Hükümetimizin en iyi olduğu konuların birincisi matematiği çok iyi kullanmalarıdır. Daha doğrusu meydanlarda, hitabet ve rakamları birleştirerek dev bir görüntü ambiyansı oluşturmalarından bahsediyorum.
Bildiğim kadarıyla matematik bir bütündür. Yani negatif sayılarda matematik ilminin içindedir, pozitif sayılarda. Matematik ilmi sayıları, bunlar hoşuma gitmiyor, diye inkar etmez, cami avlusuna terk etmez. Ama hükümet terk ediyor.
En sıcak örnek asgari ücret. Bin bir örnekler verilerek ne muazzam bir artış yaptıklarını anlattılar. Dediğim gibi bu en sıcak örnek. Açlık sınırı, fakirlik sınırı rakamlarından hiç bahsetmezler. Onları cami avlusuna terk etmişlerdir.
Gündem olur ve denilir ki, dün şu kadar olan dolar rezervimizi şu kadar dolara çıkarttık. Doğru. İhracatta rekor kırdık, dün şu kadardı, şu kadara çıkardık. Doğru.
Bizim dönemimizde şu kadar işletme açıldı. Doğru. Şu kadar yol yaptık. Doğru. Köprü, tünel, geçit vs. yaptık. Doğru. Hastane, okul, stat vs. yaptık. Doğru.
Kişi başına düşen şu kadar milli geliri şu kadara çıkardık. Doğru. Evet, verilen rakamların hepsi doğru.
Ama verilmeyen, başlıktaki gibi bizzat kendilerine ait olduğu halde cami avlusuna terk ettikleri rakamlarda var ve bu rakamlar bütün doğruları götürdüğü gibi elde bayağı bir maliyette bırakıyor.
Müsteşarlık tarafından açıklanan verilere göre, Türkiye'nin 2017 ikinci çeyrek sonu itibarıyla bazı borç stoku verileri şöyle gerçekleşti:
Mesela hiçbir bakandan şu rakamları duydunuz mu?
- Türkiye brüt dış borç stoku Haziran sonu itibarıyla 432.4 milyar dolar
- Türkiye net dış borç stoku Haziran sonu itibarıyla 283.1 milyar dolar
- Türkiye kamu net borç stoku Haziran sonu itibarıyla 236.8 milyar TL,
- AB tanımlı genel yönetim borç stoku ise 797.6 milyar TL
Oysa bu rakamlar yani 2002'de Türkiye'nin iç ve dış borcu 220 milyar dolardı.
Art 15 yılda ödenen borç faizi, 2018 yılı bütçesine eşit.
Başka bir örnek verelim; On binlerce öğretmen işe alındı. Doğru. Ama atanmayı bekleyen öğretmen sayısı 15 yıl önce 120 bin civarlarındayken bugün 400 binin üzerinde ve Türkiye'nin bir çok yerinde öğretmen açığı var.
Neyse! Güncel rakamlara dönelim; Boğaz köprülerinin geçiş ücretlerine 2 yılda %157 zam yapıldığını anlatan bir bakan duydunuz mu?
Ya İslam ülkeleri arasında en çok içki tüketen ikinci ülke olduğumuzu itiraf eden bir vekil duydunuz mu? (Birinci Lübnan. Halkının yarısı Hıristiyan)
Hele 2002 ile 2013 yılları arasında yaklaşık % 300 artan fuhuş oranlarının son 4 senede % 790'na çıkmasını itiraf edebilen bir vekil duydunuz mu?
Her gün haberlere konu olan kadın, çocuk cinayetlerini ve cinayetlerdeki 15 yıllık artışın % 1400 olduğunu, boşanmaları, evlenmelerden fazla olduğunu anlatan bir iktidar partisi vekili gördünüz mü?
İktidar ve Saray her sözlerinde içki, kumar, şans oyunları ve sigaraya tepkilerini dile getirirler. Bazı kanunlarla, zamlarla bunları azaltma isteğinde olduklarını ifade ederler.
Azalma yok aşırı bir artış var. Artı iktidarın içki, sigara, şans ve bahis oyunlarından yıllık vergi geliri 100 milyar TL'nin üstünde. Bu rakamlara sahipleneni gördünüz mü?
Şuan ki hapishanelerimizin kapasitesi 172 bin ve hepsi ful. Yenileri hızla yapılıyor. Artı dünya genelinde kadın mahkum artışında 2. Sıraya yükseldik. Övünen var mı?
Dünya genelinde eğitimde, adalette son sıralardayız. Daha yazılacak onca rakam verilecek binlerce örnek var.
Ama gerçek şu ki, iktidar partisi her daim kendi lehine olan rakamları alıyor, şişiriyor ve halka anlatıyor. Oysa diğer rakamlarda iktidarın.
Unutmayın ki! Cami avlusuna bırakılan bu rakamlara gün gelecek birileri dna testi ile sahibini bulup, iade edecektir.
