Söz söylemek ve sözünde durmak bir sanattır. Haliyle sanatın sahibine de sanatçı veya sanatkâr denir. Tabi bu sanatın iyisi olduğu gibi sahtesi ve hatta lanetleneni de vardır. Bu gerçek tarihin her döneminde yaşanmıştır, yaşanacaktır da! Önce kendimizden başlayarak şöyle bir etrafımıza baktığımızda, bu sanatı da, sanatkârları da göreceğiz. Ama bir gerçek var ki bunu idrak edemediğimiz için hem fert olarak, hem aile olarak, toplum olarak, millet olarak, devlet olarak bugünkü çıkmaz ve açmazların içine düştük, yalpalanıyoruz. Nedir o idrakimizden kaçan? Birincisi, biz doğru olmaya pek niyetlenmedik. İkincisi doğruları aramadık, lafa kandık. Yani söz söylemeyi ve sözünde durmayı sanat ve sanatçıya benzetmiştik ya; kısaca sanatın içine ettik…
Hiç birimizin inkâr edemeyeceği bir gerçek var. Biz Müslüman’ız. İtirazı olan var mı? Yok. Öyleyse her hareketimizde olduğu gibi sözlerimize de dikkat edeceğiz. Ölçülerimiz belli, hedeflerimiz açık. İyi ama bu kadar çıkmazlara neden giriyoruz? Ölçü ve rehberlerimizi iyi seçemediğimizden ve bize verilen sözleri sorgulama cesareti gösteremediğimizden olsa gerek.
Söz sanatından devam edelim… Kültürümüz bu alanda da çok renklidir. Hatta söz söylemekten çok sözünde durmak deyimi öne çıkmıştır kişilik, adamlık tanımlamalarında. Yani bir kişinin iyi mi, sadık mı, güvenilir mi kısaca adam olup, olmadığı söylediği söz ve bu sözü yerine getirip, getirmemeye bakılarak anlaşılır ve anlatılırdı. Tabi birçok ölçüyü kaybettiğimiz gibi bu ölçüyü de kaybettik.
Kültürümüzde bu konuda çok ilginç tanımlamalar var. Mesela; “Hayvan yularından, insan sözünden tutulur” “Er olan sözünde durur” “Allah bir, söz bir” “Söz namustur” “Söz verme, verdinse dönme!” “Söz ağızdan çıkar” “Sözünün eri ol!” “Tükürdüğünü yalamak (verdiği sözden dönmek) yiğide yakışmaz”
Kültürümüzün kaynağı nedir? Tabii ki inancımız. Bakın Allah (c.c) ve Resulü (sav) bu konuda ne diyor;
“Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük gazap gerektiren bir iştir.” (Saf Suresi 2–3)
“Verdiğiniz sözü yerine getirin; çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.” (İsra 34)
“Antlaşma yaptığınızda, Allah’a karşı verdiğiniz sözü yerine getirin.” (Nahl Suresi 91)
“Ey iman edenler! Akidlerin gereğini yerine getiriniz.” (Maide Suresi 1)
Biliyorsunuz dinimizde “münafık” diye bir insan tiplemesi var. En aşağı insan tiplemesidir. Öyle ki kâfirlerden daha aşağı mertebededir. İşte bu aşağılanan insan tiplemesinin en önemli özelliklerinden biri yalan söylemeleri, biride verdikleri sözde durmamalarıdır.
“Münafığın alâmeti üçtür: Konuşunca yalan söyler, söz verince sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edilince hıyanet eder.” (Buhari, İman 24, Şahadet 28, Vesaya 8, Edeb 69; Müslim, İman 107–108. Ayrıca bk. Tirmizi, İman 14; Nesai, İman 20) (Müslim’in bir rivayetinde şu ilâve vardır: “Oruç tutsa, namaz kılsa, Müslüman olduğunu söylese de” (Müslim, İman 109–110)
Abdullah İbn–i Amr İbn–i As (r.a) dan rivayet edildiğine göre Resulullah (sav) şöyle buyurdu: “Dört huy kimde bulunursa, o adam tam münafık olur. Bir kimsede bu huylardan biri bulunursa, o huydan vazgeçinceye kadar onda münafığın özelliklerinden biri var demektir. O dört huya sahip olan kimse; Kendisine bir şey emanet edilince hıyanet eder, konuşunca yalan söyler, bir antlaşma yapınca sözünde durmaz, düşmanlık yapınca da aşırı gider.” (Buhari, İman 24, Mezalim 17, Cizye 17; Müslim, İman 106. Ayrıca bk. Tirmizi, İman 14; Nesai, İman 20)
Abdullah İbn–i Mesut’tan (r.a) rivayet edildiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu: “Şüphesiz ki, sözde ve iş de doğruluk hayra ve üstün iyiliğe yöneltir. İyilik de cennete iletir. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddık (doğrucu) diye kaydedilir. Yalancılık, yoldan çıkmaya (fücur) sürükler. Fücur da cehenneme götürür. Kişi yalancılığı meslek edinince Allah katında çok yalancı (kezzab) diye yazılır.” (Buhari, Edeb 69; Müslim, Birr 103–105. Ayrıca bk. Ebu Davut, Edeb 80; Tirmizi, Birr 46; İbn–i Mace, Mukaddime 7; Dua 5)
Ne anladık?
