Milletimizin en büyük özelliklerinden birisi de savaşta, depremde, hastalıkta, yoklukta hülasa her türlü felakette canını, malını göz kırpmadan ortaya koyabilmesiydi.
Dikkat ettiyseniz (!) dili geçmiş zaman kullandım. Çünkü milletimizin bu hassasiyetleri istismar edildi, yontuldu, kullanıldı. Haliyle fedakârlığın yerini öfke aldı, tepki aldı.
İstanbul, Manisa, Ankara derken Cuma akşamı da Elazığ'da deprem meydana geldi.
Tüm milletimiz telaşlandı. Eller, Rahman'a açıldı, kardeşlerimiz için dualar edildi, ediliyor. Peş peşe acı haberler gelince hep beraber hüzünlenmeye, gözyaşı dökmeye başladık.
Amma! Depremin hemen 10 dakika sonrasında Kızılay Başkanı Kerem Kınık'ın, Twitter hesabı üzerinden para talep etmesi bir anda öfke patlamasına sebep oldu.
Neden?
Kızılay, devlet ve milletimizin gözbebeği kurumlarından birisidir. Ama dedim ya! Yıpratıldı, milletten uzaklaştırıldı.
Neden? Milletin yediğinden yemeyen, giydiğinden giymeyen, milletin hali ile hâllenmeyen saraylarda, yalılarda, lüks makam ofislerinde oturup, milleti yönetmeye kalkan ve deprem sonrası 10 TL talep eden yöneticilere millet inanmıyor, güvenmiyor.
Diğer taraftan bu millet daha 20 yıl önce (99 depremi) çok büyük acılar yaşadı ve hala o acıları hissediyor.
İşte o zaman yine tek bile, tek yürek oldu, canıyla, malıyla yardıma koştu. Devlette başta deprem vergisi başlığı adıyla zor zamanlar için para toplamaya başladı.
Deprem vergisi başlığı adı altında toplanan para miktarı 66 milyar ve yaklaşık 8 yıldır her depremden sonra bu paraların akıbeti ne oldu, haklı sorular soruluyor.
Zamanın AKP'li Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 'bu paralarla duble yollar yaptık' demişti.
Son İstanbul depreminden sonra ise Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay, 'bu paralarla 26 bin konut yaptık' dedi.
Aynı konu ama iki farklı cevap. Haliyle vatandaş inanmıyor, güvenmiyor. İhtiyaç akçesinin, bütçe açığını azaltmak için hazineye devredilmesi ise bir başka başlık!
Bakan ne demek istiyor?
Elazığ'da meydana gelen depremle ilgili bir haber kanalına bağlanan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez; "Her şeyi devletten beklemek çok da doğru olmaz. Vatandaşlarımız da hassasiyet göstererek tedbir almalı" dedi.
Nasıl yani Sayın Bakanım?
Millet paraları yastık altında istifleyip, çürük binalarda mı oturuyor?
Vatandaş nasıl tedbir alacak? İşsizlik zirvede, tarım ve hayvancılık bitmiş, çalışana reva gördüğünüz asgari ücret ortada, bankalar milletin gırtlağında. Nasıl tedbir alacak? Gusül ve kelime-i şahadetten mi bahsediyorsunuz?
Bilim insanları kale alınmıyor
Ekonomide, enerjide, inşaatta, teknolojide, eğitimde, sağlıkta vs. maalesef ehliyet ve liyakat sahibi insanlarımızın fikirleri kale alınmıyor.
4 ay önce deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür bir TV kanalında aynen şunları dile getirmişti;
"Arkadaşlar, Elazığlı olmam nedeniyle, Elazığ'da bir zamanlar Elazığ'ın depremselliği ile ilgili konferanslar verdim, uyarılar yaptım, Elazığ ve köylerini depreme hazırlayın dedim. Bu konuda kitaplar basıldı.
Ama maalesef pek bir şey yapılmadı. Tıpkı İstanbul'da olduğu gibi.
Bununla da kalmadık. Yine Elazığlı olan Prof. Namık Çağatay ve İTÜ'deki arkadaşlarla birlikte Bingöl, Elazığ, Malatya, Maraş valilik ve belediye başkanlıklarını ve bu kentlerdeki üniversiteleri bir araya getirdim. Harita Genel Komutanlığını da işe katarak proje hazırladım.
TÜBİTAK, DPT gibi birçok yere başvurduk reddedildi. Hâlbuki her fay kuşağında depremin er-geç geleceği biliniyor. Neden daha ortada deprem yokken oralar ele alınmıyor? Bileniniz var mı?"
Hadi oradan!
Hemen her gün televizyonlardan, gazetelerindeki köşelerinden bu milletin değerlerine, cumhuriyete, Atatürk'e laf edenler, iftira atanlar, sırf siyasi görüşleri için bu milletin inancına aykırı fetvalara ses çıkaramayanlar, Elazığ depremi sonrası, 'şimdi birlik olma vakti' diye mesajlar veriyorlar.
Hadi oradan.
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024