Çin ile ABD arasında savaş çıkar mı?
ABD ve Çin, dünyanın en güçlü ekonomilerinin yanı sıra en güçlü askeri altyapıya sahip iki ülkesi konumunda... Fatih Oktay'ın İş Bankası Yayınları'ndan çıkan "Çin: Yeni Büyük Güç ve Dünya Dengeleri" adlı 714 sayfalık eserinde gelecekte bu iki güç arasında savaş çıkıp çıkmayacağı da inceleniyor
23.07.2017 00:00:00
Çin eskiden Türkiye'de sadece 'dünyanın en kalabalık ülkesi' olarak bilinirdi. Oysa Çin'in şu an dünyada 'birinci' olduğu o kadar fazla alan var ki, bunları saymak mümkün değil. 1978 yılında ODTÜ Elektronik Mühendisliği Bölümü'nden mezun olan ve uzun süre Çin'le iş yapan, Çin'de çalışan Fatih Oktay'ın İş Bankası Yayınları'ndan çıkan "Çin: Yeni Büyük Güç ve Dünya Dengeleri" adlı 714 sayfalık dev eserinde Çin'in birçok alandaki birinciliği zikrediliyor. Çin ile ilgili İngilizce yayınlanmış binlerce eser var ama Türklerin bu ülkeyle ilgili yazdığı kitap sayısı son derece az. Olanların bir bölümü gözlem ya da derleme. Sabancı ve Koç üniversitelerinde Çin ekonomisine dair 4 yıl ders veren Fatih Oktay'ın eseri ise en kapsamlısı... Eser, ağırlıklı olarak Çin'in 1978 yılından bu yana kaydettiği ekonomik gelişmeleri inceliyor.
Devlerin savaşı nasıl olur?
Kitabın 13. bölümünde Çin'deki mevcut siyasal yapı analiz ediliyor, 15. bölümde ise Çin ile ABD arasındaki rekabetin bir savaşa yol açıp açmayacağı çeşitli raporların ışığında irdeleniyor. Bir rapora göre tarihte 16 kez bir büyük güç, küresel güce yaklaşmış ve bunların 12'si savaşla sonuçlanmış. Buna göre Çin ile ABD'nin savaşma ihtimali yüzde 75! Zaten iki ülke Tayvan meselesi nedeniyle sık sık sözlü kavganın içine giriyor. Şu anda Çin, ekonominin birçok alanında ABD'yi geçmiş durumda ancak Gayrisafi Milli Hâsıla kriterinde ikinci sırada. Oysa 1990 yılında Çin dünyada 11. sırada idi. Satınalma Gücü Paritesi'ne göre ise dünya lideri...
Çin ekonomisi 1978'den bu yana 35 yıl boyunca yılda ortalama yüzde 10 büyüdü, bir başka ifadeyle 1978'den 2011'e kadar 25 kat büyüdü. Aynı süre içinde Türkiye sadece ve sadece 3.7 kat büyüyebildi. Asya kaplanlarından Japonya, Güney Kore, Tayvan'ın 15-20 yıl sürekli büyümeyi başardığı dikkate alındığında Çin'in 39 yıldır kesintisiz büyümesi özellikle altı çizilmesi gereken bir konu.
Çin'in yumuşak karnı
Peki, Çin ile ilgili olumsuz veriler var mı kitapta? Benim dikkatimi çeken noktalardan biri şu: Çin'in fason ihracat hacminin yüzde 85 düzeyindeki bölümü yabancı ortaklı veya bütünüyle yabancı sermayeli şirketler tarafından gerçekleştiriliyor. Çinli şirketlerin payı yüzde 15... (Sayfa, 21) Bu bağlamda iPhone 5 örneği veriliyor. Söz konusu telefon 2013 yılında çıktığında bunun ABD'deki satış fiyatı 500 dolardı. Çin'den ABD'ye ihraç fiyatı ise 179 dolar! Bu paranın önemli bir bölümü Japonya gibi ülkelerden alınan parçalara ödeniyor ve sonuçta Çin'e 6.5 dolar kalıyor. Bu paranın önemli bir bölümü de iPhone'u üreten Tayvan şirketi Foxconn'un cebine kâr olarak gidiyor.
