Ama ne itiraf… Suudi Arabistan, Cemal Kaşıkçı'nın konsoloslukta bir itiş kakış sonucu hayatını kaybettiğini açıkladı. Doğrusu bu açıklama yüreklere su serpti (!) Kargalar gülmekten yere düşerken, Birleşmiş Milletler(BM), Avrupa Parlamentosu(AP) ve Uluslararası Af Örgütü ayağa kalktı.
Öldürülme olayı, baş sorumlu Suudi Arabistan tarafından mecburen kabul edildiğine göre; işin delillendime safhasında titiz davranılması ve uluslararası hukukun devreye sokularak gereğinin yapılması insan hakları hukuku icabıdır.
Önce ceset bulunacak! Suudi Arabistan'a taşınıp orada mı defnedildi? Yoksa Belgrad Ormanları ya da Yalova mı mekân tayin edildi. İşin kötüsü, kaybolma tarihinden 18 gün sonra yapılan açıklamaya kadar geçen sürede korku filmlerine taş çıkartan kesip doğrama operasyonu, afiş ressamına mı ısmarlandı? Bu ressam, Suudi Arabistan tarafından apar topar konsolosluğa gönderilen adli tıp uzmanı olabilir mi? Gönderilen sadece bu uzman değildi, bir ekip gelmişti alelacele. Delilleri yok edecek "temizlikçi" timi miydi bu arkadaşlar?
Çok bilinmeyenli denklemi çözecek formül, "ceza hukuku ve Suudi Arabistan" konusunda saklıdır. Suudi Arabistan, dostlar alış verişte görsün kabilinden üç beş görevli için soruşturma açmış. Olayı örtmeye ve geçiştirmeye yönelik mecalsiz günah keçilerinin kurban edilmesidir bu.
Türkiye'nin olaya geç müdahale ettiği, konsolosların dokunulmazlığının bulunmadığı yolunda eleştiriler gündeme gelmişti.
Öncelikle dokunulmazlık konusuna açıklık getirelim;
Dokunulmazlıklar ve ayrıcalıklar konsolosluk için ya da konsolosluk görevlileri için olabilmektedir.
Uygulanan uluslararası hukukta konsoloslukların yararlanması kabul edilen başlıca dokunulmazlık ve ayrıcalıklar şunlardır:
1. Bina ve araç dokunulmazlığı,
2. Konsolosluk arşiv ve belgelerinin dokunulmazlığı,
3. Konsolosluğun haberleşme serbestliği,
4. Konsolosluğun vergi ayrıcalığı,
5. Konsolosluğun gümrük ayrıcalığı.
Özellikle görevle ilişkili olması koşuluyla, konsolosluk görevlilerinin yararlanabileceği dokunulmazlık ve ayrıcalıklar ise; kişi dokunulmazlığı, yargı dokunulmazlığı, vergi ayrıcalığı ve gümrük ayrıcalığıdır.
Viyana Konsolosluk İlişkileri Sözleşmesi'ne taraf olduğumuz için konsoloslukla ilişkilerimizde, "dokunulmazlık ve ayrıcalık" kurallarına uymamız gerekir.
Gönderen devletin -Suudi Arabistan- izni olmadan konsolosluk binasına giremezdik, araçlarını kontrol edemezdik. Yine Viyana Sözleşmesine göre bu kurala, ağır cezalık suçlar için, bir istisna getirilmiştir. Kaşıkçı olayı cinayet olduğuna göre binaya girebilir isek de, bugüne kadar cinayeti ispatlayacak deliller elimizde olmadığı için istisna kuralından yararlanamadık.
İşlenen suçta yargı yetkisi Uluslararası Ceza Mahkemesi'ndedir(UCM). Ceza devlete değil devletin sorumlularına ve olayla ilişkisi olanlara verilir. Cinayetten sorumlu Suudi Arabistan'ın kralı, veliaht prensi, başkonsolosu, olaya karışan konsolosluk görevlileri ve dahi başka kimler karışmışsa ceza sorumlulukları vardır.
Ancak bir engel var; o da UCM'de yargılanmak için UCM'nin kurucu sözleşmesi Roma Antlaşmasına taraf olmak. Suudi Arabistan bu sözleşmeyi imzalamadığı için yargılanamaz. Sadece bir koşulla yargılanabilir; Birleşmiş Miletler Güvenlik Konseyi, Suudi Arabistan yetkili ve sorumluları hakkında dava açılması için UCM savcılığına talimat verirse.
Güvenlik Konseyi, oybirliği ile alacağı kararla UCM Başsavcısı'na talimat verebilir. Oybirliği sağlanabilir mi? ABD konsey üyesidir ve bunu Suudi Arabistan'a karşı kullanacaktır. ABD Başkanı Trump eğer külliyetli miktarda para sızdırabilirse bu ülkeden, veto hakkını kullanarak Arapları aklayabilecektir.
Çık işin içinden! Cinayet siyasi, dava siyasi… Adaletin olmadığı yerde hukuk zaten yok hükmündedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023