ABD, Ortadoğu'daki Arap aşiret devletlerini, Siyonist İsrail kazıklarına sıkıca bağladı, yemlerini de verdi. İki yıla yakındır bize havlıyorlar. Tabi sahipleri de havlıyor. Ve malum yaptırım kararları geldi. Haliyle bildik kınıyoruz, tanımıyoruz, kabul etmiyoruz söylemleri de başladı.
Sayın Erdoğan biraz daha mutedil bir dil kullanarak hala dost vurgusu, hala neden yanımızda değil de karşımızdasınız, serzenişinde bulunuyor ve 'biz, sizin düşmanınız değiliz' mesajı veriyordu.
İşte Erdoğan'ın mesajı; "NATO müttefikimiz Amerika'dan yaptırım değil, terör örgütlerine ve bölgemizde ilgili hesabı olan güçlere karşı verdiğimiz mücadelede destek bekliyoruz. Biz ne komşuları ile ne de başka herhangi bir devletle gerilim hele çatışma peşinde koşan bir ülke asla değiliz" dedi.
Başta Dışişleri Bakanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, AKP ve hükümet sözcüleri de bu kararların yok hükmünde olduğunu, asla kabul etmediklerini açıkladılar.
MHP, CHP, İYİ Parti, Saadet de aynı tepkileri dile getirdiler. Bir de Meclis'ten ortak kınama kararı çıkardılar. Tüm prosedürler tamam.
Kınama konusunda Rusya, bizimkilerden çok daha iyiydi. ABD'yi küstahlıkla suçladı. İran ise 'komşularımız önceliğimizdir' etiketiyle ABD'nin, Türkiye aleyhindeki son yaptırımlarını şiddetle kınıyor ve (yaptırımlara karşı) Türk halkı ve hükümetinin yanında duruyoruz, dediler.
Ee, sonuç! Özellikle 2010 yılından sonra bu tip kınıyoruz, kabul etmiyoruz, tanımıyoruz hatta 'sen kimsin ya hu' söylemlerini yılda birkaç kez gördük, izledik. Başka bir stratejiniz yok mu?
Çünkü ABD, sizin şifrelerinizi çözeli çok oldu. En son geçen hafta ABD'nin eski Suriye Özel Temsilcisi ve ülkemizi su yoluna çeviren Jeffrey aynen şu cümleleri kurdu: "Erdoğan, siz ona dişlerinizi gösterene kadar geri adım atmaz… Onunla müzakere etmiş biri olarak söylüyorum; biraz batırdığınızda mantıklı biridir." (hizaya gelir).
Allah rızası için şu ABD'ye karşı bir kere, bir kere dik durun. Emin olun sizi sevmeyenler bile artık size sempati duymaya başlayacaktır.
Örneğin! S-400 mü sıkıntı. Kurun şunları, aktifleştirin. Yeni siparişleri de verin. Ortak üretim anlaşması imzalayın.
Meclis'ten bir karar çıkartın ve F-35 projesinden çekildiğinizi açıklayın.
İran ile uranyum zenginleştirme çalışmalarına başlayın.
Asın şerefli bayrağımızı İncirlik Üssü'ne. Kapatın Kürecik'i açılmamak üzere.
Kıbrıs'ta asker sayımızı arttırın. Eset ile diyaloğa başlayın. Fırat'ın doğusuna yani ABD'nin kurduğu terör devletçiğine operasyon söylemleri ardından eylemleri başlatın.
Efendim, sokak kabadayılığıyla, fevri davranışlarla, ani kararlarla devlet yönetilmez, derseniz hala 2004'teki 'müzik notası' modundasınız, derim. Hala korkak, hala her türlü borçlusunuz, derim.
Borç, demişken! Borçlu adamın hikayesini bilir misiniz? Komşusuna borçlu. Sabahlara kadar düşünüyor ve borcunu ödemek için bir yol bulamıyor.
Bu düşüncelerle geceleri uykusuzluktan harap düşüyor. En son bir gece yarısı komşusunun kapısını çalıyor.
Komşu: Hayırdır, borcunu mu getirdin?
- Hayır. Günlerdir bu borcu nasıl ödeyeceğim, diye düşündüm. Çıkış yolu bulamadım.
- O zaman bu saatte neden beni rahatsız ettin.
- Valla bu saate kadar ben düşündüm. Bundan sonra da sen düşün!..
Dik dur, ABD düşünsün. Akdeniz'de, Ortadoğu'da, Karadeniz'de, Kafkaslar'da, Asya'da Türkiyesiz ben ne yaparım, sorusunu bırakın ABD kendine sorsun.
Dünyanın ABD'den, Batı'dan ibaret olmadığı gerçeğini Türkiye de gördü diye hayıflansınlar.
Dik dur Türkiye! Muhtaç olduğun kuvvet damarlarındaki asil kanda, kudret kalbindeki imanda, yol haritan ise Milli Ekonomi Modeli'nde mevcuttur.
Yeter ki, kendine gel, ayağa kalk!
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024