Din, Allah'a ulaşmanın yoludur, vasıtasıdır; siyaset ise halkı yönetme ya da halka hizmet etme sanatıdır.
Maalesef bugün gerek din gerekse siyaset, özellikle ülkemizde oldukça farklı yorumlanmakta, aslından uzaklaşıldığı için de çok yanlış ve tehlikeli sonuçlara yol açmaktadır.
Bugün ülkemizde din siyasete malzeme yapılmaktadır.
Din bir oy toplama aracı olarak kullanılmaktadır.
Din bir rant kapısı haline getirilmiştir. Türkiye'de en karlı iş din tüccarlığıdır. Söyler misiniz FETÖ'nün bu kadar güçlenmesi başka ne ile izah edilebilir?
Din yapılan ve izah edilmesi zor yanlışlara bir örtü, bir kisve olarak kullanılmaktadır.
Din, içimizdeki ajanlar vasıtasıyla ülkemiz üzerinde hesabı olanların bölme ve işgal planlarını hayata geçirmeleri için bir uyuşturucu olarak kullanılmaktadır.
Din Müslüman Türk gençlerinin Haçlı safında bir nefer olması için kullanılmaktadır.
Görüldüğü gibi din, Allah'ın muradından, Allah Resulü'nün emanet bıraktığı Kur'an'ın ve Ehl-i Beyt'in çizgisinden saptığı, ehil olmayan, niyeti bozuk olan birilerinin gayelerine ulaşmasında bir vasıta haline dönüştüğü zaman son derece tehlikelidir.
Çanakkale'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da Atatürk'ün önderliğinde Allah'ın muradı etrafında kenetlenmiş olan Müslüman Türk'ün neler yapabileceğini, destanlar yazabileceğini, asla mağlup edilemeyeceğini anlayan düşmanlarımız, bu sefer Müslüman görünümlü ama kalbinde haç taşıyan ajanları vasıtasıyla dinin içini boşaltmışlar ve yukarıda zikrettiğimiz yanlış sonuçlara neden olmuşlardır. Din, bu tür yanlış niyetlerin bir vasıtası haline dönüşünce, en tehlikeli bir silah halini almıştır.
Ehl-i Beyt Külliyatı'nın sahibi Prof. Dr. Haydar Baş gerçek din anlayışı için şunları ifade etmektedir: "İslam dini Kur'an-ı Kerim'in iki kapağı arasında yazılı emirler ve yasaklardan oluşsa da bunların uygulama şekli, Hz. Peygamberin ve sonrasında da Ehl-i Beyt'in hayatında şekil bulur. Dinimiz sabır der, şükür der, kanaatten, tefekkürden, tevekkülden, cömertlikten, Allah için sevmekten ve Allah için vermekten bahseder. Bir Müslüman'ın bunları yapabilmesi ise Ehl-i Beyt'in tavrı ile müşahhas örneklere dönüşür?"
Biraz da "siyaset"e değinelim. Siyaset halkı idare etmektir ama bugünkü siyasiler bunu yaptıkları yanlışları halkın görmemesini sağlama, ya da görse bile bir şekilde durumu idare etme olarak yorumlamaktadır.
Ülkemizde, bu konuda ne kadar başarılıysa o kadar iyi siyasetçi oluyor maalesef?
Dürüst ve çözüm sahibi siyasetçi istenmeyen, görmezden gelinen kişi; çözümsüz, işbilmez, birilerinin taşeronu ama yapığı yanlışları örtebilen, halkı değil, durumu iyi idare eden siyasetçi makbul kişi? Böyle olunca ülkemizde siyaset sadece bir tiyatrodan ibaret oluyor. Rolünü iyi oynayanlar defalarca üstü üste seçiliyor.
Halk böyle siyasetçileri, cebinde para olmasa da, borç batağında olsa da, icralık, hacizlik olsa da, tarlasını ekemese de, ürününü satamasa da, karnı aç, sırtı çıplak olsa da, ailesini geçindiremese de, olumsuzluklar sebebiyle depresyon hastası olsa da siyaset tiyatrosunda rolünü iyi oynayanları ayakta alkışlıyor, onların peşinden ayrılmıyor.
