Bugün Nevşehir ilimizin Hacıbektaş ilçesinde Hacı Bektaş-ı Veli Kültür Merkezi’nde Ehl-i Beyt ile buluşacağız.
Yalnız okumadınız, Ehl-i Beyt ile buluşacağız.
İlk buluşma 22-23 Ekim 2011 tarihlerinde Bursa Merinos Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen 1. Ehl-i Beyt Sempozyumunda…
İkinci buluşma 25 Mart 2012 tarihinde İstanbul Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde “İman ve Aşk Ocağı Ehl-i Beyt Gecesi” ismiyle 2. Ehl-i Beyt Sempozyumunda…
Üçüncü buluşma 13 Mayıs 2012 tarihinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde geçekleştirilen 3. Ehl-i Beyt Sempozyumunda…
Diyeceksiniz ki, “Nasıl buluşacağız?”. Şöyle izah edelim.
Bildiğiniz gibi Ehl-i Beyt, Hz. Peygamber (SAV), Hz. Ali (KV), Hz. Fatıma annemiz, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendilerimizden oluşuyor.
Ehl-i Beyt’in başı olan Resulüllah (SAV) Efendimiz birçok hadis-i şeriflerinde kendisine getirilen salat ve selamlara karşılık verdiğini, eğer Cuma günüyse bizzat kendisi, diğer günlerde ise bir melek vasıtasıyla karşılık verdiğini ifade etmektedir.
Bizler bu sempozyumların başından sonuna Resulüllah Efendimize (SAV) salat ve selam getiriyoruz, onu hatırlıyoruz. Anlatan O’nu anlatıyor, dinleyen O’nu dinliyor.
Ehl-i Beyt’in diğer mensupları da Allah tarafından bizzat sevilmiş ve seçilmiş kişilerdir.
Allah Resulü (SAV) kimlerin mevlasıysa, Onlar da onların mevlasıdır.
Onların tasarrufları sadece kendi bulundukları zamanı değil, tüm zamanları kapsamaktadır. Onlar hatırlandıkları yerde hazır ve nazırdırlar. Allah’ın davasına sahip çıkanları asla yalnız bırakmazlar.
İmam Ali, nübüvvet ilminin kapısı, velayetin de şahıdır.
Birçok ilim erbabının da ifadesiyle her kim Cenab-ı Hakk’a vuslat etmek, bir feyz almak isterse o İmam Ali’nin tavassutu ile olur.
Kapıdan girmeden ilmin şehrine ulaşılamaz.
Hz. Fatıma annemiz ise bu makamda O’na ortaktır.
Onların tasarrufları sadece dünyaya da ait değildir. Peygamber Efendimizin (SAV) hadis-i şeriflerinde ifade edilmektedir ki, Onlar kabre giren Ehl-i Beyt sevdalılarını da yalnız bırakmazlar.
Onlar mahşerde Allah Resulü’nden (SAV) sonra şefaat hakkına sahip olan büyük şahsiyetlerdir. Onlar Kevser havuzunun sahibidirler.
Onlar mahşerde Peygamberin (SAV) livayı hamd sancağının sahibi, cennet kadınlarının ve gençlerinin efendileridir.
Onların seçilmişliği dünyaya geldikleri zaman değil, “Bezm-i Elest”e kadar uzanır.
İşte bizler bu zaman ve mekan sınırlarını aşmış olan, Allah’ın sevdiği ve seçtiği zatları anmak, hatırlamak için Ehl-i Beyt Sempozyumlarına katılıyoruz ve Hacıbektaş’a da bunun için gidiyoruz.
Ehl-i Beyt ile buluşmak için gidiyoruz.
Ehl-i Beyt’e Selman olmak için gidiyoruz.
Cenab-ı Hak bir kutsi hadiste buyuruyor ki, “Ben sevdiğim kullarımın anıldığı yere rağbet ederim”
Cenab-ı Hakk’ın nazarı, muhabbeti, feyzi sevilmiş ve seçilmiş Ehl-i Beyt’in anıldığı bu yerlerdedir.
Dün Ehl-i Beyt’i yalnız bırakanların halini gördük, biz bugün Ehl-i Beyt’e sahip çıkanlardan olalım.
