 25.12.2013
- Mevlana'yı anlamak / 20.12.2013
- Kim bir zalime yardım ederse / 17.12.2013
- Fransa'nın gerçeği / 26.12.2011
- Kapanmayan yara; Kerbela / 06.12.2011
- Ilımlı İslam deyince / 03.12.2011
- Vicdani red konusuna farklı bir bakış / 01.12.2011
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü / 24.07.2014
- Aydınların zafiyeti / 13.02.2014
- İdareci kadroları seçerken / 25.12.2013
- Mevlana'yı anlamak / 20.12.2013
- Kim bir zalime yardım ederse / 17.12.2013
- Fransa'nın gerçeği / 26.12.2011
- Kapanmayan yara; Kerbela / 06.12.2011
- Ilımlı İslam deyince / 03.12.2011
- Vicdani red konusuna farklı bir bakış / 01.12.2011



















































































