Hani hep bir ağızdan katillerle el sıkışmaya süreç, deniliyor ya! Bu süreç filan değil sonuca son hamledir. Ve öyle katillerle el sıkışmakla filan da sınırlı değildir. Bu komple Türk devletini, Türk milletini, Türk kültür ve medeniyetini ortadan kaldırma sürecidir.
Kimileri bu sürece analar ağlamasın, Yeni Osmanlıcılık, asil misakı milli sınırları, ümmetçilik, Birleşik Anadolu Devletleri vs. adlar verseler, tanımlamalar yapsalar da, bu süreç Türkün adını ve kimliğini tarihten silme sürecidir.
Dediğim gibi bu yapılanmalar yeni değildir. Çok eskilere gitmeden basitçe bir akıl yürütelim... Bugün milletvekillerinin ortalama yaşı 50 veya 55. Valilerin, emniyet müdürlerinin, rektörlerin, akademisyenlerin, sivil toplum örgütlerinde öne çıkan isimlerin vs. ortalama yaşları da bu ayarda.
20, 25 yaşına kadar okumuş olsun. Geriye ne kaldı? 30. Yani ABD’nin çocuklarının darbe yaptığı yıllar. Aynen bugün bebek katilinin el ve eteğini öpen anlayışın lideri de, o zamanlar ABD’nin “bizim ço- cuklar” dediği darbeciler el ve eteklerini öpüyorlardı.
Daha öncesi olmasına rağmen 80 ihtilalinden sonra Vatikan ve ABD anlayışında ve desteğinde olan bu yapılanma ve diğer yapılanmalar çok iyi makyaj ve maskelerle toplumun içerisine yayıldı. Toplum bu insanları din adına, milliyet adına, Atatürk adına, gelecek adına sahiplendi, kurtuluş ışığı olarak gördü, baş tacı etti.
Bu anlayıştaki kişilerin bazısı siyasete girdi, aşağıdan yukarı doğru yükselmeye başladı. Kimisi kamuda görev aldı, yükseldi. Kimisi üniversitelerde yükselişini sürdürdü. Kimisi maneviyat sahasına girdi ve öne geçti. Kimisi sokaklarda özgürlük, adalet, demokrasi, hak, emek vs. söylemleri ile güven kazandı.
Hıristiyanların milenyum olarak adlandırdıkları 21. yüzyılın başlangıcı ile bu anlayışlar tek bir potaya toplandı ve halkın önüne konuldu. Milletimiz ise bu büyük organizasyonun haliyle farkında değildi. Başına geleceklerden habersizce, bu anlayışa teveccüh etti. Milli ve manevi değerlerini gözü kapalı teslim etti. Ve hala gözlerini açmamakta ısrarlı!
Eğer milletimiz gözünü açmış olsaydı! Sıkı mı birileri kalkıp “Muhammed Allah’ın Resulüdür” demeden de Müslüman olunur ve cennete gider, diyebilecekti.
Sıkı mı, Allah’a ve Resulü- ne muhalefet edecekti.
Sıkı mı, Allah’ın farzlarını yok sayıp, kanunla serbest hale getirecekti...
Sıkı mı, Papanın elini öpecek, iftar sofralarında papazlarla dua edip, iftar açacaktı…
Sıkı mı, İslam dünyasında mezhep ayrımcılığı yapacak ve Ebu Suudlar gibi kardeş katline fetvalar verecekti...
Sıkı mı, Meclis kürsüsünden, televizyon ekranlarından Türkün imanına, tarihine, medeniyetine hakaretler edecek, küçük düşürmeye çalışacaktı...
Sıkı mı, dini, milliyeti belirsiz bebek katilleri ile el sıkışacak, kendince haklılık iddialarını millete yutturmaya kalkışacaktı...
Sıkı mı, kamuda, yönetim makamlarını işgal edenler, Türkiye Cumhuriyeti simgesinden rahatsız olacak, kaldırmaya yeltenecekti. Bir partinin sözcü ve emir eri gibi çalışacak. Askerin operasyon için izin isteğini imzalamayıp, masasında aylarca bekletecekti...
Sıkı mı, akademisyen kılıklı, isminin önünde unvanı olan zevatlar, Türk Milletinin maneviyatına, milliyetine, tarihine laf atacak, kendilerince bir inanç, bir tarih ve bir medeniyet oluşturacaklardı...
Hülasa yaşadığımız gerçekler çok açık ama milletimizin gözü kapalı. Milletimiz şuan da her gün isimlerini duyduğu şahısları hep geçmiş aynasında izliyor veya hatırlıyor.
Ya caminin birinde yan yana durduğu kişiyi anımsıyor. Ya AB ve ABD aleyhine attığı sloganları hatırlıyor. Ya İsrail’in vahşetine karşı yaptığı açıklamalardan hatırlıyor. Ya beraberce hak, emek, özgürlük vs. sloganlarını attığı kişi olarak hatırlıyor.
Ya iktidar sahiplerinin din adına yaptıkları gaflet ve delaletle cihat naralarıyla başkaldırılarını hatırlıyor. Ya gözü yaşlı dinlediği vaazlardan hatırlıyor. Ya mahallenin efendi çocuğu olarak hatırlıyor...
