Ebu Şa'sa Kindi, Hâşim b. Vakkas, Züheyr b. Kayn, HanzaleŞibami, Seyf b. Haris, Malik b. Abde, Ebu Zer Gıfari'ninazadlı kölesi Cevn, köle Firuzan, Haşim b. Utbe, Mehmed b. Mikdad, Abdullah bin Ducane, İmam Ali'nin kölesi Sa'd, Sa'd, Rebia oğlu Kays, Süveyd oğlu Şiys, Karat oğlu Ömer, Müslim ve Hammat, İmam Hüseyin (a.s) ve Ehl-i Beyt'i için tek tek meydana çıkıp, onlarca melunu öldürüyor ve şahadete eriyorlardı.
İmam Hüseyin'in (a.s.) ashabından Türk olanVazih, düşmanla kahramanca savaştıktan sonra yere yıkıldı. İmam Hüseyin'i (a.s.) yardımına çağırdı.
İmam (a.s) geldi ve boynuna sarıldı. Son nefeslerini büyük bir iftiharla yaşayan Vazih; "Kim, benim gibi olabilir. Resulüllah'ın (s.a.v.) evladı yanaklarını, yanaklarıma dayamış" diyordu. Bu hal üzere o da şahadete erdi.
Ömer b. Cünade, 11 yaşındaydı ve İmam Hüseyin'in huzuruna çıkıp, savaşmak için izin istedi. İmam (a.s); "Bu, babası öldürülen bir gençtir, annesi onun savaş meydanına gidip öldürülmesine razı olmayabilir" dedi.
Ömer, İmam'ın (a.s.) bu sözünü duyar duymaz; "Hayır, Allah'a and olsun ki, canımı sana feda etmeyi ve kanımı, senin yolunda dökmeyi annem emretmiştir" dedi.
İmam Hüseyin, bu cevaptan sonra Ömer'e izin verdi. Ömer'de kahramanca çarpışıp şehit oldu.
Bu erlerin yanında, ashaptan on beş kişi bir seferde olmak üzere sadece öğle vaktine kadar İmam Hüseyin (a.s.) ashabından elli üç kişi şahadet şerbetini içti...
Ehl-i Beyt'in evlatları Kerbela toprağında
Kerbela toprağı, ashabın kanları ile sulanmıştı. Sıra yavaş yavaş İmam Hüseyin'e (a.s.) geliyordu ki, oğlu Ali Ekber öne atıldı ve savaş meydanına girmek için izin istedi. (ki, Ali Ekber (a.s) Peygamber Efendimize çok benziyordu. Hatta Ashap; "Biz, Peygamberin (s.a.v.) simasını görmeyi arzu ettiğimizde ona (Ali Ekber) bakıyorduk." Diyordular…
Ali Ekber'in (a.s) karşısında kimse duramıyordu, düşman ordusuna çok ağır darbeler indirerek onlardan, 120 kişiyi aşkın insanı cehenneme yolladı ve geri döndü.
Daha sonra tekrar düşman ordusuna saldırıp, onlardan ağır bir yara alarak toprağın üzerine düştü ve o esnada yüksek bir sesle: "Babacığım şimdi ceddim Resulüllah'ın (s.a.v.) cennet kadehiyle bana verdiği suyu doya doya içtim. Artık bundan böyle hiçbir zaman susamayacağım" dedi…
İmam Hasan'ın oğlunun şehadeti
Hz. Kasım, İmam Hasan'ın (a.s.) henüz buluğa erişmemiş oğlu idi… Ömer b. Sa'd'ın ordusunda bulunan Birravi şöyle söylüyor: "Bir çocuğun ata bindiğini gördük. Miğfer yerine kafasına sarık koymuştu. Ayaklarında da savaş çizmesi yoktu, yalnızca ayakkabı vardı. Ayakkabısının birinin de bağı çözülmüştü. Bunun sol ayağı olduğunu hâlâ unutmuyorum…"
İmam Ali'nin (a.s.) oğlu Ömer'in şehadeti
Ali oğlu Ömer savaş için ileri atıldı… Yezid'in askerinin istiklal bayrağına titremeler saldı. Yiğitliğin en yüksek derecesine varıp karşı dövüşçüleri yerlere yıktı. En sonunda şehadet şerbetini içti.