Yalancıysan, hatta yalanların kuyrukları birbirine değmiyorsa senden iyi siyasetçi yok.
Milletin malından kepçeyle götürüp, millete damla veriyorsan senden cömerdi yok. Millete damla verdin ya, senin arkandan "çalıyor ama veriyor" övgüleri (!) dolaşır.
Dindar gözüküp dini siyasete ne kadar iyi alet edebiliyorsan o kadar mükemmel siyasetçisin milletin gözünde?
Millet böyle cahilane ve ölçüden uzak bir bakışa sahip olunca, siyasi iradeler asıl görevleri olan millete hizmet etmeyi değil, milletin gözünü boyamaya yönelik tiyatroculuğa soyunmaktadır. Siyasileri tiyatro dansözü haline getiren de milletin yanlış bakış açısıdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v), "Siz nasılsanız öyle idare olunursunuz" derken bu gerçeği ifade etmektedir.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ise hayatında pratik olarak hem dinin nasıl yaşanması gerektiğini hem de siyasetin nasıl yapılması gerektiğini dört dörtlük ortaya koymaktadır.
Sayın Baş'a göre din Allah'a ulaşmaya bir vasıta, Peygamber ve Ehl-i Beyt ölçüsüyle yaşanması gereken bir hakikattir. Siyasete vasıta yapılan bir din asla kişiyi Allah'a taşımayacağı gibi, O'ndan daha da uzaklaştırır, kişinin helakine sebep olur.
Sayın Baş'a göre siyaset, millete hizmet etme, milletin sorunlarına çare olma, çözüm bulma, onların ihtiyaçlarını karşılama, onları baş tacı etme sanatıdır. İdareci olan kişi bu noktada sadece milletine karşı değil, ahirette hesap vereceği Allah'a karşı sorumludur.
Hesap verme şuuru siyasetçide en başta olması gereken bir sorumluluktur.
Ne mutlu dini gerçek manada yaşayabilenlere, ne mutlu milletine gerçekten hizmet edenlere? Milletimizin bu gerçek din ve gerçek siyaset anlayışıyla buluşması dileğiyle?
Maalesef bugün gerek din gerekse siyaset, özellikle ülkemizde oldukça farklı yorumlanmakta, aslından uzaklaşıldığı için de çok yanlış ve tehlikeli sonuçlara yol açmaktadır.
Bugün ülkemizde din siyasete malzeme yapılmaktadır.
Din bir oy toplama aracı olarak kullanılmaktadır.
Din bir rant kapısı haline getirilmiştir. Türkiye'de en karlı iş din tüccarlığıdır. Söyler misiniz FETÖ'nün bu kadar güçlenmesi başka ne ile izah edilebilir?
Din yapılan ve izah edilmesi zor yanlışlara bir örtü, bir kisve olarak kullanılmaktadır.
Din, içimizdeki ajanlar vasıtasıyla ülkemiz üzerinde hesabı olanların bölme ve işgal planlarını hayata geçirmeleri için bir uyuşturucu olarak kullanılmaktadır.
Din Müslüman Türk gençlerinin Haçlı safında bir nefer olması için kullanılmaktadır.
Görüldüğü gibi din, Allah'ın muradından, Allah Resulü'nün emanet bıraktığı Kur'an'ın ve Ehl-i Beyt'in çizgisinden saptığı, ehil olmayan, niyeti bozuk olan birilerinin gayelerine ulaşmasında bir vasıta haline dönüştüğü zaman son derece tehlikelidir.
Çanakkale'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da Atatürk'ün önderliğinde Allah'ın muradı etrafında kenetlenmiş olan Müslüman Türk'ün neler yapabileceğini, destanlar yazabileceğini, asla mağlup edilemeyeceğini anlayan düşmanlarımız, bu sefer Müslüman görünümlü ama kalbinde haç taşıyan ajanları vasıtasıyla dinin içini boşaltmışlar ve yukarıda zikrettiğimiz yanlış sonuçlara neden olmuşlardır. Din, bu tür yanlış niyetlerin bir vasıtası haline dönüşünce, en tehlikeli bir silah halini almıştır.