Bildiğim kadarıyla matematik bir bütündür. Yani negatif sayılarda matematik ilminin içindedir, pozitif sayılarda. Matematik ilmi sayıları, bunlar hoşuma gitmiyor, diye inkar etmez, cami avlusuna terk etmez. Ama hükümet terk ediyor.
En sıcak örnek asgari ücret. Bin bir örnekler verilerek ne muazzam bir artış yaptıklarını anlattılar. Dediğim gibi bu en sıcak örnek. Açlık sınırı, fakirlik sınırı rakamlarından hiç bahsetmezler. Onları cami avlusuna terk etmişlerdir.
Gündem olur ve denilir ki, dün şu kadar olan dolar rezervimizi şu kadar dolara çıkarttık. Doğru. İhracatta rekor kırdık, dün şu kadardı, şu kadara çıkardık. Doğru.
Bizim dönemimizde şu kadar işletme açıldı. Doğru. Şu kadar yol yaptık. Doğru. Köprü, tünel, geçit vs. yaptık. Doğru. Hastane, okul, stat vs. yaptık. Doğru.
Kişi başına düşen şu kadar milli geliri şu kadara çıkardık. Doğru. Evet, verilen rakamların hepsi doğru.
Ama verilmeyen, başlıktaki gibi bizzat kendilerine ait olduğu halde cami avlusuna terk ettikleri rakamlarda var ve bu rakamlar bütün doğruları götürdüğü gibi elde bayağı bir maliyette bırakıyor.
Müsteşarlık tarafından açıklanan verilere göre, Türkiye'nin 2017 ikinci çeyrek sonu itibarıyla bazı borç stoku verileri şöyle gerçekleşti:
Mesela hiçbir bakandan şu rakamları duydunuz mu?
- Türkiye brüt dış borç stoku Haziran sonu itibarıyla 432.4 milyar dolar
- Türkiye net dış borç stoku Haziran sonu itibarıyla 283.1 milyar dolar
- Türkiye kamu net borç stoku Haziran sonu itibarıyla 236.8 milyar TL,
- AB tanımlı genel yönetim borç stoku ise 797.6 milyar TL
Oysa bu rakamlar yani 2002'de Türkiye'nin iç ve dış borcu 220 milyar dolardı.
Art 15 yılda ödenen borç faizi, 2018 yılı bütçesine eşit.
Başka bir örnek verelim; On binlerce öğretmen işe alındı. Doğru. Ama atanmayı bekleyen öğretmen sayısı 15 yıl önce 120 bin civarlarındayken bugün 400 binin üzerinde ve Türkiye'nin bir çok yerinde öğretmen açığı var.
Neyse! Güncel rakamlara dönelim; Boğaz köprülerinin geçiş ücretlerine 2 yılda %157 zam yapıldığını anlatan bir bakan duydunuz mu?
Ya İslam ülkeleri arasında en çok içki tüketen ikinci ülke olduğumuzu itiraf eden bir vekil duydunuz mu? (Birinci Lübnan. Halkının yarısı Hıristiyan)
Hele 2002 ile 2013 yılları arasında yaklaşık % 300 artan fuhuş oranlarının son 4 senede % 790'na çıkmasını itiraf edebilen bir vekil duydunuz mu?
Her gün haberlere konu olan kadın, çocuk cinayetlerini ve cinayetlerdeki 15 yıllık artışın % 1400 olduğunu, boşanmaları, evlenmelerden fazla olduğunu anlatan bir iktidar partisi vekili gördünüz mü?
İktidar ve Saray her sözlerinde içki, kumar, şans oyunları ve sigaraya tepkilerini dile getirirler. Bazı kanunlarla, zamlarla bunları azaltma isteğinde olduklarını ifade ederler.
Azalma yok aşırı bir artış var. Artı iktidarın içki, sigara, şans ve bahis oyunlarından yıllık vergi geliri 100 milyar TL'nin üstünde. Bu rakamlara sahipleneni gördünüz mü?
Şuan ki hapishanelerimizin kapasitesi 172 bin ve hepsi ful. Yenileri hızla yapılıyor. Artı dünya genelinde kadın mahkum artışında 2. Sıraya yükseldik. Övünen var mı?
Dünya genelinde eğitimde, adalette son sıralardayız. Daha yazılacak onca rakam verilecek binlerce örnek var.
Ama gerçek şu ki, iktidar partisi her daim kendi lehine olan rakamları alıyor, şişiriyor ve halka anlatıyor. Oysa diğer rakamlarda iktidarın.
Unutmayın ki! Cami avlusuna bırakılan bu rakamlara gün gelecek birileri dna testi ile sahibini bulup, iade edecektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Asıl kurban: Nefsin kurbanıdır / 05.06.2025
- İktidarın faizsiz ekonomi özlemi! / 04.06.2025
- Papa, İznik ve Vatikan’ın hedefi / 02.06.2025
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- İktidarın faizsiz ekonomi özlemi! / 04.06.2025
- Papa, İznik ve Vatikan’ın hedefi / 02.06.2025
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025