Ama hatıraların geçmişte kaldığını ve gerçeğin şu an olduğunu bir türlü akletmiyor. Eğer akledebilsek Sıkı mı, birilerinin bu meydanda kafalarınca cirit atması...
Kimileri bu sürece analar ağlamasın, Yeni Osmanlıcılık, asil misakı milli sınırları, ümmetçilik, Birleşik Anadolu Devletleri vs. adlar verseler, tanımlamalar yapsalar da, bu süreç Türkün adını ve kimliğini tarihten silme sürecidir.
Dediğim gibi bu yapılanmalar yeni değildir. Çok eskilere gitmeden basitçe bir akıl yürütelim... Bugün milletvekillerinin ortalama yaşı 50 veya 55. Valilerin, emniyet müdürlerinin, rektörlerin, akademisyenlerin, sivil toplum örgütlerinde öne çıkan isimlerin vs. ortalama yaşları da bu ayarda.
20, 25 yaşına kadar okumuş olsun. Geriye ne kaldı? 30. Yani ABD’nin çocuklarının darbe yaptığı yıllar. Aynen bugün bebek katilinin el ve eteğini öpen anlayışın lideri de, o zamanlar ABD’nin “bizim ço- cuklar” dediği darbeciler el ve eteklerini öpüyorlardı.
Daha öncesi olmasına rağmen 80 ihtilalinden sonra Vatikan ve ABD anlayışında ve desteğinde olan bu yapılanma ve diğer yapılanmalar çok iyi makyaj ve maskelerle toplumun içerisine yayıldı. Toplum bu insanları din adına, milliyet adına, Atatürk adına, gelecek adına sahiplendi, kurtuluş ışığı olarak gördü, baş tacı etti.
Bu anlayıştaki kişilerin bazısı siyasete girdi, aşağıdan yukarı doğru yükselmeye başladı. Kimisi kamuda görev aldı, yükseldi. Kimisi üniversitelerde yükselişini sürdürdü. Kimisi maneviyat sahasına girdi ve öne geçti. Kimisi sokaklarda özgürlük, adalet, demokrasi, hak, emek vs. söylemleri ile güven kazandı.
Hıristiyanların milenyum olarak adlandırdıkları 21. yüzyılın başlangıcı ile bu anlayışlar tek bir potaya toplandı ve halkın önüne konuldu. Milletimiz ise bu büyük organizasyonun haliyle farkında değildi. Başına geleceklerden habersizce, bu anlayışa teveccüh etti. Milli ve manevi değerlerini gözü kapalı teslim etti. Ve hala gözlerini açmamakta ısrarlı!
Eğer milletimiz gözünü açmış olsaydı! Sıkı mı birileri kalkıp “Muhammed Allah’ın Resulüdür” demeden de Müslüman olunur ve cennete gider, diyebilecekti.
Sıkı mı, Allah’a ve Resulü- ne muhalefet edecekti.
Sıkı mı, Allah’ın farzlarını yok sayıp, kanunla serbest hale getirecekti...
Sıkı mı, Papanın elini öpecek, iftar sofralarında papazlarla dua edip, iftar açacaktı…
Sıkı mı, İslam dünyasında mezhep ayrımcılığı yapacak ve Ebu Suudlar gibi kardeş katline fetvalar verecekti...
Sıkı mı, Meclis kürsüsünden, televizyon ekranlarından Türkün imanına, tarihine, medeniyetine hakaretler edecek, küçük düşürmeye çalışacaktı...
Sıkı mı, dini, milliyeti belirsiz bebek katilleri ile el sıkışacak, kendince haklılık iddialarını millete yutturmaya kalkışacaktı...
Sıkı mı, kamuda, yönetim makamlarını işgal edenler, Türkiye Cumhuriyeti simgesinden rahatsız olacak, kaldırmaya yeltenecekti. Bir partinin sözcü ve emir eri gibi çalışacak. Askerin operasyon için izin isteğini imzalamayıp, masasında aylarca bekletecekti...
Sıkı mı, akademisyen kılıklı, isminin önünde unvanı olan zevatlar, Türk Milletinin maneviyatına, milliyetine, tarihine laf atacak, kendilerince bir inanç, bir tarih ve bir medeniyet oluşturacaklardı...
Hülasa yaşadığımız gerçekler çok açık ama milletimizin gözü kapalı. Milletimiz şuan da her gün isimlerini duyduğu şahısları hep geçmiş aynasında izliyor veya hatırlıyor.
Ya caminin birinde yan yana durduğu kişiyi anımsıyor. Ya AB ve ABD aleyhine attığı sloganları hatırlıyor. Ya İsrail’in vahşetine karşı yaptığı açıklamalardan hatırlıyor. Ya beraberce hak, emek, özgürlük vs. sloganlarını attığı kişi olarak hatırlıyor.
Ya iktidar sahiplerinin din adına yaptıkları gaflet ve delaletle cihat naralarıyla başkaldırılarını hatırlıyor. Ya gözü yaşlı dinlediği vaazlardan hatırlıyor. Ya mahallenin efendi çocuğu olarak hatırlıyor...
Ama hatıraların geçmişte kaldığını ve gerçeğin şu an olduğunu bir türlü akletmiyor. Eğer akledebilsek Sıkı mı, birilerinin bu meydanda kafalarınca cirit atması...
Akın Aydın / diğer yazıları
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024