Mecbur kalmadıkça konuşmayacağız. Hele boş hiç konuşmayacağız. Yalanın şakasının bile gerçek olduğunu hiç unutmayacağız. Konuşmalarımızın bir ölçüsü, kaynağı olacak. Çünkü yarın şartlar değişir, duygular değişirse kafadan ettiğimiz lafın altında kalırız. Hele söz vermeye çok dikkat edeceğiz. Yapamayacağımız şeyi bırak söz vermeyi konuşmanın bile Allah’ın gazabına sebep olacağını kulağımıza küpe edineceğiz. Niyetimiz her zaman halis olacak ve tıpkı nefes almak gibi her söz verirken “inşallah” (Allah dilerse) lafzını kullanacağız. Günümüzde ayrıntılara takılmayın, derler ama ayrıntılar insanı ya esfiya (seçkin) eder ya eşkıya eder, unutmayın!
Kendi muhasebemizi iyi yapıp bir an önce hesaba çekilmeden kendimizi hesaba çekelim. Aile, dost, akraba meclislerinde bu konuları gündem edelim. Unutmayalım ki, haberleşme çağında yaşıyoruz. İnsanlara ulaşmak, onları etkilemek artık çok kolay. Onun için bizler doğruyu, sözü, sözde durmayı hep gündem edeceğiz. Niye mi? Başta da dediğim gibi hem kendimiz, ailemiz, etrafımız, milletimiz ve devletimiz için.
Yarın bizlere ne sözler verilip, ne alkışlar eşliğinde oylarımızın alındığını, bunların yanında gönlümüzde kimleri “adam” diye beslediğimizi örnekleri ile anlatmaya çalışacağım. Unutmayın; Bu yazıyı okumadan, anlamadan yarın ki yazıyı okumak sadece paparazzi olur…
Hiç birimizin inkâr edemeyeceği bir gerçek var. Biz Müslüman’ız. İtirazı olan var mı? Yok. Öyleyse her hareketimizde olduğu gibi sözlerimize de dikkat edeceğiz. Ölçülerimiz belli, hedeflerimiz açık. İyi ama bu kadar çıkmazlara neden giriyoruz? Ölçü ve rehberlerimizi iyi seçemediğimizden ve bize verilen sözleri sorgulama cesareti gösteremediğimizden olsa gerek.
Söz sanatından devam edelim… Kültürümüz bu alanda da çok renklidir. Hatta söz söylemekten çok sözünde durmak deyimi öne çıkmıştır kişilik, adamlık tanımlamalarında. Yani bir kişinin iyi mi, sadık mı, güvenilir mi kısaca adam olup, olmadığı söylediği söz ve bu sözü yerine getirip, getirmemeye bakılarak anlaşılır ve anlatılırdı. Tabi birçok ölçüyü kaybettiğimiz gibi bu ölçüyü de kaybettik.
Kültürümüzde bu konuda çok ilginç tanımlamalar var. Mesela; “Hayvan yularından, insan sözünden tutulur” “Er olan sözünde durur” “Allah bir, söz bir” “Söz namustur” “Söz verme, verdinse dönme!” “Söz ağızdan çıkar” “Sözünün eri ol!” “Tükürdüğünü yalamak (verdiği sözden dönmek) yiğide yakışmaz”
Kültürümüzün kaynağı nedir? Tabii ki inancımız. Bakın Allah (c.c) ve Resulü (sav) bu konuda ne diyor;
“Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük gazap gerektiren bir iştir.” (Saf Suresi 2–3)
“Verdiğiniz sözü yerine getirin; çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.” (İsra 34)
“Antlaşma yaptığınızda, Allah’a karşı verdiğiniz sözü yerine getirin.” (Nahl Suresi 91)
“Ey iman edenler! Akidlerin gereğini yerine getiriniz.” (Maide Suresi 1)
Biliyorsunuz dinimizde “münafık” diye bir insan tiplemesi var. En aşağı insan tiplemesidir. Öyle ki kâfirlerden daha aşağı mertebededir. İşte bu aşağılanan insan tiplemesinin en önemli özelliklerinden biri yalan söylemeleri, biride verdikleri sözde durmamalarıdır.
