Danıştay Cinayeti (5N1K) -3

Danıştay Cinayetine ilişkin okumalara devam ediyoruz. Bugün zurnanın zırt dediği noktadayız.Maddelemeye devam edelim.Madde1 : Önce ABD'nin İran savaşı için Türkiye'den neler beklediğine bir bakalım. İran -Türkiye denklemini bakınız ünlü JİNSA'nın Başkanı Tom Neumann nasıl değerlendiriyor:"Niteliği gereği İran'ın varoluş sebebi, Türkiye'nin varoluş sebebi ile tamamen zıddır."Devamında da şunu söylüyor Neumann:"Türkiye ile ABD'nin İran'daki gelişmeler konusunda aynı fikirde olduğunu düşünmemek imkansızdır."Bu cümlelerin tevile ihtiyacı var mı acaba? JİNSA Başkanı (elbette İsrail bağlamında) varoluş gerekçemizi hatırlatıyor, imkansızı gösteriyor. Bu koşullar altında bize düşen herhalde buna uygun davranmaktan başka bir şey değildir! Madde 2 : "Varoluş sebebimize uygun davranış gösterme" konusunda sorunlar var. Hatta o kadar ki, ABD muhtemel İran savaşında Türkiye'nin  kendisine arzu edilen kıvamda destek vereceğine dair inancını yitirmiş durumda. AKP'nin ya da diğer karar vericilerin son derece iyiniyetli!!! çabaları istenilen katkıyı yapmaya yeterli olmuyor. Çünkü halk bu savaşa kesinkes karşı ve deyim yerindeyse acı gerçekler (ABD'nin yalanları) o kadar çuvala sığmıyor ki  kamuoyu halkın sesine kulak vermek zorunda kalıyor.Washington (Telaviv) bu fotoğraftan fazlası ile rahatsızdır.Madde 3 : Dikkat edilirse bu rahatsızlığın nedeni AKP'nin veya diğer karar mekanizmalarının hizmette kusur etmesinden kaynaklanmıyor. Sorun aslında ABD'nin taleplerini hayata geçirecek bir sihirli formülün olmamasıdır. Şayet sorun hizmet edicilerin niyetinden kaynaklansa ABD kesinkes bunu engellerdi. Ama dediğim gibi sorun taleplerin olmazlığında!Devam edelim...Madde 4 : ABD ne olursa olsun Türkiye'nin mevcut yapısı ile İran savaşında istenilen faydayı sağlayamayacağını düşünüyor. Buradaki kritik cümle 'mevcut yapısı' ile kelimesidir. Dolayısı ile yapılacak şey şu:"Mevcut yapı değişmelidir..."Yani varlığınla hizmet edemiyorsan, yokluğunla hizmet edersin! Böyle de anlayabiliriz ve doğru laf budur.Madde 5 : Peki mevcut yapı nasıl değişecek? Tabiidir ki bunun için öncelikle varolan sistemin  alt-üst olması gerekiyor. Yani ilk adımda olabildiğince yoğun bir kaosa ihtiyaç var!Şemdinli Operasyonu, Danıştay Cinayeti (ve muhtemelen devam edecek başkaca eylemler) bu kaotik yapının habercisidir.Son cinayete gösterilen tepkideki yüksek frekans da yine bu temel noktanın işaret fişeğidir.  Madde6 : Mesele AKP'nin iktidarı veya mesela CHP'nin yahut DYP'nin filan hükumete getirilmesi ile sınırlı ya da bu kadar küçük bir oyun değildir. AKP hizmet edemiyorsa bu işi hiç kimse daha iyi yapamaz! Mesele tıpkı Irak'ta ki gibi sistemin bütün olarak değişmesi (bölünme) meselesidir.Madde7 : ABD İran savaşı için Türkiye'nin ya bölünmesini ya da derin bir kaosa sürüklenmesini istemektedir. Yani muhtemel İran savaşında ekarte olmuş bir Türkiye arzulanmaktadır.Madde 8 : İçerdekiler ABD'nin değişiklik talebini görmekte ve bunu rol kapma yarışı olarak değerlendirmektedir. Oysa göremedikleri şey artık bu yolun kapandığı ve Washington'un farklı denizlerde kulaç atmaya başladığıdır.En iyi ihtimal Türkiye'nin İran savaşına 'derin bir kaos' ile gideceği gerçeğidir.Madde 9 : Bugün Danıştay Cinayeti ile yaşadığımız şey ülkenin kaosa doğru götürülme kararlılığıdır.Cumhurbaşkanlığı'nın niçin bu kadar önemli olduğu ve gizli yetkileri de dolayısı ile anlaşılmıştır.