Bütün devletler ve müesseler insanlar tarafından kurulur ve yine onların elleriyle yıkılır. Devletlerin uzun ömürlü ve gerçek manada devlet olabilmeleri, kurucu iradenin insan ve devlet anlayışına ve gücüne bağlıdır. Kurucu irade insan olduğu için, merkez nokta insandır, öncelik de insan dadır. Bu temel üzerine inşa ve imar edilen insan ve devlet bütünlüğünde meydana gelen hakikat "ruh ve beden" bütünlüğü gibidir. Artık bunların ayrılması bir birine ters düşmesi asla mümkün değildir. Bu manada "devlet millet için, millet de devlet içindir" değişmez bir gerçek olarak karşımıza çıkar. Bugün bazılarının insan bazıların da devlet ve müesseler üzerinde yaptıkları yanlış değerlendirmeler ve kavgalar bu gerçekle taban tabana ters düşmektedir. Devleti ve müesseleri ıslah etmek, düzeltmek ve güçlü kılmak başkadır, aksine onları küçültmek zaafa uğratmak daha başkadır. Millet olarak bizde devletin mukaddes olması, onu kuran iradenin inancından ve medeniyet anlayışından kaynaklanıyor. Bu kudsiyetin temelinde dinine, rengine, ırkına ve cinsiyetine bakılmadan insan olarak doğan her canlının can, mal, namus emniyeti, din ve vicdan hürriyeti vardır. Devlet bunun için devlettir ve bunun için mukaddestir. Devlet bu hizmetlerini çeşitli müesseler vasıtasğıyla yaptığı için onlar da devlet gibi mukaddestirler. Yani o devletin ordusu da, yargısı da, maliyesi de, eğitimi de mukaddestir mukaddes olmak zorundardır. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışından yola çıkarsak, insan gibi ona hizmet eden müesseler de birtakım üstün değerleri ve sıfatları taşımak zorundadırlar. Milli devlet, Milli savunma, Milli ekonomi, Milli eğitim gibi. Bugün devletin müesselerini küçültmek isteyenler, bu milletin can, mal, namus emniyetini din ve vicdan hürreyetini ve milletin bağımsızlığını, vatanın bölünmez bütünlüğünü nasıl sağlamayı düşünüyorlar? Ayrıca devleti ve müesselerini idare edenlerin yanlışlarını, hatalarını günahlarını devlete ve millete yüklemek fecvkalade yanlış ve maksatlıdır. Hem devleti ve müesselerini yanlış ve maksatlı yöneteceksin, onu maksadını dışında kullanıacaksın sonra da devleti millete, millet devlete şikayet edeceksin. Bu bir millete ve devlete yapılacak en büyük ihanettir. Bilhassa şu yaşadığımız günlerede millet devlet, sivil asker kaynaşmasına, kuçaklaşmasına ve dayanışmasına her zamankinden daha çok muhtaç olduğumuz bir dönemde, devlete ve millete yönelik bu tür yanlış yaklaşımlar çok daha tehlikeli ve manidardır.
Ali Gedik / diğer yazıları
- Milli Çözüm Milli Ekonomi Modeli / 03.07.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010