İmam Ali'nin (a.s.) oğlu Osman'ın şehadeti
"Ondan sonra Hz. Ali'yyül Murtaza'nın oğlu Osman savaş alanına doğru yürüdü… Sayısız düşmanı öldürdükten sonra YezidEbtahi oğlu Sinan tarafından şehit edildi.
Hz. Hasan'ın (as) oğlu Abdullah'ın şehadeti
İmam Hasan oğlu Abdullah da, Kerbela'da amcası İmam Hüseyin'in (a.s.) yanında idi. Henüz on yaşlarında bir çocuktu. Amcasının feryatlarına daha fazla dayanamayarak bir anda kendini çadırlardan dışarıya attı.
Abdullah öyle diyordu: "Hayır, Allah'a and olsun ki, amcamdan ayrılmayacağım." Melunlar, Onu da şehit ettiler.
İmam Hüseyin'in (a.s.) kundaktaki evladının şehadeti
"İmam Hüseyin'in (a.s.) çadırın içerisinde bulunan çoluk çocuğu ve İmam Seccad hariç, bütün yaranları düşman tarafından öldürüldükten sonra; İmam Hüseyin (a.s.), şöyle yardım çağrısında bulundu:
"Acaba Peygamberin (s.a.v.) Ehl-i Beyt'ini savunacak bir kimse, hakkımızda Allah'tan korkacak bir muvahhit ve bize yardımda bulunacak bir yardımcı yok mudur?"
İmam Hüseyin'in (as) yardım dileme sesini çadırın içerisinde bulunan çoluk çocuk, duyar duymaz onların ağlama sesleri göklere yükseldi.
İmam (a.s.) çadırlara doğru dönüp şöyle buyurdu: "Yavrum Ali Eser'i de getirin, onunla da vedalaşayım." Küçük bebek babasının kucağındayken, Harmele onu hedef alıp şehadete ulaştırdı.
İmam (a.s.) bebeğin boğazından akan kanı göğe serpip şöyle dedi: "Allah'ım! Onları azabına duçar eyle, onlardan hiçbir kimseyi geride sağ bırakma ve onları ebedî olarak affetme!"
İmam Ali'nin (as) oğlu Abbas'ı şehadeti
Hz. Abbas'ın iki kolunu da kesti melunlar. Vücuduna onlarca ok saplandı ve mübarek başını yardılar. Hz. Abbas'ın şehadeti de böylece gerçekleşmiş oldu.
İmam Hüseyin (a.s.) Abbas öldürüldüğü zaman şöyle buyurmuştur: "Belim şimdi kırıldı, çarem kalmadı ve düşmanlarım sevinmeye başladılar."
İmam Hüseyin'in (a.s.) yanındaki bütün erkekler Kerbela toprağında can vermişti. Artık Onu (a.s.) savunacak tek kişi kendisi idi.
Savaş meydanına girmeden evvel çadırlardaki kadınlarla ve oğlu Zeynelâbidin ile son kez vedalaştı. Onlara son nasihatlerini etti.
İmam Seccad, Kerbela günü hasta idi ve silah taşıyacak takati yoktu. Ancak, İmam Hüseyin (a.s.)'ın feryatları karşısında, babasına yardım etmek için bir ara kendini çadırlardan dışarı attı.
"Ümmü Gülsüm, "Yavrum geri dön" diyordu. Cevabında, "Hala, bırak Resulüllah (s.a.v.)'in evladının yanında savaşayım" buyurdu.
İmam Hüseyin (a.s.)'ın kendisi yüksek bir sesle, "Bacı, onu çadırlara geri çevir ki, yeryüzü Muhammed evlatlarının neslinden boş kalmasın" buyurdular.
Artık Onun (a.s.) sırası gelmişti. Karşısındaki binlerce kişilik ordu ile baş başa idi. İmam Hüseyin (a.s.) verdiği büyük mücadelenin arkasından Muharrem'in onuncu günü, Cuma günü öğleden sonra görülmemiş kin, intikam ve vahşet ile şehit edildi. Şehit edildiğinde elli yedi yaşında idi.
Selam olsun İmam Hüseyin Efendimize, şehitlerine ve şahitlerine. (Geniş bilgi için bknz. Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hüseyin eseri)
Akın Aydın / diğer yazıları
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024