Ülkemiz, halkın oyuyla seçilip "yürütme" görevi yapan başbakan, bakanlar kurulu ve de "yasama" görevi yapan milletvekilleri tarafından yönetilmektedir.Ülkenin gidişatında söz sahibi olan bu ekip normal şartlar altında her 4 yılda bir yapılan genel seçimlerle, halkın tercihiyle belirlenir.Halk bu demokratik hakkını dilediği gibi kullanma hakkına sahiptir, siyasilerin icraatlarından memnun değilse dört yılda bir kendisine verilen bu hakla siyasileri cezalandırır, memnunsa da bu hakla oylarını artırarak mükâfatlandırır.Seçilen iktidardan daha 4 yıl dolmadan bir memnuniyetsizlik gündeme gelirse, halk yine anayasal bir hak olan gösteri, eylem, yürüyüş, miting hakkını kullanarak hükümeti protesto eder. Yalnız bu protestolar siyasi iradeyi o an için değiştirmez, sandıkta cezalandırmanın sinyali ya da ilanı şeklindedir.Eğer halk 4 yıl boyunca ah vah eder, protesto eylemleri yapar, mitinglerle, gösterilerle tepkisini dile getirir ardından da yine o siyasi iradeyi iş başına getirirse, bu çok anlamsız ve boş bir gayret olur. Çünkü hukuki bir hak olarak vatandaşın siyasi iradeyi cezalandırmasının tek yolu sandıkta kullandığı oydur.Eğer halk memnun olmadığı halde, halinden şikayetçi olduğu halde yine döner dolaşır bu memnun olmadığı tablonun sorumlusu siyasi iradeyi yeniden seçerse, siyasi irade artık millete yönelik bir icraat ortaya koyma gereği duymaz, "Nasıl olsa ne yapsam seçiliyorum" özgüveniyle hareket eder. Bu tablo devam ettikçe milletin bu siyasilerden artık bir çözüm bulabilmesi mümkün değildir.Halbuki, halk sandıkta siyasi iktidardan memnuniyetsizliğini onlara oy vermeyerek gösterir, daha doğrusu oylarını kendisine hizmet vereceğini düşündüğü proje sunan siyasilere kaydırırsa bu, bütün partilerde bir değişime neden olur, herkes proje üretme ve halka hizmet yarışına girer, millete en fazla hizmet sunabilecek irade iş başına getirilir.Esasen demokrasinin gereği, halkın yönetimde söz sahibi olmasının anlamı da budur.Demokrasi halkın bağırıp çağırıp, dönüp dolaşıp yine aynı kaderi yaşaması değildir.Demokrasi, halkın kendisine 4 yılda bir verilen oy hakkıyla çalışan siyasiyi mükafatlandırması, millete sırtını dönen, yürütme görevini yanlış kullananlara da haddini bildirmesidir. Yani oy bazen ödül, bazen sopadır.Bu teorik gerçeklerden sonra gelelim ülkemizdeki demokrasi uygulamasına?Asgari ücretli, açlık sınırının altında maaş almaktadır, feryat etmektedir ama 3 seçimdir dönüp AKP'ye oy vermektedir. Yaşadığı gerçeklerle verdiği oy uyuşmamaktadır.Memur yoksulluk sınırının altında maaş almaktadır, hakeza öyle, emekli öyle?Çiftçi başta Manisa'da, Ordu'da ve daha bir çok yerde 60-70 bin kişilik çiftçi mitingleri yapmıştır, halinden şikayet etmiştir, ülkenin her yerinde çiftçiler ürünleri para etmediği için çöpe atmışlar, yakmışlar böylece memnuniyetsizliklerini ifade etmişlerdir ama iş sandığa geldiğinde yine bu tablonun sorumlusunu tercih etmişlerdir.Bankalardan alınan bilgilere göre, halkın yüzde 95'i hayatını borçla, krediyle devam ettirmeye çalışmaktadır, ülkenin en iyi çalışan ve sürekli büyüyen kurumları icra daireleridir ama dönüp dolaşıp yine "istikrar" diye AKP'ye oy vermektedir.Halk, şikayetçidir, fakat şikayeti sandığa yansımamaktadır.Memnun değildir sandığa yansımamaktadır.Halkın çoğu, kapı kapı dolaştığınızda, Prof. Dr. Haydar Baş'ı takdir etmektedir, proje ve çözüm insanı olduğunu bilmektedir, dürüst, güvenilir bir şahsiyet olduğunu canı gönülden kabul etmektedir; Rusya'yı ayağa kaldıran modelin Milli Ekonomi Modeli olduğunu bilmektedir ama maalesef bu da sandığa yansımamaktadır.Ey milletim! Sizi çözümsüzlüğe iten memnun olmadıklarınıza tekrar tekrar imkan verip, çözüm olduğuna inandığınıza sandıkta fırsat vermediğinizde ülkemize çözümün geleceğine mi inanıyorsunuz?Bu ne yaman çelişkidir böyle?Ey milletim! Çözüm de sizin elinizde, çözümsüzlükte?Memnun olmadığınız tabloyu oluşturanlara ya oy vermeyin, ya da illaki verecekseniz, "aynı tas, aynı hamam" diyecekseniz 4 yıl boyunca başımızı şişirip durmayın."Tek çözüm"e oy verin ki her gün feryat eden değil, her gün bayram yapan olasınız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Türkiye, SDG’ye operasyon yapabilir mi? / 10.09.2025
- Türkiye ekonomisinde yaprak dökümü / 09.09.2025
- Bütünleşik muhalefet sözde kalmamalı / 06.09.2025
- Adalet ve demokrasi için Çağlayan’daydık / 05.09.2025
- Ekonomide büyüyoruz, enflasyon düşüyor, halk niye fakir? / 04.09.2025
- Soruşturmalar siyasi değilse, ispatlayın! / 03.09.2025
- 19 Mayıs’taki bağımsızlık yürüyüşü 30 Ağustos’ta sele dönüştü / 02.09.2025
- Komisyon, ‘cambaza bak’ oyunu mu? / 30.08.2025
- 81 ilde sığınak dün değil niye bugün? / 28.08.2025
- Komisyon kesmedi, çıtayı yükseltme peşindeler / 27.08.2025
- Türkiye ekonomisinde yaprak dökümü / 09.09.2025
- Bütünleşik muhalefet sözde kalmamalı / 06.09.2025
- Adalet ve demokrasi için Çağlayan’daydık / 05.09.2025
- Ekonomide büyüyoruz, enflasyon düşüyor, halk niye fakir? / 04.09.2025
- Soruşturmalar siyasi değilse, ispatlayın! / 03.09.2025
- 19 Mayıs’taki bağımsızlık yürüyüşü 30 Ağustos’ta sele dönüştü / 02.09.2025
- Komisyon, ‘cambaza bak’ oyunu mu? / 30.08.2025
- 81 ilde sığınak dün değil niye bugün? / 28.08.2025
- Komisyon kesmedi, çıtayı yükseltme peşindeler / 27.08.2025