Ancak rakamlar da sürekli değişiyor. Örneğin kitabın bir başka yerinde yer alan verilere göre yabancı ortaklı veya bütünüyle yabancı sermayeli şirketlerin ihracattan aldıkları pay 2005'te yüzde 60 idi, 2013'te bu yüzde 47'ye indi. Bana göre ülkenin en yumuşak karnı burası. Aynı şey Türkiye için de söylenebilir. Basit bir hesapla 2016 sonunda yüzde 43 olsa gerek... Çin yavaş yavaş ekonomisini yabancıların boyunduruğundan kurtarıyor. Eminim bu oran yüzde 25'in altına indiğinde Çin'i dünya siyaset sahnesinde daha sık göreceğiz. RECEP BAHAR/İSTANBUL
Devlerin savaşı nasıl olur?
Kitabın 13. bölümünde Çin'deki mevcut siyasal yapı analiz ediliyor, 15. bölümde ise Çin ile ABD arasındaki rekabetin bir savaşa yol açıp açmayacağı çeşitli raporların ışığında irdeleniyor. Bir rapora göre tarihte 16 kez bir büyük güç, küresel güce yaklaşmış ve bunların 12'si savaşla sonuçlanmış. Buna göre Çin ile ABD'nin savaşma ihtimali yüzde 75! Zaten iki ülke Tayvan meselesi nedeniyle sık sık sözlü kavganın içine giriyor. Şu anda Çin, ekonominin birçok alanında ABD'yi geçmiş durumda ancak Gayrisafi Milli Hâsıla kriterinde ikinci sırada. Oysa 1990 yılında Çin dünyada 11. sırada idi. Satınalma Gücü Paritesi'ne göre ise dünya lideri...
Çin ekonomisi 1978'den bu yana 35 yıl boyunca yılda ortalama yüzde 10 büyüdü, bir başka ifadeyle 1978'den 2011'e kadar 25 kat büyüdü. Aynı süre içinde Türkiye sadece ve sadece 3.7 kat büyüyebildi. Asya kaplanlarından Japonya, Güney Kore, Tayvan'ın 15-20 yıl sürekli büyümeyi başardığı dikkate alındığında Çin'in 39 yıldır kesintisiz büyümesi özellikle altı çizilmesi gereken bir konu.
Çin'in yumuşak karnı
Peki, Çin ile ilgili olumsuz veriler var mı kitapta? Benim dikkatimi çeken noktalardan biri şu: Çin'in fason ihracat hacminin yüzde 85 düzeyindeki bölümü yabancı ortaklı veya bütünüyle yabancı sermayeli şirketler tarafından gerçekleştiriliyor. Çinli şirketlerin payı yüzde 15... (Sayfa, 21) Bu bağlamda iPhone 5 örneği veriliyor. Söz konusu telefon 2013 yılında çıktığında bunun ABD'deki satış fiyatı 500 dolardı. Çin'den ABD'ye ihraç fiyatı ise 179 dolar! Bu paranın önemli bir bölümü Japonya gibi ülkelerden alınan parçalara ödeniyor ve sonuçta Çin'e 6.5 dolar kalıyor. Bu paranın önemli bir bölümü de iPhone'u üreten Tayvan şirketi Foxconn'un cebine kâr olarak gidiyor.
Ancak rakamlar da sürekli değişiyor. Örneğin kitabın bir başka yerinde yer alan verilere göre yabancı ortaklı veya bütünüyle yabancı sermayeli şirketlerin ihracattan aldıkları pay 2005'te yüzde 60 idi, 2013'te bu yüzde 47'ye indi. Bana göre ülkenin en yumuşak karnı burası. Aynı şey Türkiye için de söylenebilir. Basit bir hesapla 2016 sonunda yüzde 43 olsa gerek... Çin yavaş yavaş ekonomisini yabancıların boyunduruğundan kurtarıyor. Eminim bu oran yüzde 25'in altına indiğinde Çin'i dünya siyaset sahnesinde daha sık göreceğiz. RECEP BAHAR/İSTANBUL