Yalnız okumadınız, Ehl-i Beyt ile buluşacağız.
İlk buluşma 22-23 Ekim 2011 tarihlerinde Bursa Merinos Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen 1. Ehl-i Beyt Sempozyumunda…
İkinci buluşma 25 Mart 2012 tarihinde İstanbul Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde “İman ve Aşk Ocağı Ehl-i Beyt Gecesi” ismiyle 2. Ehl-i Beyt Sempozyumunda…
Üçüncü buluşma 13 Mayıs 2012 tarihinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde geçekleştirilen 3. Ehl-i Beyt Sempozyumunda…
Diyeceksiniz ki, “Nasıl buluşacağız?”. Şöyle izah edelim.
Bildiğiniz gibi Ehl-i Beyt, Hz. Peygamber (SAV), Hz. Ali (KV), Hz. Fatıma annemiz, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendilerimizden oluşuyor.
Ehl-i Beyt’in başı olan Resulüllah (SAV) Efendimiz birçok hadis-i şeriflerinde kendisine getirilen salat ve selamlara karşılık verdiğini, eğer Cuma günüyse bizzat kendisi, diğer günlerde ise bir melek vasıtasıyla karşılık verdiğini ifade etmektedir.
Bizler bu sempozyumların başından sonuna Resulüllah Efendimize (SAV) salat ve selam getiriyoruz, onu hatırlıyoruz. Anlatan O’nu anlatıyor, dinleyen O’nu dinliyor.
Ehl-i Beyt’in diğer mensupları da Allah tarafından bizzat sevilmiş ve seçilmiş kişilerdir.
Allah Resulü (SAV) kimlerin mevlasıysa, Onlar da onların mevlasıdır.
Onların tasarrufları sadece kendi bulundukları zamanı değil, tüm zamanları kapsamaktadır. Onlar hatırlandıkları yerde hazır ve nazırdırlar. Allah’ın davasına sahip çıkanları asla yalnız bırakmazlar.
İmam Ali, nübüvvet ilminin kapısı, velayetin de şahıdır.
Birçok ilim erbabının da ifadesiyle her kim Cenab-ı Hakk’a vuslat etmek, bir feyz almak isterse o İmam Ali’nin tavassutu ile olur.
Kapıdan girmeden ilmin şehrine ulaşılamaz.
Hz. Fatıma annemiz ise bu makamda O’na ortaktır.
Onların tasarrufları sadece dünyaya da ait değildir. Peygamber Efendimizin (SAV) hadis-i şeriflerinde ifade edilmektedir ki, Onlar kabre giren Ehl-i Beyt sevdalılarını da yalnız bırakmazlar.
Onlar mahşerde Allah Resulü’nden (SAV) sonra şefaat hakkına sahip olan büyük şahsiyetlerdir. Onlar Kevser havuzunun sahibidirler.
Onlar mahşerde Peygamberin (SAV) livayı hamd sancağının sahibi, cennet kadınlarının ve gençlerinin efendileridir.
Onların seçilmişliği dünyaya geldikleri zaman değil, “Bezm-i Elest”e kadar uzanır.
İşte bizler bu zaman ve mekan sınırlarını aşmış olan, Allah’ın sevdiği ve seçtiği zatları anmak, hatırlamak için Ehl-i Beyt Sempozyumlarına katılıyoruz ve Hacıbektaş’a da bunun için gidiyoruz.
Ehl-i Beyt ile buluşmak için gidiyoruz.
Ehl-i Beyt’e Selman olmak için gidiyoruz.
Cenab-ı Hak bir kutsi hadiste buyuruyor ki, “Ben sevdiğim kullarımın anıldığı yere rağbet ederim”
Cenab-ı Hakk’ın nazarı, muhabbeti, feyzi sevilmiş ve seçilmiş Ehl-i Beyt’in anıldığı bu yerlerdedir.
Dün Ehl-i Beyt’i yalnız bırakanların halini gördük, biz bugün Ehl-i Beyt’e sahip çıkanlardan olalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025
- 19 Mayıs: Türk milletinin umudunun yeşerdiği gün / 20.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- 19 Mayıs: Türk milletinin umudunun yeşerdiği gün / 20.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025