“Münafığın alâmeti üçtür: Konuşunca yalan söyler, söz verince sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edilince hıyanet eder.” (Buhari, İman 24, Şahadet 28, Vesaya 8, Edeb 69; Müslim, İman 107–108. Ayrıca bk. Tirmizi, İman 14; Nesai, İman 20) (Müslim’in bir rivayetinde şu ilâve vardır: “Oruç tutsa, namaz kılsa, Müslüman olduğunu söylese de” (Müslim, İman 109–110)
Abdullah İbn–i Amr İbn–i As (r.a) dan rivayet edildiğine göre Resulullah (sav) şöyle buyurdu: “Dört huy kimde bulunursa, o adam tam münafık olur. Bir kimsede bu huylardan biri bulunursa, o huydan vazgeçinceye kadar onda münafığın özelliklerinden biri var demektir. O dört huya sahip olan kimse; Kendisine bir şey emanet edilince hıyanet eder, konuşunca yalan söyler, bir antlaşma yapınca sözünde durmaz, düşmanlık yapınca da aşırı gider.” (Buhari, İman 24, Mezalim 17, Cizye 17; Müslim, İman 106. Ayrıca bk. Tirmizi, İman 14; Nesai, İman 20)
Abdullah İbn–i Mesut’tan (r.a) rivayet edildiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu: “Şüphesiz ki, sözde ve iş de doğruluk hayra ve üstün iyiliğe yöneltir. İyilik de cennete iletir. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddık (doğrucu) diye kaydedilir. Yalancılık, yoldan çıkmaya (fücur) sürükler. Fücur da cehenneme götürür. Kişi yalancılığı meslek edinince Allah katında çok yalancı (kezzab) diye yazılır.” (Buhari, Edeb 69; Müslim, Birr 103–105. Ayrıca bk. Ebu Davut, Edeb 80; Tirmizi, Birr 46; İbn–i Mace, Mukaddime 7; Dua 5)
Ne anladık?
Mecbur kalmadıkça konuşmayacağız. Hele boş hiç konuşmayacağız. Yalanın şakasının bile gerçek olduğunu hiç unutmayacağız. Konuşmalarımızın bir ölçüsü, kaynağı olacak. Çünkü yarın şartlar değişir, duygular değişirse kafadan ettiğimiz lafın altında kalırız. Hele söz vermeye çok dikkat edeceğiz. Yapamayacağımız şeyi bırak söz vermeyi konuşmanın bile Allah’ın gazabına sebep olacağını kulağımıza küpe edineceğiz. Niyetimiz her zaman halis olacak ve tıpkı nefes almak gibi her söz verirken “inşallah” (Allah dilerse) lafzını kullanacağız. Günümüzde ayrıntılara takılmayın, derler ama ayrıntılar insanı ya esfiya (seçkin) eder ya eşkıya eder, unutmayın!
Kendi muhasebemizi iyi yapıp bir an önce hesaba çekilmeden kendimizi hesaba çekelim. Aile, dost, akraba meclislerinde bu konuları gündem edelim. Unutmayalım ki, haberleşme çağında yaşıyoruz. İnsanlara ulaşmak, onları etkilemek artık çok kolay. Onun için bizler doğruyu, sözü, sözde durmayı hep gündem edeceğiz. Niye mi? Başta da dediğim gibi hem kendimiz, ailemiz, etrafımız, milletimiz ve devletimiz için.
Yarın bizlere ne sözler verilip, ne alkışlar eşliğinde oylarımızın alındığını, bunların yanında gönlümüzde kimleri “adam” diye beslediğimizi örnekleri ile anlatmaya çalışacağım. Unutmayın; Bu yazıyı okumadan, anlamadan yarın ki yazıyı okumak sadece paparazzi olur…
Akın Aydın / diğer yazıları
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024