Ehl-i Beyt Külliyatı'nın sahibi Prof. Dr. Haydar Baş gerçek din anlayışı için şunları ifade etmektedir: "İslam dini Kur'an-ı Kerim'in iki kapağı arasında yazılı emirler ve yasaklardan oluşsa da bunların uygulama şekli, Hz. Peygamberin ve sonrasında da Ehl-i Beyt'in hayatında şekil bulur. Dinimiz sabır der, şükür der, kanaatten, tefekkürden, tevekkülden, cömertlikten, Allah için sevmekten ve Allah için vermekten bahseder. Bir Müslüman'ın bunları yapabilmesi ise Ehl-i Beyt'in tavrı ile müşahhas örneklere dönüşür?"
Biraz da "siyaset"e değinelim. Siyaset halkı idare etmektir ama bugünkü siyasiler bunu yaptıkları yanlışları halkın görmemesini sağlama, ya da görse bile bir şekilde durumu idare etme olarak yorumlamaktadır.
Ülkemizde, bu konuda ne kadar başarılıysa o kadar iyi siyasetçi oluyor maalesef?
Dürüst ve çözüm sahibi siyasetçi istenmeyen, görmezden gelinen kişi; çözümsüz, işbilmez, birilerinin taşeronu ama yapığı yanlışları örtebilen, halkı değil, durumu iyi idare eden siyasetçi makbul kişi? Böyle olunca ülkemizde siyaset sadece bir tiyatrodan ibaret oluyor. Rolünü iyi oynayanlar defalarca üstü üste seçiliyor.
Halk böyle siyasetçileri, cebinde para olmasa da, borç batağında olsa da, icralık, hacizlik olsa da, tarlasını ekemese de, ürününü satamasa da, karnı aç, sırtı çıplak olsa da, ailesini geçindiremese de, olumsuzluklar sebebiyle depresyon hastası olsa da siyaset tiyatrosunda rolünü iyi oynayanları ayakta alkışlıyor, onların peşinden ayrılmıyor.
Yalancıysan, hatta yalanların kuyrukları birbirine değmiyorsa senden iyi siyasetçi yok.
Milletin malından kepçeyle götürüp, millete damla veriyorsan senden cömerdi yok. Millete damla verdin ya, senin arkandan "çalıyor ama veriyor" övgüleri (!) dolaşır.
Dindar gözüküp dini siyasete ne kadar iyi alet edebiliyorsan o kadar mükemmel siyasetçisin milletin gözünde?
Millet böyle cahilane ve ölçüden uzak bir bakışa sahip olunca, siyasi iradeler asıl görevleri olan millete hizmet etmeyi değil, milletin gözünü boyamaya yönelik tiyatroculuğa soyunmaktadır. Siyasileri tiyatro dansözü haline getiren de milletin yanlış bakış açısıdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v), "Siz nasılsanız öyle idare olunursunuz" derken bu gerçeği ifade etmektedir.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ise hayatında pratik olarak hem dinin nasıl yaşanması gerektiğini hem de siyasetin nasıl yapılması gerektiğini dört dörtlük ortaya koymaktadır.
Sayın Baş'a göre din Allah'a ulaşmaya bir vasıta, Peygamber ve Ehl-i Beyt ölçüsüyle yaşanması gereken bir hakikattir. Siyasete vasıta yapılan bir din asla kişiyi Allah'a taşımayacağı gibi, O'ndan daha da uzaklaştırır, kişinin helakine sebep olur.
Sayın Baş'a göre siyaset, millete hizmet etme, milletin sorunlarına çare olma, çözüm bulma, onların ihtiyaçlarını karşılama, onları baş tacı etme sanatıdır. İdareci olan kişi bu noktada sadece milletine karşı değil, ahirette hesap vereceği Allah'a karşı sorumludur.
Hesap verme şuuru siyasetçide en başta olması gereken bir sorumluluktur.
Ne mutlu dini gerçek manada yaşayabilenlere, ne mutlu milletine gerçekten hizmet edenlere? Milletimizin bu gerçek din ve gerçek siyaset anlayışıyla buluşması dileğiyle?
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024