"İnandım" diyen bir insan başıboş değildir. Kafasına göre, zaman ve zemine göre iş tutamaz. Her daim bir ölçüsü vardır, olmalıdır. Neden? Çünkü her halimizle bir imtihan içindeyiz. Yememizle, içmemizle, yürüyüşümüzle, dostlarımızla, arkadaşlarımızla, siyasi, sosyal duruş ve tercihlerimizle vs. imtihan halindeyiz, hesap vereceğiz. "İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece "İman ettik" demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?" (Ankebut 2)"İnandım" diyen insan için iki ölçü, iki kurtuluş yolu vardır. Bunu bizzat Peygamber Efendimiz garanti etmiştir; "Size iki emanet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarılırsanız asla delalete düşmezsiniz. Onlar, Allah'ın Kitabı ve Itretim (Ehl-i Beytim) dir." Yani terazimiz belli. Karşımıza bir iş, bir olay, bir onay, bir tercih çıktı mı, alacağız onu ve bu teraziye koyacağız. Terazi ne diyorsa, tercihimizde odur. Aksi halde kaybedenlerden oluruz. Şimdi karşımızda geçmişi Tanzimat'a dayanan, son altmış yılda AB olarak karşımızda duran bir olay ve onay var. Vatandaş olarak tercihimiz ne olmalı? Vekalet, verdiğimiz insanların tercihi ne olmalı? Öyle ya! Onların aldıkları her karar ve attıkları her adımdan bizde sorumluyuz ve hesaba çekileceğiz?2015 yılına girmeden 26 Aralık 2014 yazısında Prof. Dr. Haydar Baş, milletimize bir kez daha teraziyi, tarihi ve ilmi gerçekleri hatırlatarak uyardı ve kurtuluş ipine sarılmaya çağırdı. Şöyle diyordu Sayın Baş; "Tarih sahnesinde vuku bulan her savaş toplar ve silahlarla yapılsa da, sebebinin 'inançlar' olduğu hakikatini her zaman vurguluyoruz. Haçlı Seferleri'nden bu yana daha açık bir şekilde sahnelenen inançların mücadelesi, günümüzde Avrupa Birliği (AB) olarak karşımıza çıkıyor. Batı için Hıristiyan inancı, onu bir arada tutan temel nüktedir. Hatta dağılmasına kesin gözüyle bakılmaya başlayan AB'den çıkmak isteyen ülkelere, Alman Başbakanı Merkel, "Hıristiyanlık dini etrafında birliğe mecburuz" açıklamasını yapmıştı?"Yine aynı günlerde Sayın Baş, Meltem TV ekranlarında şu açıklamayı yapıyordu; "AB bir haçlı medeniyetidir!... Türkiye'yi AB'ye almazlar. Bizi niçin Avrupa Birliği'ne almazlar? Bunun 3 temel nedeni var. Birincisi bu bir medeniyet birliğidir, ikincisi ekonomik bir birliktir, üçüncüsü de dini bir birliktir? Şimdi bütün İslam âlemine baş olmuş bir devlet olarak asırlar boyunca Avrupa'yı titrettik, Viyana kapılarından daha dün geriye döndük. Şimdi adamlara diyorsun ki, beni al buraya! İşte balık hafızalı olmak, buna denir. Almaz seni yahu! Daha çok farklı sebepleri de var ama asıl bu dediğim sebeplerden dolayı seni hiç kabul etmez Avrupa?Seni arasına alması asla mümkün değil ama Avrupa şunu yapıyor; Türkiye başka bir toplulukla beraber olmasın, diye, alacakmış gibi davranıyor ve önünü kesiyor. Mesela Avrasya ile biz çok rahat beraber olabilirdik. Böyle olsaydı milyonlar önümüzde pazar olacaktı?" Evet, bu kadar derinlemesine olmasa bile oylarımızla iktidar yaptığımız, meclise taşıdığımız veya arkasından gittiğimiz partiler, liderler bu gerçeği bilmiyor mu? Emin olun çok iyi biliyorlar?"Bizi, AB'ye almazlar" gerçeğini çok iyi bilenlerden biride şimdiki başbakan Ahmet Davutoğlu'dur. Ama Sayın Davutoğlu, 2014'ün son günlerinde "Yeni Türkiye Yolunda" adlı ulusa sesleniş konuşmasında şöyle diyordu;"? Türkiye, Avrupa'nın, Avrupa tarihinin, Avrupa sosyal yapısının, Avrupa ekonomisinin Gümrük Birliğinin düzenlenen bir parçasıdır. Avrupa Birliği yönündeki kararlılığımız devam edecektir. Ama Türkiye milli iradeyle hükmeden bir siyasi yapı içinde kendi tercihlerini yapacak güçtedir. Bu tercihleri yaparken de hiçbir yerden talimat almamıştır, almayacaktır."Tarihi gerçekler, dinimizin ve medeniyetimizin değer ve ölçüleri apaçık ortadayken bu mantığın en basit tarifi "gaflettir."Ha! Başbakanken, bir birliğe girmek için dini, milli ve ekonomik ne kadar değerimiz varsa hepsinin kimyasıyla oynayan, kapanmaz gedikler açan, Cumhurbaşkanı olduktan sonra Avrupa'ya dönüp, "almazsanız almayın", iç politikaya dönüp, "kimse cumhurbaşkanına vesayet kurmaya kalkmasız" çıkışı yapan Erdoğan'ın, bu "tek adamlık" gösterisine karşı bir duruş, vesayeti kırma diyorsanız? Yinede AB'ye "hayır" dememiz lazım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Provokatör olmuşum! / 19.07.2025
- Ümmetçilik laf ile işi değil gönül işidir / 18.07.2025
- Suriye’ye barış, huzur yağıyor! / 17.07.2025
- TBMM, Sarayın iradesini mi temsil ediyor / 16.07.2025
- FETÖ yoktur, ABD’nin derin devleti vardır -2- / 15.07.2025
- FETÖ yoktur, ABD’nin derin devleti vardır -1- / 14.07.2025
- Diyanet’in 15 Temmuz hutbesi / 13.07.2025
- PKK, ‘ak’landı / 12.07.2025
- Küfrün karşısında bir tek İmam Hüseyin kalmıştı / 05.07.2025
- ‘Bana Hüseyin’den haber ver’ / 04.07.2025
- Ümmetçilik laf ile işi değil gönül işidir / 18.07.2025
- Suriye’ye barış, huzur yağıyor! / 17.07.2025
- TBMM, Sarayın iradesini mi temsil ediyor / 16.07.2025
- FETÖ yoktur, ABD’nin derin devleti vardır -2- / 15.07.2025
- FETÖ yoktur, ABD’nin derin devleti vardır -1- / 14.07.2025
- Diyanet’in 15 Temmuz hutbesi / 13.07.2025
- PKK, ‘ak’landı / 12.07.2025
- Küfrün karşısında bir tek İmam Hüseyin kalmıştı / 05.07.2025
- ‘Bana Hüseyin’den haber ver’ / 04.07.2025